Mart 2014 tarihinde  çıkarılan ve dershaneler kanununa eklenen bir madde ile bulundukları okulda 4 yıllık görev sürelerini tamamlayan okul idarecilerinin kadro görevlerini sona erdirip, görevlendirme statüsüne indiren yasa, büyük mağduriyetler yaratmaya devam ediyor. Yasanın yürürlüğe girişinden bu güne yönetmelik ve kılavuz yayınlayarak yürürlüğe konulan düzenleyici işlemler ve uygulama süreçleri sonunda yapılan değerlendirmeler okullarda tam bir siyasi kadrolaşma ve kendinden olmayanı  tasfiyeye hareketine dönüşmüş bulunuyor.

    Yasadan sonra MEB tarafından hazırlanan rapora göre Milli Eğitim Bakanlığı'nda 25 bin 885 okul müdürü, 5 bin 849 müdür baş yardımcısı  ve 43 bin 181 müdür yardımcısı olmak üzere toplamda 73 bin 850 yönetici görev yapıyor. Yine bu rapora göre 4 yılı dolmayan yönetici sayısı 34 bin 15 olurken, 4 yılını dolduran yönetici sayısı 39 bin kişidir.

Yapılan değerlendirmeler ardından, 16 bin müdürden 8 bin tanesi, 75 puanı geçerek okullarında kalma ya da başka okullara görevlendirme fırsatı buldular. 4 Yıl daha görevlendirme fırsatı yakalayan okul müdürlerinin sendikal oranları  bu değerlendirmelerin objektifliğinin tartışılmasına neden oldu.     75 puan barajını geçen müdürlerin sendikal dağılımına bakıldığında bu tablo daha net görülecektir. İşkolunda çalışan eğitim emekçilerinin %26’sını bünyesinde örgütleyen Eğitim-Bir Sendikasının okul müdürlerinin %81’ine hakim olması kadrolaşma iddialarının ne kadar doğru olduğunu ortaya koymaktadır.

75 Puan Barajını Geçen Okul Müdürlerinin Sendikal Dağılım Oranları

Sendikanın Adı    Sendikalaşma Oranı    Okul Müdürü Oranı
Eğitim Bir Sen           % 26                             % 81
Türk Eğitim Sen         % 22                              % 9
Eğitim Sen                % 12                              % 4
Eğitim İş                  % 4                                % 1
Aktif Eğitim Sen           % 2                                % 1
Diğer  sendikalar/Sendikasız            %  34 (sendikasız  %32) %   4

    Atamaların ardından güz döneminde boş bulunan binlerce okul müdürlüğü ve müdür yardımcılığına yukardaki tabloyu aratmayacak biçimde yeni atamalar yapılarak  kadrolaşma harekatı sürdürülmüştür. Aslında yaşanan tüm süreçlerin bir orta oyununa benzediğini söylemek yanlış olmayacaktır.

  Bu yaşananların sonucunda, Türkiye’nin birçok ilinde yasanın uygulanmasıyla birlikte haksız biçimde görevden alınan okul müdürleri yargıya gitmiş, yürütmeyi durdurma kararları çıkartarak yapılan haksızlığı ortaya koymuşlardır. Ancak bakanlık göreve iade yerine müdürlere yeni mülakat uygulayacağını bildirmiştir. Bu tam bir minareyi çalan kılıfını hazırlar anlayışıdır.

Eğitim Sen`in şube müdürlerinin ve okul müdürlerinin görevlendirilmesi ve değerlendirilmesiyle ilgili olarak açmış olduğu davalarda mahkemeler sendikamızı haklı bulmuş ve çok sayıda yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Mahkeme kararı ile birlikte mülakatla yapılan tüm sınavların ve yapılan görevlendirmenin iptal edilmesi gerekirken, Bakanlık yargı kararlarını uygulamamak gibi bir tutum içine girmiş, hukuka aykırı olarak binlerce eğitim yöneticisini mağdur etmiştir.

Sonuç olarak,  Okul yöneticiliğinin, pedagoji biliminin gereklerini yerine getirme, eğitim hizmetinin bütün yurttaşlar açısından eşit ve ulaşılabilir nitelikte olmasını sağlama bakımından önemi bulunmaktadır. İtiraz ettiğimiz noktanın bu hassasiyete dayandığı bilinmelidir. Bu nedenle yukarıda sıralanan ölçütlere uymayan, sadece siyasi kaygılarla yapılan görevlendirmelerin yanlış olduğunu, olumsuz sonuçlar üreteceğini, çalışma barışını zedeleyeceğini ifade etmek istiyorum.

%26’nın %74’ün üzerinde tahakküm kurmasını amaçlayan mevzuat düzenlemeleri anti demokratiktir. Mutlaka değişmelidir. Katılımı, çoğulculuğu, demokratikliği esas olan “çalışanların yöneticilerini kendilerinin seçmesine” dayanan düzenlemeye ve uygulamaya bir an önce geçilmelidir. 

 İRFAN OKUR

Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Şube Sekreteri