Türk Tarım Orman–Sen İl Temsilcisi Cuma Erol, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, tarafından açıklanan “Tarımda Milli Birlik Projesi’ni” gazetemize değerlendirdi. Erol, “Geçmişte de tarım başta olmak üzere eğitim, sağlık ve diğer pek çok kurumsal yapıda yapılan bu tür çalışmaların kötü sonuçları hala ortadadır. Bu sebeplerle konu bir an önce bakanlıkça organize edilecek bir çalıştay düzeni içerisinde, bakanlıkça davet edilecek tüm paydaşların katılımı ile yeniden ele alınmalı ve yapılacak swot analizleri sonrası ortaya çıkacak sonuçları ile değerlendirilmelidir. Aksi takdirde her ne kadar iyi niyetli olarak başlatılan ve adına da reform denilen bu çalışma, tarımda reform olarak ortaya konulmuş; 1984, 1989, 2001, 2011 ve 2013 yıllarındaki çalışmalar gibi maksadına ulaşmayacak ve hatta pek çok çözüm beklenen problemler açısından boşa gitmiş olacaktır” diyerek uyarılarda bulundu.
Meslek grubu yada STK
kuruluşlarının bilgisi bulunmuyor
Taslak hazırlanırken üretici birliklerinin ve sendikaların görüşünün alınmadığını ifade eden Erol, “Taslağın sunumunda, “çalışmalar yapılırken tüm paydaş kuruluşlar ile paylaşılarak, görüş alınarak bu çalışmanın yapıldığı ifade edilmektedir. Ancak Türk Tarım Orman-Sen’in bilgisi bulunmamaktadır. Yaptığımız araştırmaya göre Ziraat Odaları Birliği ve pek çok üretici birliği başta olmak üzere pek çok paydaş sendika ve meslek grubu yada STK kuruluşlarının da bilgisi bulunmamaktadır. Oysa ki, bu tür köklü değişim hedefi ile yapılacak çalışmalarda tüm paydaş kuruluşlar ile bir arada oluşturulacak görüşler, “Ben yaptım oldu” mantığı ile yapılacak işlerde, sonradan ortaya çıkacak olumsuzlukları önlemek adına önemlidir. Bu durum ayrıca mevcut iktidarın katılımcı demokrasi ve ortak akıl söyleminin de gereğidir” şeklinde açıklama yaptı.
Teklifimizde bakanlık
teşkilat yapısının bozulması yok
Piyasayı dengelemek, üretici ve tüketici açısından sürdürülebilir tarımsal üretimi sağlamanın bakanlığın görevleri arasında yer aldığını dile getiren Erol, “Bu konuda da sendikamızca geçmişten bu yana bakanlığa teklif edilen bir çalışma bu gün daha da anlam kazanmıştır. Bakanlığa bağlı; Tarım Kredi, TMO, Et ve Süt Kurumu AŞ, AOÇ, bakanlığın kontrol ve denetim sorumluluğu olan tüm üretici birlikleri koordinasyonu ile kooperatif bazlı oluşturacağı, yerli, sağlıklı ve sürdürülebilir üretim ve bu ürünlerin doğrudan tüketiciye satılabileceği ve İl-İlçelerde açılacak “Tarım Market” yapılanması, piyasa denetimi adına önemli bir rol üstlenebilecektir. Benzer uygulamalar Fransa ve İngiltere örneğinde de başarılı bir şekilde, hatta uluslararası markalar haline dönüşmüş vasıflarda kurulmuş ve devam etmektedir. Bu teklifimizde bakanlık teşkilat yapısının bozulması yoktur. Bakanlığın ana hizmetlerinde tahribat yada göz ardı etme yoktur. Bu teklifimizde, bakanlığın görevlerinden biri olan; doğrudan üreticiden tüketiciye sağlıklı, yeterli ve yerli ürün sunarken, piyasa dalgalanmalarını önleyecek sistem yer almaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Değişikliğe kalkışmak,
kardan çok zarar verecek
Türk Tarım Orman Sen İl Temsilcisi Cuma Erol, konuşmasına şu cümlelerle nokta koydu: “Taslak incelendiğinde, Bakanlık teşkilatının tüm merkez ve taşra kuruluşlarının görev alanını, özel sektör ortaklığı ile sadece tarımsal üretime yönelik işletme yapısına dönüştürerek, Tarım ve Orman Bakanlığını salt iktisadi bir teşekkül haline getirmeye çalışmak, Bakanlığın ana görev ve sorumluluklarının hemen hemen diğer tamamından vaz geçerek, yıllardır oluşmuş teşkilat çalışma düzeninin bozulacağı endişesi ortaya çıkmaktadır. Oysa ki ülkemizde tarımla ilgili; üretimin planlanması, alternatif ürün, çiftçi birliklerinin etkinleştirilmesi, tarımsal desteklerin hedeflendiği şekilde uygulanabilmesi gibi pek çok konuda oldukça ciddi problemler yaşanmaktadır. Mevcut teşkilat yapısını revize ederek bu problemlerin çözülmesi daha kolay iken, bakanlık yapısını tamamen sil baştan değiştirerek problemlere çözüm aramak, hele ki bu düzenleme çalışmalarında ilgili paydaşları yok saymak, yarınlarda ortaya çıkacak yeni problemleri öngörmeden böyle bir düzen değişikliğine kalkışmak, maalesef kardan çok zarar verecektir.” Hüseyin Karataş
Meslek grubu yada STK
kuruluşlarının bilgisi bulunmuyor
Taslak hazırlanırken üretici birliklerinin ve sendikaların görüşünün alınmadığını ifade eden Erol, “Taslağın sunumunda, “çalışmalar yapılırken tüm paydaş kuruluşlar ile paylaşılarak, görüş alınarak bu çalışmanın yapıldığı ifade edilmektedir. Ancak Türk Tarım Orman-Sen’in bilgisi bulunmamaktadır. Yaptığımız araştırmaya göre Ziraat Odaları Birliği ve pek çok üretici birliği başta olmak üzere pek çok paydaş sendika ve meslek grubu yada STK kuruluşlarının da bilgisi bulunmamaktadır. Oysa ki, bu tür köklü değişim hedefi ile yapılacak çalışmalarda tüm paydaş kuruluşlar ile bir arada oluşturulacak görüşler, “Ben yaptım oldu” mantığı ile yapılacak işlerde, sonradan ortaya çıkacak olumsuzlukları önlemek adına önemlidir. Bu durum ayrıca mevcut iktidarın katılımcı demokrasi ve ortak akıl söyleminin de gereğidir” şeklinde açıklama yaptı.
Teklifimizde bakanlık
teşkilat yapısının bozulması yok
Piyasayı dengelemek, üretici ve tüketici açısından sürdürülebilir tarımsal üretimi sağlamanın bakanlığın görevleri arasında yer aldığını dile getiren Erol, “Bu konuda da sendikamızca geçmişten bu yana bakanlığa teklif edilen bir çalışma bu gün daha da anlam kazanmıştır. Bakanlığa bağlı; Tarım Kredi, TMO, Et ve Süt Kurumu AŞ, AOÇ, bakanlığın kontrol ve denetim sorumluluğu olan tüm üretici birlikleri koordinasyonu ile kooperatif bazlı oluşturacağı, yerli, sağlıklı ve sürdürülebilir üretim ve bu ürünlerin doğrudan tüketiciye satılabileceği ve İl-İlçelerde açılacak “Tarım Market” yapılanması, piyasa denetimi adına önemli bir rol üstlenebilecektir. Benzer uygulamalar Fransa ve İngiltere örneğinde de başarılı bir şekilde, hatta uluslararası markalar haline dönüşmüş vasıflarda kurulmuş ve devam etmektedir. Bu teklifimizde bakanlık teşkilat yapısının bozulması yoktur. Bakanlığın ana hizmetlerinde tahribat yada göz ardı etme yoktur. Bu teklifimizde, bakanlığın görevlerinden biri olan; doğrudan üreticiden tüketiciye sağlıklı, yeterli ve yerli ürün sunarken, piyasa dalgalanmalarını önleyecek sistem yer almaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Değişikliğe kalkışmak,
kardan çok zarar verecek
Türk Tarım Orman Sen İl Temsilcisi Cuma Erol, konuşmasına şu cümlelerle nokta koydu: “Taslak incelendiğinde, Bakanlık teşkilatının tüm merkez ve taşra kuruluşlarının görev alanını, özel sektör ortaklığı ile sadece tarımsal üretime yönelik işletme yapısına dönüştürerek, Tarım ve Orman Bakanlığını salt iktisadi bir teşekkül haline getirmeye çalışmak, Bakanlığın ana görev ve sorumluluklarının hemen hemen diğer tamamından vaz geçerek, yıllardır oluşmuş teşkilat çalışma düzeninin bozulacağı endişesi ortaya çıkmaktadır. Oysa ki ülkemizde tarımla ilgili; üretimin planlanması, alternatif ürün, çiftçi birliklerinin etkinleştirilmesi, tarımsal desteklerin hedeflendiği şekilde uygulanabilmesi gibi pek çok konuda oldukça ciddi problemler yaşanmaktadır. Mevcut teşkilat yapısını revize ederek bu problemlerin çözülmesi daha kolay iken, bakanlık yapısını tamamen sil baştan değiştirerek problemlere çözüm aramak, hele ki bu düzenleme çalışmalarında ilgili paydaşları yok saymak, yarınlarda ortaya çıkacak yeni problemleri öngörmeden böyle bir düzen değişikliğine kalkışmak, maalesef kardan çok zarar verecektir.” Hüseyin Karataş