Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Faruk Koç, “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü Acil Çözüm Bekleyen Sorunlarla Karşılıyoruz” dedi
Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Faruk Koç, AKP’nin 10 yıldır benimsediği sermaye yanlısı, emek düşmanı politikalar sonucunda eğitim emekçilerinin yüzde 80’i borçludur ve üçte ikisi geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadır. OECD ülkeleri içinde en düşük ücreti ülkemiz öğretmenleri almasına rağmen, Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan’ın dönem dönem öğretmenler az çalışıp yüksek ücret alıyorlarmış gibi açıklamalar yapması anlaşılır değildir” dedi.
Başbakan ve Milli Eğitim
Bakanı öğretmenleri aşağılıyor
Koç, “Türkiye’de öğretmenler diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha çok çalışmakta, ancak bu çalışmaları karşılığında daha az ücret almaktadır. Üstelik özellikle Ömer Dinçer’in bakan olmasının ardından öğretmenler okullarda çok sayıda angarya iş yapmak zorunda bırakılmış, 4+4+4 sistemi ile birlikte çalışma yükü daha da ağırlaşmıştır. Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in öğretmenleri sık sık aşağılayan, yaptıkları işi küçümseyen sözleri hala tazeliğini korumaktadır. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer göreve gelir gelmez öğretmenlerin 3 ay tatil yaptıklarını, işe geç geldiklerini ve az çalıştıklarını iddia ederek, öğretmenlerimizin emeğini değersizleştirmeye çalışmıştır. Ardından Başbakan, eğitim emekçilerinin emeğini aşağılayan, az çalıştıklarını, çok para aldıklarını ima eden suçlamalar ile öğretmenlere ne kadar değer verdiklerini göstermişlerdir” şeklinde konuştu.
Öğretmenler hakettiği değeri görmüyor
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1994’ten bu yana 5 Ekim’in Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlandığını belirten Koç, “Dünya Öğretmenler Günü’nün önemi, uluslararası öğretmen örgütlerinin katkılarıyla 5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı”nın alınmış olmasıdır. Tüm dünya öğretmenleri için önemli olan tarihi kararla öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Öğretmenlerin sadece okul içinde değil, toplum içinde de yerine getirdikleri görevin taşıdığı önemi uluslararası düzeyde belgeleyen, öğretmenlerin tüm sorunlarını ele alan ve durumlarını tüm ayrıntıları ile düzenleyen bu belge Türkiye tarafından kabul edilmesine karşın, Türkiye’de öğretmenlerin hak ettiği değeri gördüğünü söylemek mümkün değildir” dedi.
Sınıf öğretmenleri ciddi mağduriyetler yaşıyor
“Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan her fırsatta öğretmenlere hakaret etmekte, emeklerini değersizleştirmeye çalışmaktadır” diyen Ömer Faruk Koç, “Son olarak Milli Eğitim Bakanı’nın ataması yapılmayan işsiz öğretmenleri “yem bekleyen güvercinler” olarak nitelemesi, asıl mesleği “işletme” olan bir bakanın Türkiye’de öğretmenliğe verdiği değeri yansıtması açısından dikkat çekicidir. Bütün bu nedenlerden dolayı 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, klasik anlamda sadece öğretmenler için “kutlanan” bir gün olmaktan çok, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelesinin simgesi olan önemli bir gün olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de eğitim sisteminin yıllardır çözülmeyen sorunları, öğretmenleri ve diğer eğitim emekçilerini, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre çok daha fazla olumsuz etkilemektedir. Eğitimde 4+4+4 modeline geçilmesi ile birlikte özellikle sınıf öğretmenleri ciddi mağduriyetler yaşamış, çok sayıda sınıf öğretmeni norm fazlası durumuna düşürülmüştür. Öğretmenlerin mağduriyeti sadece bununla sınırlı kalmamış özür grubu atamaları ve tayinlerde yaşanan sorunlar nedeniyle yaşanan sorunlar daha da derinleşmiştir” şklinde açoklamada bulundu.
Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Faruk Koç, AKP’nin 10 yıldır benimsediği sermaye yanlısı, emek düşmanı politikalar sonucunda eğitim emekçilerinin yüzde 80’i borçludur ve üçte ikisi geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadır. OECD ülkeleri içinde en düşük ücreti ülkemiz öğretmenleri almasına rağmen, Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan’ın dönem dönem öğretmenler az çalışıp yüksek ücret alıyorlarmış gibi açıklamalar yapması anlaşılır değildir” dedi.
Başbakan ve Milli Eğitim
Bakanı öğretmenleri aşağılıyor
Koç, “Türkiye’de öğretmenler diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha çok çalışmakta, ancak bu çalışmaları karşılığında daha az ücret almaktadır. Üstelik özellikle Ömer Dinçer’in bakan olmasının ardından öğretmenler okullarda çok sayıda angarya iş yapmak zorunda bırakılmış, 4+4+4 sistemi ile birlikte çalışma yükü daha da ağırlaşmıştır. Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in öğretmenleri sık sık aşağılayan, yaptıkları işi küçümseyen sözleri hala tazeliğini korumaktadır. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer göreve gelir gelmez öğretmenlerin 3 ay tatil yaptıklarını, işe geç geldiklerini ve az çalıştıklarını iddia ederek, öğretmenlerimizin emeğini değersizleştirmeye çalışmıştır. Ardından Başbakan, eğitim emekçilerinin emeğini aşağılayan, az çalıştıklarını, çok para aldıklarını ima eden suçlamalar ile öğretmenlere ne kadar değer verdiklerini göstermişlerdir” şeklinde konuştu.
Öğretmenler hakettiği değeri görmüyor
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1994’ten bu yana 5 Ekim’in Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlandığını belirten Koç, “Dünya Öğretmenler Günü’nün önemi, uluslararası öğretmen örgütlerinin katkılarıyla 5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı”nın alınmış olmasıdır. Tüm dünya öğretmenleri için önemli olan tarihi kararla öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Öğretmenlerin sadece okul içinde değil, toplum içinde de yerine getirdikleri görevin taşıdığı önemi uluslararası düzeyde belgeleyen, öğretmenlerin tüm sorunlarını ele alan ve durumlarını tüm ayrıntıları ile düzenleyen bu belge Türkiye tarafından kabul edilmesine karşın, Türkiye’de öğretmenlerin hak ettiği değeri gördüğünü söylemek mümkün değildir” dedi.
Sınıf öğretmenleri ciddi mağduriyetler yaşıyor
“Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan her fırsatta öğretmenlere hakaret etmekte, emeklerini değersizleştirmeye çalışmaktadır” diyen Ömer Faruk Koç, “Son olarak Milli Eğitim Bakanı’nın ataması yapılmayan işsiz öğretmenleri “yem bekleyen güvercinler” olarak nitelemesi, asıl mesleği “işletme” olan bir bakanın Türkiye’de öğretmenliğe verdiği değeri yansıtması açısından dikkat çekicidir. Bütün bu nedenlerden dolayı 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, klasik anlamda sadece öğretmenler için “kutlanan” bir gün olmaktan çok, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelesinin simgesi olan önemli bir gün olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de eğitim sisteminin yıllardır çözülmeyen sorunları, öğretmenleri ve diğer eğitim emekçilerini, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre çok daha fazla olumsuz etkilemektedir. Eğitimde 4+4+4 modeline geçilmesi ile birlikte özellikle sınıf öğretmenleri ciddi mağduriyetler yaşamış, çok sayıda sınıf öğretmeni norm fazlası durumuna düşürülmüştür. Öğretmenlerin mağduriyeti sadece bununla sınırlı kalmamış özür grubu atamaları ve tayinlerde yaşanan sorunlar nedeniyle yaşanan sorunlar daha da derinleşmiştir” şklinde açoklamada bulundu.