MESEM’ler çocuk emek sömürüsü ve yolsuzlukların merkezi haline geldi

MESEM’lerin çocuk emek sömürüsü ve yolsuzlukların merkezi haline geldiğini kaydeden Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, ‘’Bu tür yolsuzluklara karşı aktif bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor. MESEM ve benzeri uygulamalar üzerinde denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, siyasi bağlantıların yolsuzlukları örtbas etmesinin engellenmesi ve çocuk işçiliğini teşvik eden uygulamalara son verilmeli’’ çağrısında bulundu.

Kocaeli merkezli İstanbul, Diyarbakır, Hatay, Bingöl, Manisa ve Samsun’da düzenlenen operasyonlarda MESEM’lerde yapılan usulsüzlük sonucunda kamunun 3 milyar lira zarara uğratıldığı ortaya çıktı ve 48 kişi gözaltına alındı.

Yolsuzluklar ve usulsüzlükler, eğitim sisteminde ciddi bir kriz olduğunu gösteriyor

Ortaya çıkan yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin, eğitim sisteminde ciddi bir kriz içinde olduğunu gösterdiğini ifade eden Parlakçı, ‘’MESEM’in çarkları, çocukların bir gün okula gittiği diğer günler belirlenen sanayi işletmesinde staj adı altında çalıştırılması şeklinde işliyor. Uygulama kapsamında çocuklara asgari ücretin üçte biri oranında staj ücreti verilirken, bu ücretin üçte ikisi kamu kaynaklarından karşılandığı için çocukların emeği, patronlara bizzat siyasi iktidar tarafından adeta altın tepside sunuluyor’’ ifadelerine yer verdi.

Teşvik ve destek mekanizmalarıyla kamu kaynakları özel sektöre aktarılıyor

Parlakçı, ‘’MESEM adı altında yürütülen sistem, aslında eğitimin ticarileştirilmesi ve genç işçilerin hiçbir sosyal güvence olmadan sömürü düzenine mahkûm edilmesi anlamına geliyor. Çırak ve stajyer öğrenci adı altında çocuk emeği patronlara sunulurken, devlet de bu süreçte teşvik ve destek mekanizmalarıyla kamu kaynakları özel sektöre aktarılıyor’’ şeklinde konuştu.

‘MESEM kapsamında özel sektöre bağlı işletmeler, ücretsiz iş gücüne erişirken, öğrencilere ise eğitim adı altında angarya işleri yaptırılıyor’ diyen Başkan Parlakçı, ‘’Pek çok işletmede öğrencilerin sigortalarının eksik yatırıldığı, maaşlarının ödenmediği ya da eksik ödendiği biliniyor. Denetimsiz bir sistem olduğu için, sahte kayıtlarla MESEM üzerinden devlet teşvikleri alınması yaygın bir uygulama. Kâğıt üzerinde öğrenci gösterilen ama fiilen çalıştırılmayan kişiler üzerinden işletmelere ödenek sağlanarak yapılan usulsüzlüklerin boyutlarını tahmin etmek mümkün değil. Bu durum, sadece eğitimin piyasalaştırılması değil, aynı zamanda yolsuzluk mekanizmalarının devlet eliyle yürütülmesi anlamına geliyor’’ değerlendirmesini yaptı.