ANASAYFA arrow right Güncel

Kırsal nüfusun ve tarım alanlarının azalması Türkiye’yi ithalata bağımlı yaptı

Kırsal nüfusun ve tarım alanlarının azalması Türkiye’yi ithalata bağımlı yaptı
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.33
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.33
Hububat Sen Gaziantep İl Temsilcisi Karaca Bozgeyik, tarımda kendi kendine yetebilen Türkiye’nin nasıl bir an da ithalat
Hububat Sen Gaziantep İl Temsilcisi Karaca Bozgeyik, tarımda kendi kendine yetebilen Türkiye’nin nasıl bir an da ithalatçı ülke konumuna geldiğini Sabah’a anlattı. Türkiye’nin hububat, pamuk, bitkisel ve yağ bitkileri ve hayvansal üretimde dışa bağımlı olduğunu söyleyen Karaca, “Uluslararası anlaşmalar ile tarım ürünlerinde gümrük vergilerinin zorunlu olarak düşürülmesi ithal ürünlerin iç piyasaya daha ucuz girmesine kapı açtı. Toprak Mahsulleri Ofisi ve kooperatiflerin işlevsizleştirilmeleri sonucu çiftçiler, ürün piyasasında büyük alıcılara mahkum edildiler. Yem ve süt fiyatlarının piyasayı kontrol eden şirketlerce belirlenmesi hayvan yetiştiricilerini mağdur etti. Bu süreçler kırsal nüfusun ve tarım alanlarının azalmasına, ülkenin ithalata bağımlı olmasına neden oldu” şeklinde konuştu.
Nasıl oluyor da bu avantajlı
durum kaybediliyor?
Türkiye’nin ithalata bağımlı ülke konumuna nasıl geldiğini öğrenmek için geçmişe bakılması önerisinde bulunan Bozgeyik, “24 Ocak kararları ve 1980 askeri darbesini izleyen yıllarda uygulamaya konulan politikalar ve “Üreticiyi ithalatla terbiye etme” politikası günümüzde de artarak devam ediyor. Coğrafya ve iklim bakımından çok elverişli konumda bulunan, farklı ekolojik, bölgeleri barındıran ve bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengin olan Türkiye FAO’nun son verilerine göre 23,7 milyon hektar ile Avrupa’da en büyük tarım arazisine sahip ülke konumundadır. Nasıl oluyor da bu avantajlı durum kaybediliyor?” diye sordu.
2018 yılı itibariyle gerek tarımsal ihracatımız gerekse ithalatımız 18 milyon dolar civarın olduğunu kaydeden Bozgeyik, “Türkiye tarımsal üretim için kullanılan tohum, gübre, ilaç, traktör ve mazot gibi girdilerin yanı sıra hububat, pamuk, yağ bitkileri, bitkisel yağlar ve hayvansal üretimde ithalata bağımlıdır. 2018 yılında 20 milyon ton buğday üreten Türkiye, bunun yüzde 30’unu ithalat yapmıştır. Yalnızca buğday, mısır, soya, ayçiçeği, pamuk, canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı için ödenen bedel 6.6 milyar, yani 30 milyar TL’dir” ifadelerini kullandı.
Çiftçilerin kooperatiflerle
ilişkisi koparıldı
Hububat Sen Gaziantep İl Temsilcisi Karaca Bozgeyik, konuşmasına şu cümlelerle sonlandırdı: “Tarım ve Orman Bakanlığı, tarımı geliştirmekten çok ithalat ve ihracat işlerini düzenler hale getirildi. Tohumculuk Kanun’u çıkarılarak meydan çok uluslu şirketlere bırakıldı. Çiftçilerin üretimden pazarlamaya kadar yol gösteren kooperatiflerle ilişkisi koparıldı. Tarımda üretimi teşvik amaçlı destekten daha fazlası ithalata verildi. Kaynaklarımız, çiftçimiz yerine ithalat yaptığımız ülke çiftçilerinin refahına sunuldu. Dış talimatlarla biçimlenen politikalar terk edilmedikçe, tarımda gelişmiş ülkelerdeki kadar desteklenmedikçe, çiftçi bilgi ve teknoloji ile buluşturulmadıkça, müdahale kurumları KİT’lerle yeniden tesis edilmedikçe, tarımda ithalata bağımlılıktan kurtulmamız mümkün değildir.” Hüseyin Karataş
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *