Duran, “Seçim sonucunu hem avukatlık hem barolar hem de vatandaş açısından iyi değerlendirmek gerekiyor. Çünkü avukatlar yargının kurucu unsurudur, ancak adalete güvensizliğin had safhaya ulaştığını, yargının etkisizleştirildiği, hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği ve yargıya güvenin azaldığı bir yer de hukuk örgütlerinin sorumlulukları varken gelinen aşamada bu sorumluluk ve güvenin kaybedildiği bir noktada güven tazelemek gerekiyordu. Mevcut Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun meslek sorunları ile hak ihlallerine duyarsız kalan bir dönemde, demokrasinin, duyarlılığın, avukat hak ve sorunlarını dile getirebilecek yeni bir enerjiye ihtiyaç vardı. Raftan çıkan bir kanun tasarısı ile barolar çoklu baroya dönüştü ve herkes gibi avukatların da kaderi bir anda değişti. Buna karşı hukuk örgütleri ve barolar bir araya gelerek, yapılan toplantılar sonucunda Av. Erinç Sağkan başkan adayı olarak çıkardı” ifadelerini kullandı.
Avukatlığın kamu hizmeti sunan serbest bir meslek örgütü olduğunu dile getiren Duran, “Avukat müvekkilinin hak ve özgürlükleri korurken aynı zamanda adaletin tesis edilmesi için aracılık görevi üstlenir. TBB’nin, baroları organize etmek ve ortak hareket etme sorumluğu var. O nedenle daha aktif ve alanda olan, sorunlara çözüm üreten ve bu konuda tavır alan bir Türkiye Barolar Birliği istiyoruz. Olması gereken de bu” değerlendirmesini yaptı.
Avukatların gerçek iradesinin sandığa yansımadığını kaydeden Türkiye Barolar Birliği Delegesi Av. Bülent Duran, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Çoklu baroyla birlikte olağan bir seçim değil, olağanüstü bir kongre yaptık. Daha önce yapılması gereken seçimlerimiz pandemi bahane edilerek sürekli ertelendi. Fakat partiler kongrelerini gerçekleştirdiler ve TBB seçimlerinin ertelenmesi mevcut yönetimin ömrünü uzatmaktı. Dolayısıyla seçim olağan üstü bir duruma evrildi ve olağanüstü seçim yapıldı.” Ali Göksular
RSS