Gaziantep’te ilk tespitlere göre yaklaşık 163 bin hasarsız, 53 bin az hasarlı, 6 bin orta hasarlı, 12 bin ağır hasarlı, 3 bin 600 yıkık ve bin 700 acil yıkılacak binanın olduğunu vurguladı. “Afet, bir doğa olayının kendisi değil doğurmuş olduğu sonuçlardır. Doğanın kendi kuralları her zaman işleyecek. Önemli olan yaşanacak doğa olaylarını afete dönüştürmeyecek yapıların üretilmesi ve sağlıklı bir çevrenin yaratılması” ifadelerini kullandı.
Doğanın kendi kuralları her zaman işleyecek
Depremin ülkenin bir gerçeği olduğunu vurgulayan Güçyetmez, “Plansız kentleşme, riskli yapılaşma, yaptırımsız denetim ve eğitimsiz kitleler gibi birçok sorunumuz var. Ülkemizin yerleşim politikalarının fiziki planlamasının hazırlanması, afet etkilerine dayanıklı yapım sistemlerinin stratejisinin geliştirilmesi ve ilgili tüm kanun ile yönetmeliklerinin afet risklerini azaltma odaklı olarak gereği gibi uygulanması bizi sağlıklı ve güvenli yaşam mekanlarına sahip olma amacına ulaştıracak” dedi.
6-8 metrelik ticari alanların üzerine 10 katlı daireler yapılmamalı
Liyakat ve yetkinliğin bir an evvel yapı üretim sürecinin bir parçası haline gelmesi gerektiğini kaydeden Güçyetmez, “Gaziantep’te konsolların yasaklanması gerekiyor. Oturum alanları arttırılmalı. İmar planları ile yönetmelikler mutlaka değişmeli. Kolonu görmelisiniz. Konutların altı ticari alan olmamalı. 6-8 metrelik ticari alanların üzerine 10 katlı daireler yapılmamalı. Yüksek katlar yönetmeliği gündeme gelmeli” şeklinde konuştu.
Orta hasarlı binaların bir yıl içerisinde güçlendirilmesi gerekiyor
Orta hasarlı binaların bir yıl içerisinde güçlendirilmesi gerektiğini ancak bir yıl gibi bir sürede 6 bin orta hasarlı binanın performans analizlerinin ve güçlendirmenin yapılması şu anki yetkin mühendis sayısı ile çok zor olduğunu belirten Güçyetmez, “Gerek personel gerekse de altyapı ve süreç buna uygun değil. Bekleme süreci ve performans analizi bile birkaç ay sürüyor. Bunun için yetkin mühendislik, ihtisas ve liyakat gerektiriyor. İMO olarak genel merkezimizle de görüşerek sürecin sağlıklı işlemesi için çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.
Türkiye bir deprem ülkesi
Güçyetmez, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlattı. “Ülkemizde sık sık depremler meydana geliyor. Son depremlere veya geçmişteki depremlere baktığınızda hasarların hep aynı sorunlardan kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Bizim tek rehberimiz var, o da bilim. Bilimin ışığından ayrılmadan vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenli binalarda yaşamalarını sağlayacak tedbirleri almak zorundayız” açıklamasını yaptı.
Çılgın projelere değil, güvenle yaşayabileceğimiz yaşanılabilir çevrelere ve konutlara ihtiyacımız var
“Mevcut Yapı Denetimi Sistemiyle 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun öngördüğü sistemde, kamusal bir hizmet olan denetim hizmeti ticarileşti” diyen Güçyetmez, imar affı uygulamalarına son verilmesi gerektiğini vurguladı. “Herkes yapı denetim firması kurabildi. Hiçbir yetkinlik aranmadı. İnşaat mühendisleri inşaat sürecinin figüranı değil öncüleridir. İnşaat Mühendislerine gereken değer verilmeli, bilimsel gerçeklikler önemsenmeli. Çılgın projelere değil güvenle yaşayabileceğimiz yaşanılabilir çevrelere, konutlara ve teknik kadrolara ihtiyacımız. Ülke olarak yönümüzü bilime ve tekniğe dönmek zorundayız” ifadelerine yer verdi.
İnsanlar çaresizce çabalarken, bu iş bir rant gibi görülmemeli
İhbar veya danışma hattı gibi vatandaşa yardımcı olabilecek hatlar kurmayı planladıklarını sözlerine ekleyen Başkan İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, konuşmasını şöyle tamamladı: “Evinizin hasarsız veya az hasarlı olup olmadığı konusunda çekinceler var ise tekrar itiraz edin. Önümüzdeki günlerde binaları yeniden tespit için bir kadro oluşturacağız. Bunun alt yapısını hazırlıyoruz. Halkımız, sosyal medyadakilere inanmasın. Kişi mimar veya mühendis değil, “Güçlendirme işi yapıyorum diyerek” telefon numarası paylaşıyor. Bunlarla ilgili mesleki disiplin soruşturması başlatacağız, suç duyurusunda bulunacağız. İnsanlar çaresizce çabalarken, bu iş bir rant gibi görülmemeli.” Fatma Karabacak
RSS