CHP, çocukların cinsel istismarı tanımındaki yaş sınırının 18’e çıkartılması ve bu suçlara yönelik cezalarda indirim yapılmasının önüne geçilmesi yönünde bir teklif hazırlayarak Meclis’e sundu.
Karaman’da 45 çocuğun cinsel istismarı olayından sonra Kırşehir, Çorum, Niğde, Diyarbakır ve Antalya illerinden gelen benzer istismar haberleri kamuoyunda infial yaratırken; bu suçu işleyenlere verilecek cezalara ilişkin tartışmalar da devam ediyor.
CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, istismar suçunun işlenmesi durumunda uygulanacak yaptırımların tanımlı olduğu Türk Ceza Kanunu’nda kritik önemi olan bir dizi değişiklik önerdi.
CHP’li Ekici’nin Meclis Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifi, çocuk tanımı konusunda kanunlar arasındaki çelişkinin ortadan kalkması gerektiğine vurgu yapıyor ve buna paralel olarak çocukların cinsel istismarı tanımındaki yaş sınırı da 18’e çıkartılıyor. Teklifin getirdiği bir başka yenilik de 18 yaşın altında olanlara yönelik her türlü istismar suçunu işleyenlere, hiçbir şekilde ceza indirimi yapılamayacak.
CHP’li Ekici, teklifinin gerekçesinde Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’de çocukların cinsel istismarı konusundaki verilerini de paylaştı. Genel Müdürlüğün verilerine göre 2009 yılında 12.635 olan çocukların cinsel istismarı ile ilgili açılan dava sayısının 2014 yılında 18 bin 104’e yükseldiğini, 2009 ile 2014 arasındaki dava sayısındaki artış oranının yüzde 50 olduğunu kaydeden Ekici bu verilere, korktukları ya da utandıkları için cinsel istismarı söylemeyen ya da yargıya gitmeyen aile ve çocuk sayısının dâhil olmadığının da altını çizdi.
Çocukların cinsel istismarının toplumda bu denli infial yaratmasına rağmen bu suç oranındaki artışın temel nedenlerinden birinin de kanunlar arasındaki çocuk tanımı konusundaki çelişkiler olduğunu vurgulayan Ekici, teklifinin gerekçesinde ayrıca şu değerlendirmelere yer verdi:
“Türk Medeni Kanunu’na göre erginlik 18 yaşının doldurulmasıyla başlamaktadır. Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşını doldurmamış birey ‘çocuk’ olarak tanımlanmaktadır. 1995 yılında uygulamaya giren Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde de on sekiz yaşına kadar herkesin çocuk sayılacağı belirtilmektedir. Ancak Türk Ceza Kanunu’nda çocukların cinsel istismarına yönelik suçlar açıklanırken, on beş yaşını tamamlamamış bireyler ‘çocuk’ olarak dikkate alınmaktadır. On beş yaşını tamamlamış çocuğa karşı gerçekleştirilen cinsel suçlar ise ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ kapsamında değerlendirilip cezası da hafifletilmektedir. Bu durumda 15 yaşında bir çocuğa karşı cinsel istismarda bulunan kişi 8 yıldan 15 yıla kadar cezalandırma talebi ile yargılanırken, aynı suç 16 yaşında bir çocuğa karşı işlenirse failin yargılanması için şikâyet şartı aranmakta ve cezası da 2 yıl ila 5 yıl arasında olacak şekilde düşmektedir. Örneğin Antalya'da defalarca cinsel istismara maruz kalan 14 yaşındaki küçük kızın yaşı mahkemenin kararıyla 2 yaş büyütülmek suretiyle zanlıların daha düşük ceza almalarının yolu açılmıştır. Tecavüz mağdurlarının yaşlarının büyütülerek, sanıklara ceza indirimi uygulanması kabul edilemez bir durumdur, buna olanak sağlayan mevzuatın da ivedilikle değiştirilmesi gerekmektedir.”
Karaman’da 45 çocuğun cinsel istismarı olayından sonra Kırşehir, Çorum, Niğde, Diyarbakır ve Antalya illerinden gelen benzer istismar haberleri kamuoyunda infial yaratırken; bu suçu işleyenlere verilecek cezalara ilişkin tartışmalar da devam ediyor.
CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, istismar suçunun işlenmesi durumunda uygulanacak yaptırımların tanımlı olduğu Türk Ceza Kanunu’nda kritik önemi olan bir dizi değişiklik önerdi.
CHP’li Ekici’nin Meclis Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifi, çocuk tanımı konusunda kanunlar arasındaki çelişkinin ortadan kalkması gerektiğine vurgu yapıyor ve buna paralel olarak çocukların cinsel istismarı tanımındaki yaş sınırı da 18’e çıkartılıyor. Teklifin getirdiği bir başka yenilik de 18 yaşın altında olanlara yönelik her türlü istismar suçunu işleyenlere, hiçbir şekilde ceza indirimi yapılamayacak.
CHP’li Ekici, teklifinin gerekçesinde Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’de çocukların cinsel istismarı konusundaki verilerini de paylaştı. Genel Müdürlüğün verilerine göre 2009 yılında 12.635 olan çocukların cinsel istismarı ile ilgili açılan dava sayısının 2014 yılında 18 bin 104’e yükseldiğini, 2009 ile 2014 arasındaki dava sayısındaki artış oranının yüzde 50 olduğunu kaydeden Ekici bu verilere, korktukları ya da utandıkları için cinsel istismarı söylemeyen ya da yargıya gitmeyen aile ve çocuk sayısının dâhil olmadığının da altını çizdi.
Çocukların cinsel istismarının toplumda bu denli infial yaratmasına rağmen bu suç oranındaki artışın temel nedenlerinden birinin de kanunlar arasındaki çocuk tanımı konusundaki çelişkiler olduğunu vurgulayan Ekici, teklifinin gerekçesinde ayrıca şu değerlendirmelere yer verdi:
“Türk Medeni Kanunu’na göre erginlik 18 yaşının doldurulmasıyla başlamaktadır. Çocuk Koruma Kanunu’na göre 18 yaşını doldurmamış birey ‘çocuk’ olarak tanımlanmaktadır. 1995 yılında uygulamaya giren Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde de on sekiz yaşına kadar herkesin çocuk sayılacağı belirtilmektedir. Ancak Türk Ceza Kanunu’nda çocukların cinsel istismarına yönelik suçlar açıklanırken, on beş yaşını tamamlamamış bireyler ‘çocuk’ olarak dikkate alınmaktadır. On beş yaşını tamamlamış çocuğa karşı gerçekleştirilen cinsel suçlar ise ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ kapsamında değerlendirilip cezası da hafifletilmektedir. Bu durumda 15 yaşında bir çocuğa karşı cinsel istismarda bulunan kişi 8 yıldan 15 yıla kadar cezalandırma talebi ile yargılanırken, aynı suç 16 yaşında bir çocuğa karşı işlenirse failin yargılanması için şikâyet şartı aranmakta ve cezası da 2 yıl ila 5 yıl arasında olacak şekilde düşmektedir. Örneğin Antalya'da defalarca cinsel istismara maruz kalan 14 yaşındaki küçük kızın yaşı mahkemenin kararıyla 2 yaş büyütülmek suretiyle zanlıların daha düşük ceza almalarının yolu açılmıştır. Tecavüz mağdurlarının yaşlarının büyütülerek, sanıklara ceza indirimi uygulanması kabul edilemez bir durumdur, buna olanak sağlayan mevzuatın da ivedilikle değiştirilmesi gerekmektedir.”
RSS