ANASAYFA arrow right Güncel

Orta Doğu ülkelerindeki bu Türkiye karşıtı gelişmelerin asıl sebebi nedir?

Orta Doğu ülkelerindeki bu Türkiye karşıtı gelişmelerin asıl sebebi nedir?
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.08
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.08
Türkiye’nin Musul Konsolosluğu çalışanlarının bulundukları 80 Türk vatandaşı rehin olarak tutulmaya devam ediliyor.
“Irak’ta aralarında Türkiye’nin Musul Konsolosluğu çalışanlarının bulundukları 80 Türk vatandaşı rehin olarak tutulmaya devam ediliyor. Libya’da Türkler’den ülkenin doğusunu terk etmeleri istendi” gelişmelerini anımsatıp, Suriye ve Mısır’daki durumun da malum olduğuna dikkat çeken Rusya’nın Sesi, “Peki, Orta Doğu ülkelerindeki bu Türkiye karşıtı gelişmelerin asıl sebebi nedir?” diye soruyor. 
Rusya’nın Sesi’ne Ortadoğu’da yaşananları değerlendiren TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi, CHP Dış İlişkiler ve Yurtdışı Örgütlenmelerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Osman Faruk Loğoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı: 
“Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından izlenen hem genel anlamda hem ülkeler bazında izlenen politikalar yanlış. Neresi yanlış bu politikanın? Bir defa, Türkiye fazla müdahaleci, yani bu ülkelerin iç işlerine karışıyor izlenimini veriyor. Bunu nasıl yapıyor? Ülke içindeki anlaşmazlıklara taraf olduğu için yapıyor. Yani, taraf olduğu izlenimi verdiği için bu rahatsızlıklar doğuyor. İkinci boyut, izlenen politika yanlış çünkü neticede mezhep temelinde, Sünni İslam temelinde bir politika izleniyor ve İslamcılığı ön plana çıkartan bir politika izlendiği için bu, bölge ülkelerinde rahatsızlık yaratıyor. Üçüncü bir boyutu, izlenen politika yanlış, çünkü bir noktada Adalet ve Kalkınma Partisi’nin izlediği politika eski Osmanlı İmparatorluğu’nu sanki yeniden yaratma hevesi, çabası gibi bir anlayışın, zihniyetin ürünü bir politika izlediği izlenimini veriyor bu ülkelere. Buna da karşı çıkıyorlar. Bundan da rahatsızlık duyuyorlar. 
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin izlediği politikalar bu şekilde sürer ise Türkiye Ortadoğu’da artık sıradan bir ülke haline dönüşmüş olacaktır. Ne model olarak bir ağırlığı olacaktır, ne Arap-İsrail ihtilafının çözümüne katkıda bulunabilecek bir ülke konumunda olacaktır. İsrail ile ilişkilerimiz nedeniyle Arap-İsrail ihtilafı konusunda bir ağırlık koyamıyoruz. Türkiye’de demokrasi, toplumsal kutuplaşma, çözüm sürecinin bir yere varmaması, izlenen yanlış dış politika nedeniyle model olma şansımızı da kaybettik. Ve ihtilaflara taraf olan, ama çözümlere katkıda bulunamayan bir ülke olduğumuz için artık sıradan bir Ortadoğu ülkesi haline geldik. Türkiye’nin tekrar eski ağırlığına kavuşması için demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, özgürlüklere, insan haklarına saygılı bir ülke konumuna tekrar dönmesi lazım. Hem Arap ülkeleriyle hem İsrail ile normal, karşılıklı güvene dayalı bir ilişki kurması lazım. Türkiye bunları yapabilir. Ama bugünkü iktidar partisiyle bunu yapmak zor. 
Cumhuriyet Halk Partisi’ne göre Türkiye demokrasiye, katılımcılığa, temel özgürlüklere ve insan haklarına ağırlık veren bir politika ve bu değerlerin bölgede yükselmesine öncelik veren bir politika izlemelidir. İkincisi, Araplar arası ihtilaflara karışmamalıdır. Üçüncüsü, Arap ülkeleri içindeki ihtilaflara, anlaşmazlıklara taraf olmamalıdır. Yalnız bu, Türkiye’nin Ortadoğu bölgesiyle ilgilenmemesi gerektiği şeklinde değil, ilgilenmesi gerekir, ama evrensel değerler, demokrasi ve hukukun üstünlüğü bağlamında bu ülkelerdeki sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve siyasi kültürün gelişmesine katkıda bulunacak ama müdahaleci olmayan bir politika izleyerek bunu yapabiliriz diye düşünüyoruz Cumhuriyet Halk Partisi olarak.”ANKA
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *