Kırkayak Parkı’nda düzenlenen 1 Mayıs kutlamasına DİSK, TMMOB, TTB, Tüm-Tis, Belediye-İş işçilerinin yanı sıra CHP, HDP ve Gaziantep-Kilis Tabip Odası katıldı. Kutlamalar polis eşliğinde yapıldı
Büyük bir kavganın arifesin de alanlarda olduklarını ifade eden DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Referandumdan önce söyledik, anlattık; evet çıkarsa ilk işleri kıdem tazminatını gasp etmek olacak dedik. Kıdem tazminatının gaspına ‘hayır’ dedik. DİSK tarihsel bir uyarıda bulundu ve haklı çıktı. Buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum; kıdem tazminatı yük değil, haktır. Kıdem tazminatı işten çıkarılan işçinin evine götürdüğü ekmektir. Kıdem tazminatımız iş güvencemizdir. Şimdi size soruyorum. Görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar duysun. Kıdem tazminatını yağmalamak isteyenlere izin verecek misiniz?” diye sordu.
Görmeyen gözler görsün
duymayan kulaklar duysun
“İşçiler kendilerine verilen sözleri de, yalanı da doğruyu da unutmazlar” diyen Güdücü, “1 Kasım 2015 seçimlerinden önce “taşerona kadro” vaat ederek oy istediler. Meclis kürsüsüne çıkıp “kadro” müjdesi verdiler. Peki sizlere soruyorum. Sözlerinde durdular mı? Taşerona kadro verdiler mi? Görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar duysun; taşerona kadro yalanını unutacak mıyız? İşçilere yalan söyleyenleri affedecek miyiz? Hayır. Taşeron işçilerine verdikleri sözü tutmayanlar, daha da beterini bizlere dayattı. Kiralık işçilik adı verilen kölelik düzenini getirdi. Köle satar gibi işçi kiralamayı yasal hale getirdiler. Bu da yetmedi, kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıracaklarını açıkladılar. Artık yeter. Buradan hep beraber haykıralım. Köleliğe teslim olacak mıyız? Hayır. Köleliğe teslim olmayan işçiler kazanacak, köle tüccarları kaybedecek” dedi.
Gün karanlığa karşı aydınlık
Türkiye için meşale yakma günü
Güdücü, “Sözlerime son verirken bu topraklarda, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış, sendikal hak ve özgürlük mücadelesi verenlere selam olsun diyorum. 1 Mayıs şehitlerine, 8 Mart’ı bir direniş günü haline getiren emekçi kadınlara, 15-16 Haziran şanlı işçi direnişini yaratanlara, gezi direnişinde yitirdiğimiz gençlerimize, 10 Ekim’de yitirdiğimiz barış güvercinlerimize, işçi sınıfının mücadelesine önderlik eden Kemal Türkler’e, Abdullah Baştürk’e ve Kemal Nebioğlu’na selam olsun” şeklinde açıklama yaptı.
KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez ise, “OHAL, KHK’lar süreklileştiği, iş güvencemiz ve kıdem tazminatının ortadan kaldırmak istendiği, istihdam bürolarıyla modern kölelik koşullarının dayatıldığı, kadına yönelik şiddetin arttığı, çocuklara yönelik istismarın yükseldiği, demokrasi, Alevi sorunu, Kürt sorunu, laiklik sorunu gibi temel sorunların acil çözüm beklediği binlerce siyasetçinin, basın emekçisinin akademisyenin, aydının, sendika aktivistlerinin tutuklandığı koşullarda 2017 1 Mayıs’a giriyoruz” diye konuştu.
On binlerce kamu emekçisi
hakkında soruşturma açıldı
Ersönmez, “1 Mayıs’a vesilen olan 1886 yılında gerçekleştirilen grev üzerinden tam130 yıl geçti. O günden bu yana işçi sınıfı, ezilenlerin her türlü bedeli ödeyerek grev hakkını uluslararası sözleşmelerle güvenceye aldılar. Ancak ülkemizde son üç yılda gerçekleştirdiğimiz grevler nedeniyle on binlerce kamu emekçisi hakkında soruşturma açıldı, cezalar verildi. Ulusal ve uluslararası sözleşme ve yasalarla güvence altına alınan sendikal faaliyetlerimiz, ihraç ve açığa almalarda gerekçe haline getirildi” ifadesini kullandı.
“Hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına alarak intikam hırsıyla KHK listelerini oluşturanlar ve hazırlanmasına katkı sunanların peşini KESK asla bırakmayacaktır” diyen KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, taleplerini şöyle sıraladı; “OHAL’in kaldırılması, KHK’ların geri alınması, darbeyle herhangi bir ilintisi bulunmadığı halde açığa alınan veya ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesi, güvensizleştirmeye, taşeron köleliğine ve örgütsüzleştirmeye, satış sözleşmeleri ile açık sınırına yakın bir ücret dayatmasına, ek ödemelerimiz maaşımıza yansıtılmadığı için emekliliğimizde sefalete itilmeye karşıyız.”
Sıra kıdem tazminatının
tasfiyesinde
Sıranın kıdem tazminatının tasfiye edilmesine geldiğini belirten Tüm-Tis Gaziantep Şube Başkanı Mahmut Özyurt da, “1936’da elde edilmiş 81 yıllık kazanım olan kıdem tazminatı hakkını yarıya düşürerek tamamen ortadan kaldırmayı planlıyorlar. Kıdem tazminatı, iş verenin bize yapmış olduğu yardım değildir. Kıdem tazminatı, biz işçilerin karşılığını çalışarak işverene ödediği ertelenmiş, bir ücrettir. Bu nedenle yasal hakkımız, alın terimiz, çoluk çocuğumuzun rızkı olan kıdem tazminatının tutarı konusunda hükümetin de işverenin de söz hakkı yoktur, olmamalıdır” diye konuştu.
Sonunda kazanan
işçi ve emekçi olacak
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Hamza Ağca, “İşçiler, emekçiler ve çalışanlar bir arada birlik ve dayanışma halindeler. Geçmişte senelerde de kutladık, gelecek yıllarda da kutlayacağız. Neyin mücadelesi bu? Hak arama mücadelesi, adalet, hak, hakkaniyet ve ekmek mücadelesi. İşçi, emekçi ve çalışanların ortak sorunları çok fazla. Diğer sorunumuz işçi ölümleri ve kazaları. 2016 yılında 2 bine yakın işçimiz öldü. Oysaki iş kazaları önlenebilen kazaların başında gelir. Tedbir alırsanız o ölüm olmaz. Biraz maliyet gerektiren tedbirlerle ölümlerin önüne çok rahat geçebiliriz. Son 5 yıl içinde 250’ya yakın çocuk işçi vefat etti. Buna hangi yürek dayanır, buna nasıl tedbir alınmaz. Bunun içinde her birlikte mücadele edeceğiz ve sonunda kazanan işçi ve emekçi olacak” şeklinde açıklama yaptı. Hüseyin Karataş
Büyük bir kavganın arifesin de alanlarda olduklarını ifade eden DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Referandumdan önce söyledik, anlattık; evet çıkarsa ilk işleri kıdem tazminatını gasp etmek olacak dedik. Kıdem tazminatının gaspına ‘hayır’ dedik. DİSK tarihsel bir uyarıda bulundu ve haklı çıktı. Buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum; kıdem tazminatı yük değil, haktır. Kıdem tazminatı işten çıkarılan işçinin evine götürdüğü ekmektir. Kıdem tazminatımız iş güvencemizdir. Şimdi size soruyorum. Görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar duysun. Kıdem tazminatını yağmalamak isteyenlere izin verecek misiniz?” diye sordu.
Görmeyen gözler görsün
duymayan kulaklar duysun
“İşçiler kendilerine verilen sözleri de, yalanı da doğruyu da unutmazlar” diyen Güdücü, “1 Kasım 2015 seçimlerinden önce “taşerona kadro” vaat ederek oy istediler. Meclis kürsüsüne çıkıp “kadro” müjdesi verdiler. Peki sizlere soruyorum. Sözlerinde durdular mı? Taşerona kadro verdiler mi? Görmeyen gözler görsün, duymayan kulaklar duysun; taşerona kadro yalanını unutacak mıyız? İşçilere yalan söyleyenleri affedecek miyiz? Hayır. Taşeron işçilerine verdikleri sözü tutmayanlar, daha da beterini bizlere dayattı. Kiralık işçilik adı verilen kölelik düzenini getirdi. Köle satar gibi işçi kiralamayı yasal hale getirdiler. Bu da yetmedi, kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıracaklarını açıkladılar. Artık yeter. Buradan hep beraber haykıralım. Köleliğe teslim olacak mıyız? Hayır. Köleliğe teslim olmayan işçiler kazanacak, köle tüccarları kaybedecek” dedi.
Gün karanlığa karşı aydınlık
Türkiye için meşale yakma günü
Güdücü, “Sözlerime son verirken bu topraklarda, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış, sendikal hak ve özgürlük mücadelesi verenlere selam olsun diyorum. 1 Mayıs şehitlerine, 8 Mart’ı bir direniş günü haline getiren emekçi kadınlara, 15-16 Haziran şanlı işçi direnişini yaratanlara, gezi direnişinde yitirdiğimiz gençlerimize, 10 Ekim’de yitirdiğimiz barış güvercinlerimize, işçi sınıfının mücadelesine önderlik eden Kemal Türkler’e, Abdullah Baştürk’e ve Kemal Nebioğlu’na selam olsun” şeklinde açıklama yaptı.
KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez ise, “OHAL, KHK’lar süreklileştiği, iş güvencemiz ve kıdem tazminatının ortadan kaldırmak istendiği, istihdam bürolarıyla modern kölelik koşullarının dayatıldığı, kadına yönelik şiddetin arttığı, çocuklara yönelik istismarın yükseldiği, demokrasi, Alevi sorunu, Kürt sorunu, laiklik sorunu gibi temel sorunların acil çözüm beklediği binlerce siyasetçinin, basın emekçisinin akademisyenin, aydının, sendika aktivistlerinin tutuklandığı koşullarda 2017 1 Mayıs’a giriyoruz” diye konuştu.
On binlerce kamu emekçisi
hakkında soruşturma açıldı
Ersönmez, “1 Mayıs’a vesilen olan 1886 yılında gerçekleştirilen grev üzerinden tam130 yıl geçti. O günden bu yana işçi sınıfı, ezilenlerin her türlü bedeli ödeyerek grev hakkını uluslararası sözleşmelerle güvenceye aldılar. Ancak ülkemizde son üç yılda gerçekleştirdiğimiz grevler nedeniyle on binlerce kamu emekçisi hakkında soruşturma açıldı, cezalar verildi. Ulusal ve uluslararası sözleşme ve yasalarla güvence altına alınan sendikal faaliyetlerimiz, ihraç ve açığa almalarda gerekçe haline getirildi” ifadesini kullandı.
“Hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına alarak intikam hırsıyla KHK listelerini oluşturanlar ve hazırlanmasına katkı sunanların peşini KESK asla bırakmayacaktır” diyen KESK Gaziantep Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, taleplerini şöyle sıraladı; “OHAL’in kaldırılması, KHK’ların geri alınması, darbeyle herhangi bir ilintisi bulunmadığı halde açığa alınan veya ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesi, güvensizleştirmeye, taşeron köleliğine ve örgütsüzleştirmeye, satış sözleşmeleri ile açık sınırına yakın bir ücret dayatmasına, ek ödemelerimiz maaşımıza yansıtılmadığı için emekliliğimizde sefalete itilmeye karşıyız.”
Sıra kıdem tazminatının
tasfiyesinde
Sıranın kıdem tazminatının tasfiye edilmesine geldiğini belirten Tüm-Tis Gaziantep Şube Başkanı Mahmut Özyurt da, “1936’da elde edilmiş 81 yıllık kazanım olan kıdem tazminatı hakkını yarıya düşürerek tamamen ortadan kaldırmayı planlıyorlar. Kıdem tazminatı, iş verenin bize yapmış olduğu yardım değildir. Kıdem tazminatı, biz işçilerin karşılığını çalışarak işverene ödediği ertelenmiş, bir ücrettir. Bu nedenle yasal hakkımız, alın terimiz, çoluk çocuğumuzun rızkı olan kıdem tazminatının tutarı konusunda hükümetin de işverenin de söz hakkı yoktur, olmamalıdır” diye konuştu.
Sonunda kazanan
işçi ve emekçi olacak
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Hamza Ağca, “İşçiler, emekçiler ve çalışanlar bir arada birlik ve dayanışma halindeler. Geçmişte senelerde de kutladık, gelecek yıllarda da kutlayacağız. Neyin mücadelesi bu? Hak arama mücadelesi, adalet, hak, hakkaniyet ve ekmek mücadelesi. İşçi, emekçi ve çalışanların ortak sorunları çok fazla. Diğer sorunumuz işçi ölümleri ve kazaları. 2016 yılında 2 bine yakın işçimiz öldü. Oysaki iş kazaları önlenebilen kazaların başında gelir. Tedbir alırsanız o ölüm olmaz. Biraz maliyet gerektiren tedbirlerle ölümlerin önüne çok rahat geçebiliriz. Son 5 yıl içinde 250’ya yakın çocuk işçi vefat etti. Buna hangi yürek dayanır, buna nasıl tedbir alınmaz. Bunun içinde her birlikte mücadele edeceğiz ve sonunda kazanan işçi ve emekçi olacak” şeklinde açıklama yaptı. Hüseyin Karataş
RSS