Engelli ve Yüksek Mimar Hasan Kökmen, üçüncü kitabı ile okuyucularla buluşmaya hazırlanıyor. Daha önce “Yüreğimin Her Odasında Aşk” isimli şiir kitabı ve “Bir Varmış Bir Yokmuş” isimli deneme kitabı yayınlamıştı. “Erişebilirlik” adını verdiği son kitabında engellilerin şehir ve sosyal hayatta yaşadığı sorunlara mimari pencereden bakarak ve özeleştiri yaparak çözümler üretmeye çalışacağını belirten Kökmen, sorunların yüzeysel değil, kökten çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“Kitapta, özeleştiri yaparak
çözüm üretmeye çalıştım”
Mesleki anlamda kaleme aldığı üçüncü kitap çalışmasına devam ettiğini belirten Kökmen, “Bir mimar ve engelli olarak engelli insanların sorunlarını ve çözüm yollarını daha iyi bildiğimi düşünüyorum. Bu kitap da Türkiye’de hayatımıza 2005 yılından sonra giren, çokça konuşulan ve zaman zaman polemik konusu olan ‘Erişilebilirlik’ konusunu ele alacağım. Engellilerin şehir hayatında, sosyal hayatta yaşadığı sorunlara mimari pencereden bakarak ve özeleştiri yaparak, çözümler üretmeye çalışacağım” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Erişebilirlik, toplumun
her kesimini ilgilendiriyor
Erişilebilirliğin sadece engellileri ilgilendiren bir konu olmadığının altını çizen Kökmen, erişebilirliğin toplumun her kesimini ilgilendirdiğine açıkladı. Engellilerin bir çok sorununun mevcut hükümet tarafından ve yerel yönetimlerin hassasiyeti sayesinde çözüldüğünü kaydeden Kökmen, ancak sorunların yüzeysel değil, kökten çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. Sorunların kökten çözümü için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini sözlerine ekleyen Kökmen, kitabın Nisan ayında vatandaşla buluşacağı müjdesini verdi.
Bütün mimarlar aynı
zamanda birer sanatçıdır
Kendisini modern zamanın masalcısı olarak tanımlayan Kökmen, mimarlık mesleğinin de duyulara hitap eden güzel sanatların bir dalı olduğunu ve tüm mimarları birer sanatçı olarak gördüğünü belirtti. “Bu kitap Nisan ayında kitapseverlerle buluşacak. Türkiye’de ki engelli bireyler başta olmak üzere hareket kısıtlılığı yaşayan herkesin sorunlarını ve çözüm yollarını şehircilik adına bir mimar gözüyle gün yüzüne çıkarmayı hedefledim ve damdan düşenin halinden damdan düsen anlar düsturundan hareketle herkes için erişilebilirlik kavramının herkesin belleğinde yer almasını istedim. Engelli bir bireyin kullandığı her mekanı sağlam bir birey çok rahat bir şekilde kullanabilirken, sağlam bireylerin kullandığı mekanları engelli bireyler o kadar rahat kullanamıyor. Ancak tasarım kriterlerinin engellilere uygun olarak belirlenmesi durumunda ortada erişilebilirlik diye bir problem ortada kalmayacak” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş
“Kitapta, özeleştiri yaparak
çözüm üretmeye çalıştım”
Mesleki anlamda kaleme aldığı üçüncü kitap çalışmasına devam ettiğini belirten Kökmen, “Bir mimar ve engelli olarak engelli insanların sorunlarını ve çözüm yollarını daha iyi bildiğimi düşünüyorum. Bu kitap da Türkiye’de hayatımıza 2005 yılından sonra giren, çokça konuşulan ve zaman zaman polemik konusu olan ‘Erişilebilirlik’ konusunu ele alacağım. Engellilerin şehir hayatında, sosyal hayatta yaşadığı sorunlara mimari pencereden bakarak ve özeleştiri yaparak, çözümler üretmeye çalışacağım” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Erişebilirlik, toplumun
her kesimini ilgilendiriyor
Erişilebilirliğin sadece engellileri ilgilendiren bir konu olmadığının altını çizen Kökmen, erişebilirliğin toplumun her kesimini ilgilendirdiğine açıkladı. Engellilerin bir çok sorununun mevcut hükümet tarafından ve yerel yönetimlerin hassasiyeti sayesinde çözüldüğünü kaydeden Kökmen, ancak sorunların yüzeysel değil, kökten çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. Sorunların kökten çözümü için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini sözlerine ekleyen Kökmen, kitabın Nisan ayında vatandaşla buluşacağı müjdesini verdi.
Bütün mimarlar aynı
zamanda birer sanatçıdır
Kendisini modern zamanın masalcısı olarak tanımlayan Kökmen, mimarlık mesleğinin de duyulara hitap eden güzel sanatların bir dalı olduğunu ve tüm mimarları birer sanatçı olarak gördüğünü belirtti. “Bu kitap Nisan ayında kitapseverlerle buluşacak. Türkiye’de ki engelli bireyler başta olmak üzere hareket kısıtlılığı yaşayan herkesin sorunlarını ve çözüm yollarını şehircilik adına bir mimar gözüyle gün yüzüne çıkarmayı hedefledim ve damdan düşenin halinden damdan düsen anlar düsturundan hareketle herkes için erişilebilirlik kavramının herkesin belleğinde yer almasını istedim. Engelli bir bireyin kullandığı her mekanı sağlam bir birey çok rahat bir şekilde kullanabilirken, sağlam bireylerin kullandığı mekanları engelli bireyler o kadar rahat kullanamıyor. Ancak tasarım kriterlerinin engellilere uygun olarak belirlenmesi durumunda ortada erişilebilirlik diye bir problem ortada kalmayacak” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş