Sorumluluğu olanlar savaş suçlusu olarak yargılanmalı

Dağdemir, “Coğrafyamızda savaşların yarattığı tahribat ve acılar bitmiyor. Hamas saldırıları bahane edilerek bir halk soykırıma tabi tutuluyor. Gazze'de bir hastanenin bombalanması sonucu basına aralarında sivillerin, hastaların ve sağlık emekçilerinin bulunduğu yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği haberleri düştü” şeklinde konuştu.

Hastane bombalama Cenevre Sözleşmelerine ve çatışma hukuku kurallarına aykırı

Savaş zamanı hasta ve yaralılara bakım sağlanmasının ahlakın, dinin ve insanlık hukukunun gereği olduğunu sözlerine ekleyen Dağdemir, “Silahlı çatışmalar hukukunda bazı hedeflere saldırılması özel olarak yasaklandı. Bu konudaki en eski kural ise  sivillere saldırılmasının yasaklanması. Hastaneler, tıbbi birimler savaşlarda çatışan taraflar tarafından hedef gösterilemez ve korunmakla yükümlü olunan tesisler. Hastanelerin bombalanması ve tedavi görenlerin tedavi hakkının engellenmesi Cenevre Sözleşmelerine ve çatışma hukuku kurallarına aykırı” açıklamasını yaptı.

Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz

Dağdemir, “Önceki gün TBMM’de imzalanan tezkere, son iki haftadır Suriye'nin kuzeyine yönelik artan hava operasyonları ve yapılan açıklamalar nedeniyle ülkemizin de daha kapsamlı bir savaşa sürüklenmesinden kaygı duyuyoruz. Savaş, açlık, yoksulluk, göç, ölüm, doğanın talanı ve gözyaşı demek. Bu nedenle “Savaş bir halk sağlığı sorunudur" diyoruz. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz” diye konuştu.

Ülkemizde, coğrafyamızda ve dünyada barış diyoruz

Dağdemir, “Gazze başta olmak üzere haksız, hukuksuz savaşlarda yaşamını yitiren sağlık emekçileri için şube/temsilciliklerimizin hastaneler önünde bugün ve yarın yapacakları anma ve basın açıklamalarına tüm sağlık emekçilerini davet ediyoruz. Bir kez daha ülkemizde, coğrafyamızda ve dünyada barış diyoruz” dedi.