Antep’te yaşanan tutuklamalara tepki:
Antep’te aralarında EMEP MYK Üyesi Mehmet Türkmen, DBP Antep İl Eş Başkanı Demet Paksoy, Eğitimsen ve BES üyesinin de olduğu 17 kişi önceki gün sosyal medya paylaşımları üzerinden “örgüt üyeliği, örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandı. Yaşanan tutuklamaya dair Emek Partisi Antep İl binasında basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya HDP, SYKP, ÖDP, ÖSP'de destek verdi.
Basın açıklamasını okuyan Emek Partisi Şahinbey İlçe Başkanı Fatma Keskintimur, “Terörle mücadele ve kamu güvenliği” propagandası eşliğinde sürdürülen sömürü, baskı ve saldırı politikalarının içeride ve dışarıda savaş kışkırtıcılığı ile devam ettiğini söyledi. Son olarak Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla AKP-Erdoğan yönetiminin sürdürdüğü politikaların hedefinde eşitlik, özgürlük ve demokrasi isteyen tüm kesimlerin olduğunu ifade eden Keskintimur, “Amaç sömürülen ve ezilen kitleler üzerindeki kuşatmayı güçlendirmek, korku yaymak ve ezerek, sindirerek baskı altında tutmaktır” dedi.
Ülkenin açık cezaevi haline geldiğini söyleyen Keskintimur, şunları söyledi: “Erdoğan-AKP iktidarının, tüm kesimlere yönelik sürdürdüğü saldırı politikalarının sonucu olarak açılan soruşturma, dava ve tutuklamalara dün bir yenisi daha eklendi. Antep’te üç gün önce 17 kişinin gözaltına alınmasıyla başlayan yeni saldırı dalgası, dün tamamının tutuklanmasıyla sonuçlandı. Emek Partisi MYK Üyesi Mehmet Türkmen ve Demokratik Bölgeler Partisi İl Eş Başkanı Demet Paksoy’un da aralarında bulunduğu 17 kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan dosyanın içeriğinde yer alan “Sosyal medya üzerinden örgüt propagandası yapmak” suçlamaları, ülkenin ifade özgürlüğü açısından ne hale geldiğini de bir kez daha göstermiş oldu. Bir Eğitim-Sen, bir BES üyesinin ve üniversite öğrencilerinin de tutuklandığı operasyonda, DBP, HDP ve EMEP’ten gözaltına alınanların tamamının tek bir dosyada birleştirilip, “PKK/KCK örgütüne üye olmak ve propagandasını yapmak” suçlamalarının atfedilmesi, daha baştan hukuk dışı bir uygulama olacağının da göstergesiydi. Nitekim dün savcılık ifadelerinin alınmasından, tutuklama talebiyle mahkemeye sevkleri ve 6 saati aşkın süren duruşmanın ardından da 17 kişinin tutuklanarak cezaevine gönderilmeleriyle sonuçlanan süreçte de görülmüştür ki Erdoğan-AKP iktidarının “Kendisi dışındakini terörist ilan eden” anlayışı, hukuk sistemini de kendi ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeye devam ediyor.”
Atfedilen suçların tamamının düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmesi gerektiğini belirten Keskintimur, “Emek Partisi Merkez Yöneticisi Mehmet Türkmen’in dosyasında kendisine yöneltilen “facebook paylaşımlarına dair suçlamalar” davanın absürtlüğüne örnek olacak niteliktedir. Bir siyasi parti yöneticisinin, temsil ettiği siyasi görüş çerçevesinde propaganda yapması ve ülkeyi yönetenleri ve yönetenlerin politikalarını eleştirmesinden daha doğal bir şey olamaz. Bu bağlamda hem hukuki hem de siyasi anlamda bu davanın takipçisi olacağız ve benzer hukuksuzluklara karşı mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Yaşananlar üzerine bir çağrı yapan Keskintimur, “Partimiz; ülkemizin özgürlük isteyen, demokrasi isteyen, halkların eşit ve özgür birliğini sağlayacak bağımsız, demokratik ve laik bir Türkiye isteyen tüm güçlerini, baskı ve sömürü altında olan tüm ezilen ve sömürülen kitleleri faşist “tek parti, tek lider” rejimi oluşturma çabalarına karşı ortak mücadeleye çağırmaktadır. Çünkü bu saldırıları püskürtmenin yolu, tüm emek demokrasi güçlerinin birlikte mücadele etmesinden geçmektedir” dedi.
Antep’te aralarında EMEP MYK Üyesi Mehmet Türkmen, DBP Antep İl Eş Başkanı Demet Paksoy, Eğitimsen ve BES üyesinin de olduğu 17 kişi önceki gün sosyal medya paylaşımları üzerinden “örgüt üyeliği, örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandı. Yaşanan tutuklamaya dair Emek Partisi Antep İl binasında basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya HDP, SYKP, ÖDP, ÖSP'de destek verdi.
Basın açıklamasını okuyan Emek Partisi Şahinbey İlçe Başkanı Fatma Keskintimur, “Terörle mücadele ve kamu güvenliği” propagandası eşliğinde sürdürülen sömürü, baskı ve saldırı politikalarının içeride ve dışarıda savaş kışkırtıcılığı ile devam ettiğini söyledi. Son olarak Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla AKP-Erdoğan yönetiminin sürdürdüğü politikaların hedefinde eşitlik, özgürlük ve demokrasi isteyen tüm kesimlerin olduğunu ifade eden Keskintimur, “Amaç sömürülen ve ezilen kitleler üzerindeki kuşatmayı güçlendirmek, korku yaymak ve ezerek, sindirerek baskı altında tutmaktır” dedi.
Ülkenin açık cezaevi haline geldiğini söyleyen Keskintimur, şunları söyledi: “Erdoğan-AKP iktidarının, tüm kesimlere yönelik sürdürdüğü saldırı politikalarının sonucu olarak açılan soruşturma, dava ve tutuklamalara dün bir yenisi daha eklendi. Antep’te üç gün önce 17 kişinin gözaltına alınmasıyla başlayan yeni saldırı dalgası, dün tamamının tutuklanmasıyla sonuçlandı. Emek Partisi MYK Üyesi Mehmet Türkmen ve Demokratik Bölgeler Partisi İl Eş Başkanı Demet Paksoy’un da aralarında bulunduğu 17 kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan dosyanın içeriğinde yer alan “Sosyal medya üzerinden örgüt propagandası yapmak” suçlamaları, ülkenin ifade özgürlüğü açısından ne hale geldiğini de bir kez daha göstermiş oldu. Bir Eğitim-Sen, bir BES üyesinin ve üniversite öğrencilerinin de tutuklandığı operasyonda, DBP, HDP ve EMEP’ten gözaltına alınanların tamamının tek bir dosyada birleştirilip, “PKK/KCK örgütüne üye olmak ve propagandasını yapmak” suçlamalarının atfedilmesi, daha baştan hukuk dışı bir uygulama olacağının da göstergesiydi. Nitekim dün savcılık ifadelerinin alınmasından, tutuklama talebiyle mahkemeye sevkleri ve 6 saati aşkın süren duruşmanın ardından da 17 kişinin tutuklanarak cezaevine gönderilmeleriyle sonuçlanan süreçte de görülmüştür ki Erdoğan-AKP iktidarının “Kendisi dışındakini terörist ilan eden” anlayışı, hukuk sistemini de kendi ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeye devam ediyor.”
Atfedilen suçların tamamının düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmesi gerektiğini belirten Keskintimur, “Emek Partisi Merkez Yöneticisi Mehmet Türkmen’in dosyasında kendisine yöneltilen “facebook paylaşımlarına dair suçlamalar” davanın absürtlüğüne örnek olacak niteliktedir. Bir siyasi parti yöneticisinin, temsil ettiği siyasi görüş çerçevesinde propaganda yapması ve ülkeyi yönetenleri ve yönetenlerin politikalarını eleştirmesinden daha doğal bir şey olamaz. Bu bağlamda hem hukuki hem de siyasi anlamda bu davanın takipçisi olacağız ve benzer hukuksuzluklara karşı mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Yaşananlar üzerine bir çağrı yapan Keskintimur, “Partimiz; ülkemizin özgürlük isteyen, demokrasi isteyen, halkların eşit ve özgür birliğini sağlayacak bağımsız, demokratik ve laik bir Türkiye isteyen tüm güçlerini, baskı ve sömürü altında olan tüm ezilen ve sömürülen kitleleri faşist “tek parti, tek lider” rejimi oluşturma çabalarına karşı ortak mücadeleye çağırmaktadır. Çünkü bu saldırıları püskürtmenin yolu, tüm emek demokrasi güçlerinin birlikte mücadele etmesinden geçmektedir” dedi.
RSS