Eğitim-Sen Gaziantep Şubesi, ''1 Eylül Dünya Barış Günü''nü kutladı.
Eğitimsen Gaziantep Şubesi'nden yapılan açıklamada, Türkiye'nin emperyalist müdahalelerin maşası olmadığını bildirdi.
Açıklamada, “Türkiye’yi emperyalist müdahalelerin maşası değil, barışın ve kardeşliğin savunucusu ve mücadelecisi haline getirmek hepimizin görevidir. Bölgede ve dünyada barış, kardeşlik ve özgürce birarada yaşamı savunmak için, şimdi her zamankinden daha fazla mücadeleye ihtiyaç vardır. Daha güçlü bir barış çağrısını seslendirmek, emperyalizme karşı halkların birlikte mücadelesini büyütebilmek için, her türlü emperyalist ilişkilerin tasfiye edildiği, tam bağımsız ve özgür bir Türkiye çığlığımızı yükseltmenin şimdi tam zamanıdır” denildi.
Katliamların sorumlusu
hükümet ve İçişleri bakanıdır
“Otuz yılı aşkın bir süredir on binlerce insanımızın ölümüne sebep olan Kürt sorununda girilen yeni evre, kaygılarımızı her gün artırmaktadır. Ülkemizde yıllardır devam “ettirilen otoriter, baskıcı, tekleştirici, anti-demokratik devlet anlayış, bugün AKP’nin sivil otoritesi eşliğinde Alevilerin, Kürt halkının ve tüm ötekileştirilenlerin özgürlük alanının gittikçe daralmasına neden olmaktadır. Barışçıl ve demokratik çözüm için somut adımların atılmaması şiddet ve ölümlerin sürmesine neden olmaktadır. Gaziantep’te on yurttaşımızın hayatına mal olan patlama ve benzer olaylar zaten kangrenleşen Kürt sorununun çözümünü daha da çıkılmaz hale getirmekte, sorunun çözümünü ertelemekte, halklar arasına nifak tohumu ekmeye devam etmektedir. Katliamın Sorumlusu Savaş ve Şiddet Politikalarında Israr Eden Hükümettir, İçişleri Bakanı İdris Naim ŞAHİN’dir. Dolayısıyla İçişleri Bakanı derhal istifa etmelidir. Olaydan sonra hedef tahtasında gösterilen BDP binaları saldırıya uğramış, cam ve çerçeveleri kırılmış, ateşe verilmiştir.
Bu tür provokasyonlar ve katliamlar karşısında en ucuz yol olarak Kürt halkının hedef gösterilmesi kabul edilemez. Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Alevi, Sünni, Hıristiyan her dilden ve her inançtan halklarımızın kardeşçe bir arada yaşadığı Gaziantep’te katliamın acılarını birlikte sarması gereken yurttaşlarımız karşı karşıya getirilmek istenmiştir. Bu vesile ile 20 Ağustosta meydana gelen patlamayı lanetliyor ve kınıyoruz. Olayda yaşamlarını yitiren vatandaşlarımıza baş sağlığı diliyor ve insanlar arasındaki kardeşliği zedelemeyi hedefleyen bu olayın arkasındaki gerçek faillerin bulunmasını istiyoruz.” ifadesine yer verildi.
Bölgede ve dünyada barışın kardeşliğin ve özgürce bir arada yaşamı savunmak için şimdi her zamankinden daha fazla mücadeleye ihtiyaç olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Bizler, barış içinde bir dünya ve Türkiye mümkündür diyoruz. Mücadele ruhumuzun bizlere kattığı güvenle bu inanca sahip çıkıyoruz. Artık kimsenin ölmediği, bombalardan ve silahlardan temizlenmiş bir ülke bir dünya istiyoruz. Evet, şimdi daha güçlü bir barış çağrısını seslendirme zamanıdır. Ülkede, bölgede ve dünyada emek için, barış için, kardeşlik ve özgürce bir arada yaşamak için şimdi her zamankinden daha fazla mücadele zamanıdır. 1 Eylül'de Türkiye'de tüm savaş karşıtlarının seslerini birleştirme zamanıdır. 1 Eylül'de Suriye'ye emperyalist müdahaleye ve savaşa hayır deme, halkların kardeşliğini yüksek sesle hep birlikte haykırma zamanıdır.''AA
Eğitimsen Gaziantep Şubesi'nden yapılan açıklamada, Türkiye'nin emperyalist müdahalelerin maşası olmadığını bildirdi.
Açıklamada, “Türkiye’yi emperyalist müdahalelerin maşası değil, barışın ve kardeşliğin savunucusu ve mücadelecisi haline getirmek hepimizin görevidir. Bölgede ve dünyada barış, kardeşlik ve özgürce birarada yaşamı savunmak için, şimdi her zamankinden daha fazla mücadeleye ihtiyaç vardır. Daha güçlü bir barış çağrısını seslendirmek, emperyalizme karşı halkların birlikte mücadelesini büyütebilmek için, her türlü emperyalist ilişkilerin tasfiye edildiği, tam bağımsız ve özgür bir Türkiye çığlığımızı yükseltmenin şimdi tam zamanıdır” denildi.
Katliamların sorumlusu
hükümet ve İçişleri bakanıdır
“Otuz yılı aşkın bir süredir on binlerce insanımızın ölümüne sebep olan Kürt sorununda girilen yeni evre, kaygılarımızı her gün artırmaktadır. Ülkemizde yıllardır devam “ettirilen otoriter, baskıcı, tekleştirici, anti-demokratik devlet anlayış, bugün AKP’nin sivil otoritesi eşliğinde Alevilerin, Kürt halkının ve tüm ötekileştirilenlerin özgürlük alanının gittikçe daralmasına neden olmaktadır. Barışçıl ve demokratik çözüm için somut adımların atılmaması şiddet ve ölümlerin sürmesine neden olmaktadır. Gaziantep’te on yurttaşımızın hayatına mal olan patlama ve benzer olaylar zaten kangrenleşen Kürt sorununun çözümünü daha da çıkılmaz hale getirmekte, sorunun çözümünü ertelemekte, halklar arasına nifak tohumu ekmeye devam etmektedir. Katliamın Sorumlusu Savaş ve Şiddet Politikalarında Israr Eden Hükümettir, İçişleri Bakanı İdris Naim ŞAHİN’dir. Dolayısıyla İçişleri Bakanı derhal istifa etmelidir. Olaydan sonra hedef tahtasında gösterilen BDP binaları saldırıya uğramış, cam ve çerçeveleri kırılmış, ateşe verilmiştir.
Bu tür provokasyonlar ve katliamlar karşısında en ucuz yol olarak Kürt halkının hedef gösterilmesi kabul edilemez. Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Alevi, Sünni, Hıristiyan her dilden ve her inançtan halklarımızın kardeşçe bir arada yaşadığı Gaziantep’te katliamın acılarını birlikte sarması gereken yurttaşlarımız karşı karşıya getirilmek istenmiştir. Bu vesile ile 20 Ağustosta meydana gelen patlamayı lanetliyor ve kınıyoruz. Olayda yaşamlarını yitiren vatandaşlarımıza baş sağlığı diliyor ve insanlar arasındaki kardeşliği zedelemeyi hedefleyen bu olayın arkasındaki gerçek faillerin bulunmasını istiyoruz.” ifadesine yer verildi.
Bölgede ve dünyada barışın kardeşliğin ve özgürce bir arada yaşamı savunmak için şimdi her zamankinden daha fazla mücadeleye ihtiyaç olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Bizler, barış içinde bir dünya ve Türkiye mümkündür diyoruz. Mücadele ruhumuzun bizlere kattığı güvenle bu inanca sahip çıkıyoruz. Artık kimsenin ölmediği, bombalardan ve silahlardan temizlenmiş bir ülke bir dünya istiyoruz. Evet, şimdi daha güçlü bir barış çağrısını seslendirme zamanıdır. Ülkede, bölgede ve dünyada emek için, barış için, kardeşlik ve özgürce bir arada yaşamak için şimdi her zamankinden daha fazla mücadele zamanıdır. 1 Eylül'de Türkiye'de tüm savaş karşıtlarının seslerini birleştirme zamanıdır. 1 Eylül'de Suriye'ye emperyalist müdahaleye ve savaşa hayır deme, halkların kardeşliğini yüksek sesle hep birlikte haykırma zamanıdır.''AA