Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Teknoloji ve İnovasyon Politikaları Rektör Danışmanı Doç. Dr. Mehmet Vural Özdemir tarafından, GAÜN Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Konferans Salonunda “Girişimcilikte İletişimin Rolü” adlı konferans sunumu düzenlendi.
Konferansa iletişimin bir sosyal bilim sahası olduğunu vurgulayarak başlayanDoç. Dr. Özdemir, yaklaşık son 400 yıl içerisinde “Toplumun Bilimi Takip Etmesi” gerektiği şeklinde çerçevelenen öğretilerin halka hitap eden “sorumlu inovasyona” engel teşkil ettiğini belirtti. Öte yandan, 21.ci yüzyılda girişimciliğin yeniden tanımlandığını ve iletişim uzmanlarının bilgi ve inovasyon üretiminin bağımsız analizini gerçekleştirdiğini anlattı.
Halktan geniş bir girişimci yelpazesinin temsil edildiği sunumda Doç. Dr. Özdemir artık giderek Bilimin Toplumun Takipçisi olmaya başladığını belirtirken “İçinde çalıştığımız inovasyon sistemine dışarıdan da bakabilmeniz lazım. Bunu yapabilmeniz için disiplinler arası çalışmalar için cesaret göstermeli, kalıplaşmış meslek tanımlarını yeniden düşünmeye hazır olmalıyız. Örneğin, tıp doktorları ve mühendisler teknolojinin ötesinde ve inovasyonun sosyal boyutlarını samimi olarak düşünmeye hazır olmalı.” dedi.
Son yüzyıla bakıldığında inovasyonun öncelikle belli bir doktora derecesi olan ya da sadece bilim insanları tarafından yapılıyor diye bir yanlış algılama olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, özellikle son on yıl içerisinde inovasyonun artık tüketici grupları tarafından da gerçekleştirildiğinin farkına varıldığını söyledi.
Doç. Dr. Özdemir, “İnovasyon yapabilmek için üniversite mezunu olmanız gerekli değil, doktoranız olması da şart değil. Sahada deneyiminiz var ise, tüketici grubu iseniz çok önemli fikirlere sahip olabilirsiniz. Buna tüketici inovasyonu deniyor” diye konuştu.
Son yıllarda gelişen konseptlerden bir tanesinin de sosyal inovasyon, sosyal girişimcilik olduğunu ifade eden Doç. Dr. Özdemir, “Bu model altında fikir üreticileriyle tüketiciler birlikte çalışıyor. Sosyal inovasyonda tüketici grupları da fikir üretebiliyor ve dünyanın birçok ülkesinde sosyal inovasyon alanında da ofisler kurulmakta. Girişimcilik, bilimsel inovasyon konseptleri çok hızla gelişmekte ve değişmekte. Bu Türkiye ve küresel açıdan da geçerli. Artık girişimcilik, inovasyon çok daha fazla, çok sesli ve katılımcı olarak yapılıyor. Bilim sadece bilim insanları için değil aynı zamanda toplum için ve toplum bilimi denen konsept de gelişmeye başlıyor. Diğer bir deyişle, bilim toplumun takipçisi olmaya başlıyor” dedi.
Konferansa iletişimin bir sosyal bilim sahası olduğunu vurgulayarak başlayanDoç. Dr. Özdemir, yaklaşık son 400 yıl içerisinde “Toplumun Bilimi Takip Etmesi” gerektiği şeklinde çerçevelenen öğretilerin halka hitap eden “sorumlu inovasyona” engel teşkil ettiğini belirtti. Öte yandan, 21.ci yüzyılda girişimciliğin yeniden tanımlandığını ve iletişim uzmanlarının bilgi ve inovasyon üretiminin bağımsız analizini gerçekleştirdiğini anlattı.
Halktan geniş bir girişimci yelpazesinin temsil edildiği sunumda Doç. Dr. Özdemir artık giderek Bilimin Toplumun Takipçisi olmaya başladığını belirtirken “İçinde çalıştığımız inovasyon sistemine dışarıdan da bakabilmeniz lazım. Bunu yapabilmeniz için disiplinler arası çalışmalar için cesaret göstermeli, kalıplaşmış meslek tanımlarını yeniden düşünmeye hazır olmalıyız. Örneğin, tıp doktorları ve mühendisler teknolojinin ötesinde ve inovasyonun sosyal boyutlarını samimi olarak düşünmeye hazır olmalı.” dedi.
Son yüzyıla bakıldığında inovasyonun öncelikle belli bir doktora derecesi olan ya da sadece bilim insanları tarafından yapılıyor diye bir yanlış algılama olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, özellikle son on yıl içerisinde inovasyonun artık tüketici grupları tarafından da gerçekleştirildiğinin farkına varıldığını söyledi.
Doç. Dr. Özdemir, “İnovasyon yapabilmek için üniversite mezunu olmanız gerekli değil, doktoranız olması da şart değil. Sahada deneyiminiz var ise, tüketici grubu iseniz çok önemli fikirlere sahip olabilirsiniz. Buna tüketici inovasyonu deniyor” diye konuştu.
Son yıllarda gelişen konseptlerden bir tanesinin de sosyal inovasyon, sosyal girişimcilik olduğunu ifade eden Doç. Dr. Özdemir, “Bu model altında fikir üreticileriyle tüketiciler birlikte çalışıyor. Sosyal inovasyonda tüketici grupları da fikir üretebiliyor ve dünyanın birçok ülkesinde sosyal inovasyon alanında da ofisler kurulmakta. Girişimcilik, bilimsel inovasyon konseptleri çok hızla gelişmekte ve değişmekte. Bu Türkiye ve küresel açıdan da geçerli. Artık girişimcilik, inovasyon çok daha fazla, çok sesli ve katılımcı olarak yapılıyor. Bilim sadece bilim insanları için değil aynı zamanda toplum için ve toplum bilimi denen konsept de gelişmeye başlıyor. Diğer bir deyişle, bilim toplumun takipçisi olmaya başlıyor” dedi.
RSS