Sosyal güvenlik, kişileri risklere karşı güvence altına alan bir sistem

Bunun zengini, fakiri yok
Uzun, “Tahsis ettiğimiz altı tane odamızda bu üç gün sigortalılarımız, emeklilerimiz gelip sosyal güvenlikle ilgili gerek Türkiye gerek de Almanya Sosyal Güvenlik Sistemi'yle ilgili sorularını sorup cevaplarını bulacaklar. 1 Kasım 1965’te Almanya ile Türkiye arasında sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ve bugüne kadar da iki dost ülke sosyal güvenlikle ilgili her türlü problemlerini çözdü. Bildiğiniz gibi sosyal güvenlik o kadar önemli bir şey ki insanların hayatta karşılaşacağı risklere karşı onları güvence altına alan bir sistem. Örneğin hepimiz yaşlanıyoruz ya da kaza geçirebiliyoruz. Bu tür durumlarda sosyal güvenlik sistemi devreye giriyor ve insana bir güvence veriyor. Bunun zengini, fakiri yok” ifadelerini kullandı.

Sosyal Güvenlik Reformu 2007’de hayata geçirildi

Sosyal güvenlik sisteminin insanlara güvence veren, onların hayatını güvence altına alan hatta doğumdan önce başlayıp ölümden sonra devam eden bir sistem olduğunu kaydeden Uzun, “2006 yılında bir Sosyal Güvenlik Reformu yapıldı ve 2007’de hayata geçirildi. Şu anda iddia edebiliriz ki dünyada bir numaralı sosyal güvenlik sistemine sahibiz. Daha önce SSK, BAĞ-KUR, Emek Sandığı diye üç kurumumuz vardı. Şu anda Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı çatısı altında tek bir kurum haline geldik. Bir sistem ne kadar sadeyse vatandaşına o kadar güzel hizmet verebilir” açıklamasını yaptı.

2035’e kadar kademeli tek sisteme geçeceğiz

Karmaşık sistemlerde her zaman problemin olduğuna dikkat çeken Uzun, “Burada toplanmamızın bir amacı da sistemlerdeki belki açıklık olmayan, problem yaşanan konulara çare olmak için bu tür toplantılar düzenleniyor. Sosyal güvenlik alanında da sistem çok net olmalı, karmaşık olmamalı. Bu anlamda 2030’dan sonra sistemimiz tam tek hale gelecek. Kazanılmış haklardan dolayı 2035’e kadar da kademeli bu tek sisteme geçeceğiz” ifadelerine yer verdi.

Verimli iş birliğimizi derinleştireceğimizden eminim

Alman Heyet Başkanı Monika Brıch, “Verimli iş birliğimizi derinleştireceğimizden eminim. Türk-Alman Danışma Günleri'nin hedefi hem Türkiye'de hem de Alman kökleri olan sigortalılarımıza yüz yüze danışma hizmeti vermek, sorularını cevaplandırmak ve sorunları ortadan kaldırmak. Şubat ayındaki vahim olaydan sonra yanınızda olduğumuzu göstermek için burada olduğumuzu belirtmek isterim. Bunun gibi olayların sosyal güvencede ne kadar önemli olduğunu hep birlikte yeniden gördük” dedi.

Danışma günlerinin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte görmüş olduk

Brich, “Bu yıl düzenlemiş olduğumuz danışma günlerinin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte yeniden gördük. Hem Türkiye'de hem Almanya'da düzenlediğimiz danışma günlerinin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte görmüş olduk. Burada da yine aynı hizmeti vermek üzere bulunduğumuzdan onur duyduğumu dile getirdim” diye konuştu.

35 ülkeyle kadar sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamış bulunmaktayız

Türk Heyet Başkanı Ramazan Elma ise şu şekilde konuştu. “Yurt dışındaki vatandaşlarımızın bulundukları ülkedeki çalışmaları ile Türkiye'deki çalışmalarını birleştirmek ve ilgili ülkedeki sosyal güvenlik mevzuatı ile ülkemiz mevzuatı arasındaki farklılıktan kaynaklanan sorunlarını çözmek amacıyla vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı ülkeler ile ikili sosyal güvenlik sözleşmeleri imzalamaktayız. Bu hedef doğrultusunda Türk vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı 35 ülkeyle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalamış bulunmaktayız.”

Türk-Alman Danışma Günler kapsamında 41 bin vatandaşa hizmet verildi

Elma, “Türkiye Cumhuriyeti'yle Almanya Federal Cumhuriyeti arasındaki sosyal güvenlik sözleşmesi de 30 Nisan 1964 tarihinde imzalanmış ve 1 Kasım 1965 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu anlamda iki ülke sigorta kurumları arasında yaklaşık 60 yıllık tarihi bir iş birliği söz konusu. Türk ve Alman sigorta kurumları olarak müşterek sigortalılarımıza etkin ve kaliteli bir şekilde hizmet sunmak hedefiyle yaklaşık 20 yıldır Türkiye-Almanya Danışma Günleri düzenlemekteyiz. Bu etkinlikte iki ülkenin uzmanları ücretsiz danışmanlık sunuyorlar. Gaziantep, Adana, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis ve Osmaniye ve Şanlıurfa ikamet eden yaklaşık 20 vatandaşımıza davet mektubu gönderildi. Bugüne kadar gerçekleştirilen 65 Türk-Alman Danışma Günler kapsamında 41 bin vatandaşa hizmet verildi” hatırlatmasını yaptı.