En son açılan Etlik Şehir Hastanesi içerisinde tıbbi ve sarf malzeme yokken, çalışacak personel sayısı az iken siyasi iktidar, ‘Onurumuz, gurubumuz’ diye bahsediyor. Vatandaş, hastanelerden randevu alamıyor. Muayene olamamanın yanı sıra malzeme olmadığından ameliyat olamıyor. Bunlar, sağlığın piyasalaştırılmasının, sağlık çalışanlarını köle, vatandaşı ise bir müşteri olarak görmenin sonucu” şeklinde konuştu.
İstifa eden ve yurt dışına giden doktor sayısı artıyor
Sağlığın kamu eliyle verilmesi gerektiğini söyleyen Genel Başkan Uğur, “Geldiğimiz nokta Türkiye açısından hiç de sağlıklı bir nokta değil. Avrupa OECD rakamlarına göre birçok ülkede üç hemşirenin yaptığı bir işi ülkemizde tek hemşire yaparken, iki doktorun yaptığı bir işi biz de tek doktor yapıyor. Bu iş yükü, yoğun çalışma koşulları, sağlıkta şiddetin artması nedeniyle istifa eden doktor sayısı her geçen gün artıyor, yurt dışına giden doktor sayısı çok fazla. Diğer sağlık çalışanları da yurt dışına gitmenin yollarını arıyor. O yüzden Türkiye’de sağlık hiç iyi bir noktada değil” ifadelerini kullandı.
Her geçen gün artarak devam eden sağlıkta şiddet konusuna değinen Uğur, “Sağlık çalışanlarını korumaya yönelik etkin bir yasanın meclisten geçmediğini düşünüyorum. Etkin bir sağlıkta şiddet olmadığı ve şiddet uygulayanların hak ettiği cezayı almadığı sürece bu sorunun sona ermeyeceğini düşünüyorum. Sağlık emekçisine şiddet uygulayıp, karakolda ifade verdikten sonra çıkıp, hiçbir şey olmamış gibi şiddet uygulamaya devam edenlerin olduğunu herkes biliyor. Şu anda çok kötü bir durumdayız. Her gün onlarca sağlıkta şiddet haberi alıyoruz. Dolayısıyla etkin ve caydırıcı önlem alınmazsa bu sorun çözülmeyecek” diye konuşma yaptı.
Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Üniversite veya meslek yüksek okulu açmak ile bu iş bitmiyor. Çünkü okulların içerisinde sağlıklı ve nitelikli eğitimin verilmesi çok önemli. Her yıl binlerce sağlık mezunu vermek bir marifet değil. Ayrıca nitelikli üniversitelerden mezun olanlarında atamasının yapılması gerekiyor. Şu anda 600 bin sağlık çalışanı atama bekliyor. Atanamayınca farklı işler yapıyor. O yüzden personel açığı bitmiyor, eksik kapanmıyor. Ayrıca sağlıkta, tarikat ve cemaat bağlantılı yöneticilerin olduğu yıllardan beri biliniyor. Biz tarikat ve cemaat yapılanmasını asla kabul etmiyoruz.” Fatma Karabacak