Migros, Metro, Carrefour, Şok marketlerin yöneticilerinin ilgisini bölge üreticisine çekerek, deprem sonrasında ağaçlarda kalan tonlarca limonun toplanıp Türkiye’nin dört bir köşesindeki marketlerde satılmasını sağlayan Ayfer Tuzcu Ünsal, bölge üreticisinin idolü haline geldi. Yaptığı çağrı ve gösterdiği çaba ile Türkiye’de üreticilere de umut ışığı oldu.
Arsuz’un limonlarını heba olmaktan kurtardı
Hürriyet Gazetesi, yazarımız Ayfer Tuzcu Ünsal’ı şu satırlar manşetine taşıdı: “Ayfer Tuzcu Ünsal, depremlerin vurduğu Hatay’ın Arsuz ilçesindeki limonlar 10 gün içerisinde toplanmazsa seneye ağaçların ürün veremeyeceğini öğrendi. Bir şeyler yapılmalıydı ama depremin etkisiyle ne alet ne işçi ne de kamyon bulunabiliyordu. Sosyal medyadan çağrıda bulunan Ünsal, Arsuz’un limonlarını heba olmaktan kurtardı.
Gaziantepli Yemek yazarı ve gazeteci Ayfer Tuzcu Ünsal (70), deprem felaketi sırasında Hatay’ın Arsuz ilçesindeydi. Felaketin ardından Arsuzlu üreticilerden bahçelerindeki limonların ağaçta kaldığını öğrendi. Üreticilerin, “Normalde ürünlerimiz Rusya’ya giderdi, artık gitmiyor. Sadece 10 günümüz var, bu 10 gün içerisinde limonun toplanması gerek. Eğer limonlar ağaçta kalırsa, ağaç tekrar çiçek açmaz, seneye ürün vermez” sözlerini duyan Ünsal, hemen harekete geçti. Üretici depremden dolayı evini kaybetmişti, Arsuz’da limonları toplayacak insan bulunamıyordu. Ortada ne limonları kesecek makas ne toplayacak işçi ne doldurulacak meyve kasası ne nakliyeci ne de alıcı vardı.
Kurumsal market zincirleriyle bağlantısı olan kişilerle irtibata geçen Ünsal, sosyal medyadan çağrıda bulundu ve “Arsuz’un limonunu ziyan etmeyelim. İstanbul’da yaşayanlar! Yediğimiz Limon o kadar kötü ve kalitesiz ki Arsuz’un limonunu yeseniz, limon yediğinizi anlarsınız” dedi.
ARSUZLULARIN UMUDU OLDU
Sosyal medyadan yaptığı bu çağrı hızlıca yayıldı ve 15 Şubat’ta Metro, Migros, CarrefourSA gibi pek çok market Ünsal’a ulaştı. Migros, 18 Şubat günü narenciye toplayabilmek için gerekli ekipmanları Arsuz’a ulaştırdı. İlk limon kamyonu da 20 Şubat’ta yola çıktı. Hafta sonuna kadar Arsuz’daki limon bahçelerinden 30 ton limon toplandı. Ünsal yaşadıklarını Hürriyet’e şöyle anlattı: “Bu organizasyona giriştikten sonra limonları almak isteyen çok sayıda şirket oldu. Ama imkânsızlıklar vardı. Limon kesecek işçi bulmakta zorluk çektik. Her evde en az bir cenaze vardı, işçiler gelmek istemiyordu. Bir yandan da üreticilerin kimlikleri, cep telefonları enkazda kaldığı için devletin istediği hiçbir belgeyi bulamıyorduk. Fatura kesemiyorduk, irsaliye veremiyorduk. Bu sorunu Migros, Mersin Kadın Kooperatifleri üzerinden halletti. CarrefourSA ise bizi kendi tedarikçisine yönlendirdi. Tüm bu çalışmaların sonunda 24 Şubat’ta Arsuz limonu farklı şehirlerdeki marketlere ulaştı. Evini, işini, arabasını kısaca tüm variyetini kaybetmiş Arsuzluların umudu oldu limon.”
Yazarımız Ayfer Tuzcu Ünsal’ın, 15 Şubat 2023 tarihinde sosyal medyada paylaştığı bu yazı, birçok marketin harekete geçerek, depremzede limon üreticisine el uzatmasını sağladı
“Günaydın,
Dün gittim Gülten’in yanına. Çok ilerleme kaydettik. Gülten’in çadırı dergah gibi… uğrayanların kucağında mutlaka bir hediye var; ilaç da var, bilgi de… ama kimse eli boş gelmiyor.
İzmir’in Hatay semtinden 5 kurye gelmişti. Şu “çağır gelsin” olanlar. Bir gemi kalkmış İzmir’den bunlar da toplayabildikleri malzeme ve ilaçla gemiye binmişler. Gemide de yardım malzemeleri varmış, onları da alıp, Gülten’in çadırına getirmişler. İlaçları görünce çok sevindi Gülten. Bir kahve içip, hemen ayrıldılar, başka ihtiyaç sahiplerine gittiler.
Ayol, ne muhteşem bir ailesi var bu Gülten’in. Dün Petek dedi ki: “Ayfercim, bir ihtiyaç listesi yapın, karşılayalım.” İç çamaşırı ihtiyacı var. Gülten’in annesi dedi ki “kızım ben günlük tutarım, benim için defter ve kalem isteyin lütfen.” Dedim ki: “şekerim, ben sana şahanesini getireyim, yarın.” Düşünsenize Annesi her gün yazarmış Gülten’in, deprem saatinden beri yazamadığı için büyük rahatsızlık içinde. Bugün, tekrar gidip, ona defter ve kalem götürmem şart.
Ne güzel yerdir şu Arsuz, dün güneş şırıl pırıldı. Bugün de öyle… oturduk çadırın bahçesinde, bize kahve de ikram ettiler, çok utandım. Geçen gün çocuklara çikolata alırken de aklıma geldi marketten kahve almak, sonra unutuverdim. Şimdi düşünüyorum da, ayol, Arsuzlu içine tat katılmış Mehmet Efendi kahvesi içer mi hiç? Burada başlı başına bir kahve kültürü var ve herkes taze kavrulmuş kahve içiyor. Neyse başka bir hayır sahibi bol miktarda dediğim nitelikte kahve getirmiş, Allah razı olsun.
Komşularıymış galiba, bir adam ve karısı vardı dün. Konuşurken anladım ki, bahçelerinde limon dolu Arsuz’un. Eylül ayında biraz satmışlar, ondan sonra durmuş, fiyat da düşmüş. Normalde ürün Rusya’ya gidermiş, artık gitmiyormuş. Sadece 10 günümüz var, bu 10 gün içerisinde limonun satılması gerek. Ağaçta kalırsa ağaç tekrar çiçek açmaz, seneye ürün vermezmiş. Hemen bir gurup kurdum, yazıştık, Sinem de Metro’ya teklif edelim dedi. Haklı olarak kaç ton? Ve satış için kiminle irtibat kurulacak? Sorusu geldi. Sizden de öneriler bekliyorum, aklı erenler bizi yönlendirsin, Arsuz’un limonunu ziyan etmeyelim. İstanbul’da yaşayanlar! Yediğiniz limon o kadar kötü ve kalitesiz ki Arsuz’un limonunu yeseniz, limon yediğimizi anlarsınız.
Yazacak daha neler neler var, şimdi gitmem gerek.”
İnsanlar, sosyal medyadan duydukları Arsuz limonunu almak ve depremzedelere kalkı sağlamak için marketlerden limon alıp, Arsuz limonunu sosyal medyalarına paylaşarak, destek ağının genişlemesini sağladı.
Buradaki insanları alkışlamanızı diliyorum. İlk fotoğraftaki Turhan Soy, Migros’un Endüstriyel Ürünler Satın Alma uzmanı. Doğanın mükemmel imal ettiği ve uygulamaya koyduğu insanlardan birisi. Katiyen iltifat etmiyorum. Makas, merdiveni sepet, eldiven yoktu hepsini getirdi. Ve nasıl yüreklendirdi bizi. Malzeme getirdi, malzemesiyle kesilen limonları satın aldı.
Diğer fotoğraftaki genç gözlüklü adam Serkan Sin, ŞOK Market’in Satın alma Yöneticisi. Serkan, Samandağlı, eşi de Arsuzlu. Serkan’a ”işçi bulamıyoruz” dedik, işçi getirip, limonu diğerleriyle aynı fiyata aldı.
Bana sarılan Gülten… Turan’la aramda duran kız, Suriyeli işçi… şapkası, eşarbı pek hoşuma gitti, hiç konuşmadı…
Arkadaşlar, geride yoksul kesimden almamız gereken belki 500 ton limon var. İhraç edilmesi gerek bu ürünün. Nasıl olacak?
Sosyal medya paylaşımları, “elde var limon” çağrısının yayılmasını sağladı
“Sevgili Facebook ve Limon arkadaşlarım,
Saat 20:04’te Evime 33 km ötede 6.4 şiddetinde deprem oldu. Deprem merkezi, Defne, yani Hatay merkezde. Fay, Hatay-Suriye sınırında Kızıldeniz istikametinde 40 km kırıldı. 3 ay içerisinde bu şekilde 15-20 deprem daha olacakmış.
Ben 20 küsür yıllık Lions kulübü üyesiyim. Lions’un felsefesi: “we serve” dir. “Biz hizmet ederiz”. Buradaki limon potansiyeli konusunda büyük yol aldım. Bu insanları bırakıp da bir yere gitmem. Onlara faydam oluyor. Deprem olmasa ve yağmur yağmasaydı yarın ilk Migros kamyonumuz yüklenmiş olacaktı. Kısacası, depremde herşeyini kaybetmiş insanlara limon sattırarak gelir elde etmelerini sağlamak zorundayım. Hizmet etmeliyim, işe yaradığım sürece…”
RSS