Ülkemizde her yıl Tıp Bayramı olarak kutlanılan 14 Tıp Bayramı’nda hekimler 14-15 ve 16 Mart tarihlerinde iş bırakma eylemi yaptı. Kırkayak Parkı’nda bir araya gelen sendikalar, hep bir ağızdan bir kez daha talep ve isteklerini haykırdı.
Sağlık sisteminin artık tıkandığı herkes tarafından görülüyor
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Ayşegül Ateş Tarla, “Geldiğimiz noktada sağlık sisteminin artık tıkandığı herkes tarafından görülüyor. Toplumun sağlığı her geçen gün daha kötüye gitmekte, sağlığa ulaşım ise güçleşiyor. Sağlık sistemi sürdürülemez durumdayken; bizler sağlıkta şiddet ve malpraktis tehdidi altında, düşük ücretlerle ve ağır iş yüküyle çalışmak zorunda kalmaktayız. Meslek onurumuzun ve emeğimizin en değersiz hale getirildiği dönemdeyiz” dedi.
Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmeli
TTB’nin önerdiği Sağlıkta Şiddet Yasası’nın acilen yasalaşması gerektiğini kaydeden Tarla, “Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri “prim ödeme tavanı” üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalı. Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalı. Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı’nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmeli” ifadelerine yer verdi.
Hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmeli
Tarla, “OSGB’lerde çalışan işyeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmeli. Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15 bin TL, uzman hekimler için asgari 18 bin TL’ye çıkarılmalı. Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalı. COVID-19 “illiyet bağı” aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7.200 olmalı. Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalı. Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmeli” çağrısında bulundu.
Genel Sağlık İş Sendikası Gaziantep İl Temsilcisi Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu, “Geldiğimiz noktada sağlık çalışanlarının; yüzde 75’inden fazlası gündelik yaşamın devamı için borçlanmak, yüzde 15’i ek iş yapmak durumunda. Yarısından fazlası elektrik, doğalgaz vb. altyapı harcamalarında, yüzde 30’undan fazlası gıda ve temizlik harcamalarında kesintiye gitmek zorunda kalıyor. Yüzde 60’ı yurtdışında çalışmak isterken, yüzde 20’si istifa etmeyi düşünüyor. Sağlık çalışanlarının öncelikli istifa gerekçesi yurtdışında çalışmak değil, mevcut koşulların ağırlığı. Yıllardır olduğu gibi, sağlık çalışanlarının onurlu bir yaşam sürebilmesi adına dile getirdiği iyileştirme talepleri, AKP iktidarı tarafından, vaatlerde bulunarak, oyalama stratejisi uygulanarak, piyasacı anlayışın beklentilerine kurban ediliyor” açıklamasında bulundu.
Şiddeti ortadan kaldıracak etkin ve caydırıcı bir yasa çıkarılmıyor
Gaziantep Aile Hekimliği Derneği (GAHD) İkinci Başkanı Mustafa Sağlam, “İş bırakıyoruz. Çünkü sağlık sisteminde işleyiş sorunları var. Aile hekimleri olarak gereksiz iş yükü altındayız ve bundan dolayı hastalara daha az zaman ayırmamıza neden oluyor. Masa başında bilimsel veriler olmadan alınan kararlar sahada etkili olmuyor. Sağlıkta temelde bilim dayanağı olan uygulamalar önemli. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin yükü aile sağlık merkezlerinin üzerinde ve aile sağlık merkezleri cari ödemelerinin yetersiz kalması sebebiyle sıkıntı içerisinde. ASM’ler işlemezse sağlık sistemi çöker. Hekimler uygulanan politikalardan ve sistemin işleyişinden mutsuz ve tükenmiş hale geldiler. Özlük hakları sorunlarımız var. Maaşlar yeterli değil. Hekimlerin mutsuz olduğu sağlık sisteminde işleyiş sorunları kaçınılmazdır. Çıkarılan yönetmeliklerle hekimler ve sağlık çalışanları üstü kapalı tehdit ediliyor. Baskı ile karşı karşıya kalıyor. Hekimler şiddete uğruyor ve bu şiddeti ortadan kaldıracak etkin ve caydırıcı bir yasa çıkarılmıyor” serzenişinde bulundu.
Çalışırken ölmek istemiyoruz
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Gaziantep Şube Başkanı Ömer Kılınç, “Çalışırken ölmek istemiyoruz. Mali, özlük ve sosyal haklarımızı çalışma risklerimize göre dengelenmesini, etkin bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılmasını, koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği birinci basamak sağlık hizmetleri oluşturulsun ve ceza yönetmeliği iptal edilmesini istiyoruz. Asistan hekimler basta olmak üzere uzun süredir uzun süreli ve angarya çalışma kaldırılmasını, Covid-19 basta olmak üzere meslek hastalıklarına karşı bütüncül meslek hastalıkları yasası çıkarılsın istiyoruz” dedi.
Gaziantep-Kilis Diş Hekimleri Oda Başkanı Dr. Mehmet Yücel Özbaş, “Hekimlik mesleği bütün medeniyetlerde kutsal bir meslektir. 2 yıllık pandemi döneminde hekimlerin değerini daha çok anladık derken ne yazık ki bizi yönetenler tarafından mesleğimizin değeri anlaşılmadı ve git fide itibarsızlaştırıldık. Hekim ve sağlık çalışanların sorunlarının bir an önce çözülmesini umut ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz ve başarı olacağız
Gaziantep Eczacı Odası Başkanı İrfan Demirci, “Üyelerimizin taleplerini ve beklentilerini karşılamak için mücadele etmek zorundayız. Tıp Bayramı; dayak yemeden, şiddete uğramadan, haklarımızın ve taleplerimizin yerine getirildiği, çekin gidin denilmediği bir tıp bayramı olması gerekiyordu, böyle olmadı ama umudumuzu kaybetmiyoruz. Çünkü biz meslek odasıyız, taleplerimizin arkasından koşmak ve sonuna kadar mücadele etmek zorundayız. Mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz ve başarı olacağız” şeklinde konuştu. Adem Kesenek