ANASAYFA arrow right Güncel

Örgütsel gücümüzle ve hukuki mücadelemizle eğitimdeki karanlığa karşı direneceğiz

Örgütsel gücümüzle ve hukuki mücadelemizle eğitimdeki karanlığa karşı direneceğiz
YAYINLAMA: 02 Ocak 2024 / 03.00
GÜNCELLEME: 04 Ocak 2024 / 13.21

Eğitim İş Sendikası, Türkiye genelinde “Okullarımızda tarikat ve cemaatleri istemiyoruz” sloganıyla eylemlilik sürecini başlatırken, aynı zamanda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında da suç duyurusunda bulundular.

 

25 Aralık Pazartesi günü, tüm illerde, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti; şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyettir. Medeniyetin emrettiğini ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir” sözlerini içeren pankartları sendika binalarına asan Eğitim İş Gaziantep şube üyeleri 25-26-27 Aralık tarihlerinde derslere kokartlarla girdi, 27 Aralık Çarşamba günü tüm il örgütleri her ilin vekillerine Anayasayı ve yeminlerini hatırlatıcı fax veya mail gönderildi.

Tüm yurttaşlara eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkma çağrısı yapıyoruz

Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Sekteri Özgü Temur Dağlı, “Hem örgütsel gücümüzle hem de hukuki mücadelemizle eğitimdeki karanlığa karşı direneceğiz. Mücadelemizi büyüteceğiz. Tüm yurttaşlara eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkma çağrısı yapıyoruz. Tüm siyasi partileri, sendikaları, meslek odalarını, dernekleri ve velilerimizi, bugünümüze ve yarınımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.

Dağlı, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bütçe görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu'nda yapmış olduğu konuşma içeriğinden de açıkça anlaşılacağı üzere Milli Eğitim Bakanlığınca tarikat ve cemaatlerle protokol yapıldığı, en az 10 tane mevcut protokol olduğu ve protokol yapılmaya da devam edileceği, bizzat bakan tarafından ikrar edildi. Söz konusu açıklamalar ve yapılan uygulamaların itirafı ve de yapılmaya devam edileceğine dair ifadeler açıkça suç ikrarı” şeklinde konuştu.

Bakanın itiraf niteliğindeki ifadesiyle, terörle mücadelede hayatları pahasına görev yapan kamu görevlilerinin dahil hiçe sayılarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yok farz edilerek terörle mücadeleyi kim olduğu belirsiz tarikat ve cemaatlerin yerine getirdiğinin iddia edildiğini kaydeden Dağlı, “Dahası bizzat kendi sorumluluk alanı altında bulunan dağa gitmeyi önlemek konusunda her türlü eğitim faaliyetini yerine getirme görevi bulunan bir Bakanı'nın bu ifadesi kendi görevini ihmal ettiğinin de ayrıca ikrarı oldu. 15 Temmuz hain darbe girişiminin hafızalarda taze olduğu şu dönemde, tarikat ve cemaatlerin devletin kurumlarına sızmasının oluşturduğu milli güvenlik tehdidi ortadayken bakanın tarikat ve cemaatleri devletin içinde faaliyet göstermesine olanak sağladığına yönelik itirafı açıkça suç ikrarıdır” açıklamasını yaptı.

Dağlı, “Eğitimdeki fiili işgale karşı velilerimizi okullarına dilekçe vermeye, öğrencilerinin herhangi bir protokol veya izin adı altında veli izni alınmadan bir faaliyete katılmasını kabul etmediklerini, eğer fiili olarak böyle bir durum yaratılırsa ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirtmelerini öneriyoruz.  Öğretmenlerimiz ve velilerimiz yaşadıkları olumsuzluklara sendikamız Eğitim-İş’le paylaşabilirler. Gelin hep birlikte Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e, devrimlerine, emanetlerine ve Cumhuriyetimize ilelebet sahip çıkacağımızı bir kez daha ilan edelim” çağrısında bulundu.

Mesleğimizin değersizleştirmelerineasla izin vermeyeceğiz

Eğitim-İş Gaziantep Şube Sekreteri Özgü Temir Dağlı, konuşmasını şöyle tamamladı: Eğitim-İş olarak hem örgütsel hem de hukuki olarak yanlarında olduğumuzu bir kez daha ilan ettik etmeye de devam edeceğiz. Okulların öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının iş yerleri olduğunu, mesleğimizi değersizleştirmelerine asla izin vermeyeceğimizi haykırmaya devam edeceğiz ve süreci dinamik bir şekilde değerlendirmeye devam edeceğiz. Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkacağız.”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *