Milyonlarca öğrenciyi tehlikeye attılar

Ay, “Biz başta olmak üzere eğitim sendikalarının ikazları, veli ve öğrencilerin her gün sosyal medyadan duyurmaya çalıştığı itirazlar, konunun yargı sürecine taşınması gibi gelişmelere rağmen, Korona tehlikesi altında sınavların belirtilen tarihte düzenlenmesinde inat edildi. Bu itirazlar karşısında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un söylediği elle tutulur tek sözün "Biliyorsunuz bu sınavlara girmek zorunlu değil" olması da vahametin boyutunu katladı. Bakan Selçuk, 2 milyonu aşkın öğrenci ve onların velilerinin bu sınavlar için yıllarca hazırlık yapmasının bir hobi olduğunu sanmadığına göre, bu gafıyla kararları kendi almıyor olmanın çaresizliğini dışa vurdu” değerlendirmesinde bulundu.

Okul önlerinde oluşan kalabalıklar endişelerimizi haklı çıkardı

“Sonuç olarak devlet yönetimine ilişkin önemli toplantı ve organizasyonlar dahi Korona gerekçesiyle ertelenir ya da esnetilirken milyonlarca öğrenci ateşe atıldı” diyen Başkan Ay, “Sınav öncesinde ve sonrasında okul önlerinde oluşan kalabalık endişelerimizi haklı çıkartmıştır. Üstelik okullardan aldığımız duyumlara göre; çok sayıda okulda sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde öğrenciler sıralara oturtulamamıştır. Halihazırda büyükşehirlerdeki birçok okulda bile sınıfların fiziki kapasitelerinin yetersiz olduğu biliniyor” dedi.

Gelecek, bu skandalı örtecek kadar iyi bir yalanın bulunmadığını yazacak

Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu ülkenin geleceği olan milyonlarca evladımızın canından endişe etmesine yol açan, velilerinin ve onlara emek veren biz eğitimcilerin elini korkuyla yüreğine götürmesine yol açan bu kararlar asla unutulmayacak. Tarih, bu kararları alarak, kendi siyasi inatları nedeniyle ülkenin gencecik fidanlarını tehlikeye atanları yazmıştır. Gelecek ise bu skandalı örtecek kadar iyi bir yalanın bulunmadığını yazacak.”

Tam adalet sağlanıncaya kadar mücadelemiz sürecek

Zorunlu hizmet kapsamındaki eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlere daha önce “zorunlu hizmet kapsamında atanıp zorunlu hizmeti tamamladıktan sonra da aynı kurumda devam edenlere verilen ek puan” uygulamasında değişikliğe gidilmesi konusuna değinen Ay, “Yapılan değişiklikle, bu öğretmenlerden zorunlu hizmet kapsamında başka kurumlara atananlar da ek puandan yararlanabilecek. Artırımlı puan daha önce zorunlu hizmetten sonraki birinci yıl yüzde 25, ikinci yıl yüzde 50, üç ve sonraki yıllar için yüzde 100 iken yeni düzenlemede, her yıl için yüzde 50 artırımlı puan uygulamasına geçildi.

Bu konuyla ilgili olarak zorunlu hizmete tabi eğitim kurumlarında çalışmakta olan tüm öğretmenlere artırımlı puan verilmesi gerektiği, aksi uygulamaların aynı kurum içerisinde çalışan öğretmenler arasında eşitsizliklere yol açtığı, yapılan uygulamanın zorunlu hizmete tabi kurumların tercih edilmesine değil, zorunlu hizmete tabi öğretmenlerin teşvik edilmesine yönelik olduğu gerekçeleriyle defalarca değişiklik talebimizi kamuoyu ile paylaşmış ve konuyu yargıya taşımıştık. Açtığımız davayla ilgili süreç devam etmekte olup öğretmenler arasında tam adalet sağlanıncaya kadar mücadelemiz sürecek” ifadelerine yer verildi.

Aynı işi yapan öğretmenlere de yüzde 100 artırımlı ödenmesi gerekir

Ay, “MEB tarafından yapılan düzenleme; özellikle 2010 yılı ve sonrasında yaşanan zorunlu hizmet ek puan adaletsizliği ile diğer adaletsizlikleri gidermekten çok uzak. Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nı özellikle İYEP ve belleticilik konularının hizmet puanı teşviği ile değil bu konulardaki mali hakların arttırılmasıyla mümkün olacağına dair tekrar uyarıyoruz. Destekleme ve Yetiştirme Kurslarında yüzde 100 artırımlı ödeme, İYEP kurslarında görev alarak aynı işi yapan öğretmenlere de yüzde 100 artırımlı ödenmesi gerekir” diye açıklama yaptı. Hüseyin Karataş