ANASAYFA arrow right Güncel

Tek bir nefeste aldığımız zehirleyici gaz, iki kat arttı

Tek bir nefeste aldığımız zehirleyici gaz, iki kat arttı
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.25
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.25
Giderek artan küresel ısınmaya karşı, nükleer enerji seçeneği tartışılıyor. Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühend
Giderek artan küresel ısınmaya karşı, nükleer enerji seçeneği tartışılıyor. Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü Öğretim Elemanı Dr. Mehmet Türkmen, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu ROSATOM tarafından yapılan Akkuyu Nükleer Santrali’nin en büyük katkılarından birinin de iklim değişikliğiyle mücadeleye olacağını belirtti. Türkmen, “4 ünitede toplam 4800 MW elektrik gücüne sahip Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin devreye girmesi ile ülkemizin toplam elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılayabilecek. Elektrik üretmekten daha değerli olan ise iklim değişikliğine yapacağı pozitif katkı. Türkiye’nin bir yıl içinde ürettiği toplam sera gazının yüzde 4’üne denk gelen yaklaşık 20 milyon ton karbondioksit (CO2) eşdeğeri sera gazı bu sayede doğaya salınmayacak” diye konuştu.
Enerji üretiminde tamamen nükleer teknoloji kullanmanın toplam sera gazı salınımını üçte birine düşüreceğini belirten Türkmen şunları söyledi: “Enerji üretiminde tamamen nükleer teknoloji kullanmak toplam sera gazı salınımını üçte birine düşürür. Deniz suyu arıtmada, bölgesel ısıtmada, hidrojen üretiminde, petrol çıkarmada, diğer petrokimyasal uygulamalarında, büyük tankerlerde, konteyner gemilerinde ve uzay uygulamalarında nükleer bilimden yararlanmak sera gazı salınımını daha da azaltır. Böylesi bir girişim, mavi gezegenin sorunlarını tamamen ortadan kaldırmasa da kendi hatalarımızı düzeltme adına atılmış önemli bir adım olur. Geldiğimiz şu noktada dünyamızı kurtarmak adına atılmış olması gereken ‘yumuşak ve maliyetsiz’ adımlara verilen mühlet sona erdi. ‘Sert ve maliyetli’ adımların atılma zorunluluğu ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
Dr. Türkmen, Türkiye’de yapılan araştırmaların da insanların iklim değişikliği ve küresel ısınma konularında endişeli olduğunu ortaya koyduğunu kaydederek, “Tüm dünyada ve Türkiye’de küresel ısınmanın etkileri konusunda bilinç düzeyi giderek artıyor. Türkiye dahil pek çok ülkenin sera gazı salınımını önleyecek adımlar atması gerekiyor. Enerji üretimi ve kullanımı, iklimi direkt etkileyen unsur. Bugün itibariyle baktığımızda enerji üretimi ve kullanımı, toplam sera gazı salınımının yaklaşık yüzde 70’ine denk geliyor. Bu oran bile Türkiye’nin nükleer santrallerden enerji üretimi için hareket geçerek ne kadar önemli bir adım attığını ortaya koymakta. Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olacak Akkuyu’nun temeli geçen yıl atıldı. Bizim de ülke olarak ‘dünya nükleer kulübü’ içerisinde yer almamız, bu teknolojiyi farklı alanlarda da kullanmamız, gelişmişlik düzeyimiz açısından önemli. Geleceğimizi kurtarmaya yönelik gerçekten bir niyetimiz var ise, nükleer teknolojiyi kullanmak artık bir seçenek olmaktan çıktı. Bu, Türkiye için de, diğer ülkeler için de böyle. Nitekim tüm dünyada çeşitli önemli kuruluşlar ve farklı sektörlerden önemli isimler tarafından küresel ısınmaya karşı nükleer enerji daha fazla gündeme getiriliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Sanayi devrimi sonrası küresel ısınmanın birçok açıdan kendini gösterdiğini belirten Türkmen, “Tek bir nefeste aldığımız zehirleyici gaz miktarı, Sanayi Devrimi öncesine kıyasla kabaca iki katı kadar. Bir diğer önemli gösterge, küresel sıcaklık artışı. Sanayi Devrimi ile birlikte sera gazlarındaki artıştan kaynaklı küresel sıcaklık artışı, 1 derece oldu. Sıcaklık artışı, buzulların erimesine ve kutup bölgelerinde yılda 275 milyar ton buz kütlesi kaybına yol açtı. Küresel deniz suyu seviyesini yılda 3,2 mm yükseltti ve küresel çapta deniz suyu sıcaklığını 0,4 derece artırdı” ifadelerini kullandı. Küresel ısınmanın bilim insanlarının beklentilerinden daha hızlı ilerlediğini belirten Türkmen, “Gerekli adımlar atılmazsa, bütün çalışmalar hep aynı sona işaret etmektedir: Küresel yok oluş” dedi. Haber Merkezi

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *