Genel-İş, "kıdem tazminatı fonu" uygulamasına karşı protesto yürüyüşü yaptı. Açıklamada, bu uygulama ile işçilerin son sosyal hakkının elinden alınarak, iş güvencesini kaybedeceği belirtildi
DİSK Genel İş tarfından yapılan açıklamada, hükümetin "konut edindirme yardımı, tasarrufu teşvik fonu, işsizlik sigortası" uygulamalarının amacı dışında kullanıldığı belirtilerek, hükümetin kıdem tazminatını da da bütçe ekonomisine kaynak olarak kullanacağını açıkça söylediği belirtildi.
"10 yıldan önce
tazminat çekilemeyecek"
Hükümetin "zaten çoğu işçi kıdem tazminatını alamıyor" ve "ekonomik kayıp olmayacak" söylemlerine şöyle yanıt verildi: * Biz de birçok işçinin kıdem tazminatı alamadığını biliyoruz. Ama bunun çözümü, iş güvencelerini sağlamlaştırmaktan geçer. İşverenlerin kıdem tazminatı vermemek için izledikleri işten çıkarma yöntemlerini geçersiz kılacak yasal düzenlemelerden geçer.* Mesela 1000 lira alan bir işçi bir yıl çalıştığı iş yerinden çıkarıldığında 1000 lira kıdem tazminatı alacak. Öngörülen uygulamada ise aynı maaşa yılda 360 lira yatacak, işçi bunu kesintisiz 10 yıl prim yattıktan sonra alabilecek.* İstihdamın yüzde 46'sının kayıt dışı olduğu Türkiye'de 10 yıllık çalışma süresinin dolması çok güç.
Genel-İş üyesi bir grup, kıdem tazminatı fonu uygulamasını engellemek ve kıdem tazminatı hakkını yitirmemek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Kıdem tazminatı bir yük değildir
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Türkiye Genel Hizmetler İşçileri (Genel-İş) Sendikası Gaziantep Bölge Başkanı Nihat Bencan, kıdem tazminatının işçi sınıfı için önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Basın açıklamasını okuyan Bencan, kıdem tazminatının işçi için bir bakıma iş güvencesi olduğunu ifade etti. Bencan, şunları kaydetti: ''Kıdem tazminatı bir yük değildir. İşçinin elde kalan sayılı iş güvencelerinden birisidir. İş güvencesi mekanizması tümüyle ortadan kaldırılmak istenmektedir. Kıdem tazminatı işçi sınıfı için önemli bir kazanımdır. Emek gücünün değerinin farkında olan işverenler açısından kıdem tazminatı ek bir yük değildir. Bu tür işverenler, işçiye yılda 12 ay yerine 13 ay ücret vereceklerini hesap ederek davranırlar. Ücretlerin düşük olduğu, çalışanların yüzde 75'ini asgari ücretle çalıştığı bir ülkede kıdem tazminatı işverenler açısından altından kalkılamayacak büyüklükte bir maliyet yaratmaz.''
İşçinin kaderi işverenin
iki dudağının arasında
Türkiye'de her ekonomik kriz döneminden sonra önlem diye işçi sınıfının çalışma koşullarının esnekleştirildiğini vurgulayan Bencan, ''İşçilerin iş yerlerindeki kaderi işverenin iki dudağı arasında ve işçilerin sendikal örgütlenmeleri neredeyse bitirildi. Hükümetin istediği işçi sınıfını tamamen köleleştirmek ve örgütsüzleştirerek sermayenin malı haline getirmek. Son 10 yılda İş Kanunu'nda yapılan değişiklikler işçileri köleleştirdi. Hükümet, kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırarak işçi sınıfının sosyal haklarından birisini yok etmek istedi'' görüşlerini dile getirdi.
İşçilerin büyük çoğunluğunun kıdem tazminatını alamadığını belirten Bencan, şunları kaydetti: ''Kıdem tazminatını işçilerin önemli bir bölümünün alamadığını biz de biliyoruz. Bunu sağlamanın yolu kıdem tazminatı fonu kurmaktan değil, işçilerin iş güvencelerini daha da sağlamlaştırmaktan geçer. İşverenlerin kıdem tazminatı vermemek için izledikleri işten çıkarma yöntemlerini geçersiz kılacak yasal önlemler almaktan geçer. İşçinin kıdem tazminatına karşı hükümet bu kadar duyarlıysa, kıdem tazminatı vermemek için işçi çıkaran işverenleri engelleyin. Türkiye koşulları değerlendirildiğinde işsizliğin 6 milyonu bulduğu, istihdamın yüzde 46'sının kayıt dışı çalıştığı bir ülkede 10 yıllık bir çalışma süresinin doldurmanın oldukça güç olduğu açık bir gerçekliktir. Bu uygulama daha önce tıpkı işçi sınıfının emeklilik hakkını gasp edilmesi için emeklilik yaşını kademeli olarak erkeklerde 60 ve kadınlarda 58 yaşına çıkarılıp, prim ödeme gün sayısının arttırılmasına benzemektedir.''
Bencan, amaçlarının kıdem tazminatı konusunda yapılan planların gerçek yüzünü göstermek ve işçi sınıfını bilgilendirmek olduğunu, eylemlerin basın açıklaması ve oturma eylemleri olarak süreceğini bildirdi.AA
DİSK Genel İş tarfından yapılan açıklamada, hükümetin "konut edindirme yardımı, tasarrufu teşvik fonu, işsizlik sigortası" uygulamalarının amacı dışında kullanıldığı belirtilerek, hükümetin kıdem tazminatını da da bütçe ekonomisine kaynak olarak kullanacağını açıkça söylediği belirtildi.
"10 yıldan önce
tazminat çekilemeyecek"
Hükümetin "zaten çoğu işçi kıdem tazminatını alamıyor" ve "ekonomik kayıp olmayacak" söylemlerine şöyle yanıt verildi: * Biz de birçok işçinin kıdem tazminatı alamadığını biliyoruz. Ama bunun çözümü, iş güvencelerini sağlamlaştırmaktan geçer. İşverenlerin kıdem tazminatı vermemek için izledikleri işten çıkarma yöntemlerini geçersiz kılacak yasal düzenlemelerden geçer.* Mesela 1000 lira alan bir işçi bir yıl çalıştığı iş yerinden çıkarıldığında 1000 lira kıdem tazminatı alacak. Öngörülen uygulamada ise aynı maaşa yılda 360 lira yatacak, işçi bunu kesintisiz 10 yıl prim yattıktan sonra alabilecek.* İstihdamın yüzde 46'sının kayıt dışı olduğu Türkiye'de 10 yıllık çalışma süresinin dolması çok güç.
Genel-İş üyesi bir grup, kıdem tazminatı fonu uygulamasını engellemek ve kıdem tazminatı hakkını yitirmemek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Kıdem tazminatı bir yük değildir
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Türkiye Genel Hizmetler İşçileri (Genel-İş) Sendikası Gaziantep Bölge Başkanı Nihat Bencan, kıdem tazminatının işçi sınıfı için önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Basın açıklamasını okuyan Bencan, kıdem tazminatının işçi için bir bakıma iş güvencesi olduğunu ifade etti. Bencan, şunları kaydetti: ''Kıdem tazminatı bir yük değildir. İşçinin elde kalan sayılı iş güvencelerinden birisidir. İş güvencesi mekanizması tümüyle ortadan kaldırılmak istenmektedir. Kıdem tazminatı işçi sınıfı için önemli bir kazanımdır. Emek gücünün değerinin farkında olan işverenler açısından kıdem tazminatı ek bir yük değildir. Bu tür işverenler, işçiye yılda 12 ay yerine 13 ay ücret vereceklerini hesap ederek davranırlar. Ücretlerin düşük olduğu, çalışanların yüzde 75'ini asgari ücretle çalıştığı bir ülkede kıdem tazminatı işverenler açısından altından kalkılamayacak büyüklükte bir maliyet yaratmaz.''
İşçinin kaderi işverenin
iki dudağının arasında
Türkiye'de her ekonomik kriz döneminden sonra önlem diye işçi sınıfının çalışma koşullarının esnekleştirildiğini vurgulayan Bencan, ''İşçilerin iş yerlerindeki kaderi işverenin iki dudağı arasında ve işçilerin sendikal örgütlenmeleri neredeyse bitirildi. Hükümetin istediği işçi sınıfını tamamen köleleştirmek ve örgütsüzleştirerek sermayenin malı haline getirmek. Son 10 yılda İş Kanunu'nda yapılan değişiklikler işçileri köleleştirdi. Hükümet, kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırarak işçi sınıfının sosyal haklarından birisini yok etmek istedi'' görüşlerini dile getirdi.
İşçilerin büyük çoğunluğunun kıdem tazminatını alamadığını belirten Bencan, şunları kaydetti: ''Kıdem tazminatını işçilerin önemli bir bölümünün alamadığını biz de biliyoruz. Bunu sağlamanın yolu kıdem tazminatı fonu kurmaktan değil, işçilerin iş güvencelerini daha da sağlamlaştırmaktan geçer. İşverenlerin kıdem tazminatı vermemek için izledikleri işten çıkarma yöntemlerini geçersiz kılacak yasal önlemler almaktan geçer. İşçinin kıdem tazminatına karşı hükümet bu kadar duyarlıysa, kıdem tazminatı vermemek için işçi çıkaran işverenleri engelleyin. Türkiye koşulları değerlendirildiğinde işsizliğin 6 milyonu bulduğu, istihdamın yüzde 46'sının kayıt dışı çalıştığı bir ülkede 10 yıllık bir çalışma süresinin doldurmanın oldukça güç olduğu açık bir gerçekliktir. Bu uygulama daha önce tıpkı işçi sınıfının emeklilik hakkını gasp edilmesi için emeklilik yaşını kademeli olarak erkeklerde 60 ve kadınlarda 58 yaşına çıkarılıp, prim ödeme gün sayısının arttırılmasına benzemektedir.''
Bencan, amaçlarının kıdem tazminatı konusunda yapılan planların gerçek yüzünü göstermek ve işçi sınıfını bilgilendirmek olduğunu, eylemlerin basın açıklaması ve oturma eylemleri olarak süreceğini bildirdi.AA