ANASAYFA arrow right Güncel

Kaşıkla verip kepçeyle alan bu yasayı tanımıyoruz

Kaşıkla verip kepçeyle alan bu yasayı tanımıyoruz
YAYINLAMA: 07 Temmuz 2023 / 18.14
GÜNCELLEME: 07 Temmuz 2023 / 18.54
"TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda bugün görüşülecek kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa, kamu emekçilerine verilecek yüzdelik artış oranı, seyyanen zam, vergi dilimi, kök maaş, kıdem tazminatı ve emeklilere yansıyacak oranlar hakkında çok ciddi hak kayıpları yaşanacaktır."

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Danışma Meclisi, vergi zamlarına ve memur maaşlarına ilişkin eylemdeydi.

Ankara'da KESK Danışma Meclisi üyelerinin katılımıyla bugün (7 Temmuz) Yılmaz Güney Sahnesi önünde yapılan açıklamada, önümüzdeki süreçte yaşanacak hak kayıplarına dikkat çekildi.

KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, TÜİK'in enflasyon verilerini açıklamasının ardından, AKP iktidarının 'seçim vaadi' olan en düşük kamu emekçisi maaşının 22 bin TL'ye çıkarılmasını öngören teklifini hatırlattı.

"Ne yazık ki, iktidarın iddia ve estirdiği rüzgârın aksine gerçek enflasyon oranı dikkate alındığında yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen bu artışla kamu emekçileri sefalet koşullarında yaşamaya devam edecektir" diyen Kablan, henüz yasa teklifi Meclis'e sunulmadan 'zam yağmuru' ile karşı karşıya kalındığını söyledi.

"Çok ciddi hak kayıpları yaşanacak"

Kablan, "TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda bugün görüşülecek kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa, kamu emekçilerine verilecek yüzdelik artış oranı, seyyanen zam, vergi dilimi, kök maaş, kıdem tazminatı ve emeklilere yansıyacak oranlar hakkında çok ciddi hak kayıpları yaşanacaktır" dedi ve şu maddeleri sıraladı:

Kamu emekçilerinin maaş artışlarına ilişkin iktidar kanadından yapılan açıklamalarda söz konusu artışın yüzde 17,55 + 8 bin 77 lira şeklinde olacağı ifade edilmektedir. Oysa TBMM'ye sunulan Torba Yasa teklifinde kök ücretlere yapılacak zam enflasyon farkı artı toplu sözleşme zammı toplamı olan yüzde 17,55'te kalmaktadır. 8 bin 77 TL'nin ise seyyanen "ilave ödeme" olarak eklendiği görülmektedir. Bu durumda iktidar tarafından 985 TL çalışmayan eş yardımı ve iki çocuk üzerinden 325 TL çocuk yardımıyla en düşük 11 bin 800 TL olan en düşük maaşı alan kamu emekçisinin eline 22 bin TL geçecektir. Ancak gerçekte bu emekçinin gerçek maaşı, yani kök maaşı 13 bin 870 TL olacaktır. Dolayısıyla bundan sonraki dönemlerde maaş zammı 22 bin TL üzerinden değil, 13 bin 870 TL üzerinden yapılacaktır. Şimdi verilen 8 bin 77 TL ise hiç artmayacak, birkaç yıl içinde de eriyip gidecektir.

Tekrar altını çizecek olursak 8 bin 77 TL'lik artış taban aylık katsayısı artışı yoluyla değil tüm kamu emekçilerine seyyanen artıştır. Bu durumda söz konusu 8 bin 77 TL seyyanen artış mevcutta ödenmekte olan aylık, tazminat, ödenek, ikramiye, döner sermaye payı gibi pek çok unsurun hesabında dikkate alınmayacaktır. Dolayısıyla kıdem tazminatı oranı da açıklandığı üzere yüzde 74 değil, seyyanen zam nedeniyle daha düşük oranda artacaktır. Emekli olmayı bekleyen binlerce EYT'li de daha düşük kıdem tazminatı alacaktır.

Torba yasadaki maaş artışlarında 2,5 milyon kamu emekçisi emeklisi yok sayılmıştır. Teklif bu hali ile yasalaşırsa kamu emekçisi emeklileri ilave ya da seyyanen denilen 8 bin 77 TL artıştan yararlanamayacaktır. 2,5 milyon emeklinin maaşında sadece enflasyon farkı ve toplu sözleşme artışı toplamı olan yüzde 17,55 oranında bir artış yapılacaktır. Bu durumda mevcutta 7 bin 950 TL olan en düşük memur emeklisi maaşı sadece 1.395 TL artarak 9.345 TL' de kalacaktır. Bu haksızlık kabul edilemez.

KESK olarak yıllardır iktidarların bizi refahta değil, yoksullukta ve sefalette eşitlemeye çalıştığına dikkat çekiyoruz. 21 yıldır ülkeyi yönetenlerin kamu emekçilerini sefalette eşitleme hedefi bu torba yasa ile daha da netleşmiştir. Çünkü resmi verilere göre 12 yıl önce en düşük kamu emekçisi maaşının 1,5 katı olan ortalama kamu emekçisi maaşı 8 bin 77 TL'lik seyyanen artış sonucunda 1,1 katına inecektir.

Yapılmak istenen düzenleme ile "en düşük memur maaşını 22 bin TL'ye çıkarıyoruz" diye övünülse de söz konusu artışın taban aylık katsayısı artışı yoluyla değil seyyanen yapılması kamu emekçilerinin derece ve kademelerine göre ezici bir çoğunluğuna daha düşük oranlarda artış yapılması demektir. Nitekim resmi verilere göre 2022 Haziran sonu itibari ile 3 milyon 433 bin kamu emekçisinden sadece 3 bin 411'i en düşük derece olan dolayısıyla maaşı da en az olan 15inci derecede yer almaktadır. Bunun bir üstünde yani 14üncü derecede yer alan kamu emekçisi sayısı sadece bin 253 iken, 13'üncü derecede yer alan kamu emekçisi sayısı 8 bin 643'tür. 15inci dereceden 9'uncu dereceye kadar olan kamu emekçilerinin toplam sayısı 165 bin 997'dir. Yani söz konusu 8 bin 77 TL'lik artıştan kamu emekçilerinin sadece yüzde 5'i göreceli olarak daha avantajlı olarak yaralanacaktır. Derecesi 9 ve üzeri olan ve kamu emekçilerinin yüzde 95'i gibi ezici bir çoğunluğunu oluşturanlarsa 8 bin 77 TL'lik seyyanen artıştan kaynaklı olarak daha fazla kayıp yaşayacaktır.

"En düşük maaş 40 bin TL üzerinde olmalı"

Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 12 bin 500 TL, yoksulluk sınırının 40 bin TL olduğunu hatırlatan Kablan, "Kamudan emekli olanların açlığa mahkûm edilmesi affedilecek ya da 'iyileştirmeye çalışacağız' denilerek geçiştirilecek bir durum değildir" dedi.

Kablan, en düşük kamu emekçisi maaşının 40 bin TL olan yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret olması talebinde bulundu.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *