Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle Çetin Emeç Toplantı Salonu’nda Kimya Mühendisleri Odası Güney Şubesi tarafından “Tekstil” sempozyum düzenlendi. Dün başlayan sempozyum bugün bitecek.
Sempozyumda konuşan Kimya Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ali Uğurlu, son yıllarda sektörde ortaya çıkan krizin, Güney komşularımızla yaşanan ilişkilerdeki sıkıntıların, Irak ve Suriye’deki iç savaşın tekstil sektörünü sıkıntıya soktuğunu belirtti.
40 milyar ülkemiz için
yeterli bir rakam değil
Tekstil sektörünün ülkemiz ve bölgemiz için büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Uğurlu, “Yaklaşık 40 milyar dolayındaki ihracat rakamı ne yazık ki ülkemiz potansiyeli için yeterli bir rakam değildir. Küresel rekabet ve hedefler doğrultusunda üretim potansiyelinin daha ciddi değerlendirilmeye ihtiyacı vardır. Özellikle son yıllarda sektörde ortaya çıkan kriz, Güney komşularımızla yaşanan ilişkilerdeki sıkıntılar, Irak ve Suriye’deki iç savaş sektörü özellikle Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa bölgesindeki sanayi potansiyelini ciddi olarak sıkıntıya sokmuştur” ifadesini kullandı.
Tekstil insanlık
tarihi kadar eskidir
Tekstilin insanlık tarihi kadar eski olduğunu kaydeden Uğurlu, ev tekstilinden havacılığa, sağlık sektöründen, sıkı dokumalara, yelkenler den, yanmaz-su geçirmez, nano malzemelere kadar tekstilin çeşitli ürünlerinin bulunduğuna dikkat çekti. “Günümüzde sanayileşmenin ve hayatın çok değişik alanlarında yaşanması dolayısıyla insanların daha ekonomik ve teknik özellikleri daha güçlü malzemelere ihtiyaç duyulması nedeniyle tekstildeki ürün çeşitliliği gittikçe artmaktadır. Özellikle giyim, konfeksiyon, otomotiv, tarım, ev içi donanım ve mobilya gibi sektörler tekstillerin en fazla gereksinim duyulduğu alanlardır” şeklinde açıklama yaptı.
“Tekstil sanayisi aynı
zamanda kimya sanayisidir”
Sanayi alanında yaşanan hızlı gelişmelerin yeni ürünlere olan gereksinimleri zorladığına vurgu yapan Uğurlu, bu nedenle tekstil ve kimya sektörünün hızlı geliştiğinden piyasaya yeni ürünlerin sürüldüğünün altını çizerek, “Öyle ki tekstil de son zamanlarda ortaya çıkan ürünler geleceğin malzemesi olarak adlandırılmaktadır. Tekstilin arka planında ve alt yapısında büyük ölçüde kullanılan kimyasal malzemeler ve kimyasal süreçler yatmaktadır. Demek ki tekstil sanayisi aynı zamanda kimya sanayisidir. Sektörün gelişmesi daha sağlıklı sürdürülebilir özellikleri açısından kullanılan ortama uygun ürünlerin üretilebilmesi büyük ölçüde Kimya Mühendisliği alt yapısıyla ilgilidir. Bu alan gelişmeye ve inovasyona açık olduğu kadar aynı zamanda sorunludur. Sağlık ve çevre sorunlarının yoğun yaşandığı alanlardır. Sektörün son yıllarda yaşanan küresel rekabet karşısında yenik düşmesinin yarattığı sonucu üretimde teveccüh etmek için kaliteden verdiği ödün çevre ve sağlık konusunda ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bu bilim insanları ve sektör tarafından dikkatlice değerlendirilmesi gereken bir konudur” diye açıklamalarda bulundu.
Sağlık ve kimyanın
birlikte çalışması lazım
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde 1000 fabrikanın bulunduğunu ve bunların yarısının tekstil işi ile uğraştığını ifade eden Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Deniz Köken, “Kimya ve kimya ile ilgili olan işlerin tamamında neyi tasavvur etmeye kalkarsak hastanelerin, çevrenin işi artıyor. O yüzden sağlık ve kimyanın birlikte çalışması lazım. Çünkü sizde ihmal edilen her şey sağlığın işini arttırıyor. Sağlığın işi artınca da çıkan vukuatlarda toplumsal yara halinde önümüze düşüyor” dedi.
Yerelde alınan kararlar
daha çabuk uygulanabiliyor
Avrupa’nın bütün şehirlerinde sanayi ve üniversitenin iç içe çalıştığını ve bundan dolayı geliştiklerini belirten Köken, “Almanya’nın üniversite sayısı 290 öğrenci sayısı 2,5 milyon. Bizim üniversite sayımız 180 öğrenci sayısı 5,5 milyon. Mesele sayıda mı, başka şeyde mi bakmamız lazım. Sektöre göre üniversiteleri branşlaştırmak o sektörü hem geliştiriyor hem de üniversiteyi geliştiriyor. Onun için en önemlisi buradan çıkan kararların rapor halinde bize de verilirse bizde raporları sanayicilerle paylaşırız. Ankara’dan alınan kararların Anadolu’ya ulaşması uzun zaman alıyor. Ama yerelde alınan kararlar daha çabuk uygulanabiliyor. Bunları yerelde daha çabuk hayata geçirebileceğimizi iddia ediyorum” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş
Sempozyumda konuşan Kimya Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ali Uğurlu, son yıllarda sektörde ortaya çıkan krizin, Güney komşularımızla yaşanan ilişkilerdeki sıkıntıların, Irak ve Suriye’deki iç savaşın tekstil sektörünü sıkıntıya soktuğunu belirtti.
40 milyar ülkemiz için
yeterli bir rakam değil
Tekstil sektörünün ülkemiz ve bölgemiz için büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Uğurlu, “Yaklaşık 40 milyar dolayındaki ihracat rakamı ne yazık ki ülkemiz potansiyeli için yeterli bir rakam değildir. Küresel rekabet ve hedefler doğrultusunda üretim potansiyelinin daha ciddi değerlendirilmeye ihtiyacı vardır. Özellikle son yıllarda sektörde ortaya çıkan kriz, Güney komşularımızla yaşanan ilişkilerdeki sıkıntılar, Irak ve Suriye’deki iç savaş sektörü özellikle Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa bölgesindeki sanayi potansiyelini ciddi olarak sıkıntıya sokmuştur” ifadesini kullandı.
Tekstil insanlık
tarihi kadar eskidir
Tekstilin insanlık tarihi kadar eski olduğunu kaydeden Uğurlu, ev tekstilinden havacılığa, sağlık sektöründen, sıkı dokumalara, yelkenler den, yanmaz-su geçirmez, nano malzemelere kadar tekstilin çeşitli ürünlerinin bulunduğuna dikkat çekti. “Günümüzde sanayileşmenin ve hayatın çok değişik alanlarında yaşanması dolayısıyla insanların daha ekonomik ve teknik özellikleri daha güçlü malzemelere ihtiyaç duyulması nedeniyle tekstildeki ürün çeşitliliği gittikçe artmaktadır. Özellikle giyim, konfeksiyon, otomotiv, tarım, ev içi donanım ve mobilya gibi sektörler tekstillerin en fazla gereksinim duyulduğu alanlardır” şeklinde açıklama yaptı.
“Tekstil sanayisi aynı
zamanda kimya sanayisidir”
Sanayi alanında yaşanan hızlı gelişmelerin yeni ürünlere olan gereksinimleri zorladığına vurgu yapan Uğurlu, bu nedenle tekstil ve kimya sektörünün hızlı geliştiğinden piyasaya yeni ürünlerin sürüldüğünün altını çizerek, “Öyle ki tekstil de son zamanlarda ortaya çıkan ürünler geleceğin malzemesi olarak adlandırılmaktadır. Tekstilin arka planında ve alt yapısında büyük ölçüde kullanılan kimyasal malzemeler ve kimyasal süreçler yatmaktadır. Demek ki tekstil sanayisi aynı zamanda kimya sanayisidir. Sektörün gelişmesi daha sağlıklı sürdürülebilir özellikleri açısından kullanılan ortama uygun ürünlerin üretilebilmesi büyük ölçüde Kimya Mühendisliği alt yapısıyla ilgilidir. Bu alan gelişmeye ve inovasyona açık olduğu kadar aynı zamanda sorunludur. Sağlık ve çevre sorunlarının yoğun yaşandığı alanlardır. Sektörün son yıllarda yaşanan küresel rekabet karşısında yenik düşmesinin yarattığı sonucu üretimde teveccüh etmek için kaliteden verdiği ödün çevre ve sağlık konusunda ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bu bilim insanları ve sektör tarafından dikkatlice değerlendirilmesi gereken bir konudur” diye açıklamalarda bulundu.
Sağlık ve kimyanın
birlikte çalışması lazım
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde 1000 fabrikanın bulunduğunu ve bunların yarısının tekstil işi ile uğraştığını ifade eden Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Deniz Köken, “Kimya ve kimya ile ilgili olan işlerin tamamında neyi tasavvur etmeye kalkarsak hastanelerin, çevrenin işi artıyor. O yüzden sağlık ve kimyanın birlikte çalışması lazım. Çünkü sizde ihmal edilen her şey sağlığın işini arttırıyor. Sağlığın işi artınca da çıkan vukuatlarda toplumsal yara halinde önümüze düşüyor” dedi.
Yerelde alınan kararlar
daha çabuk uygulanabiliyor
Avrupa’nın bütün şehirlerinde sanayi ve üniversitenin iç içe çalıştığını ve bundan dolayı geliştiklerini belirten Köken, “Almanya’nın üniversite sayısı 290 öğrenci sayısı 2,5 milyon. Bizim üniversite sayımız 180 öğrenci sayısı 5,5 milyon. Mesele sayıda mı, başka şeyde mi bakmamız lazım. Sektöre göre üniversiteleri branşlaştırmak o sektörü hem geliştiriyor hem de üniversiteyi geliştiriyor. Onun için en önemlisi buradan çıkan kararların rapor halinde bize de verilirse bizde raporları sanayicilerle paylaşırız. Ankara’dan alınan kararların Anadolu’ya ulaşması uzun zaman alıyor. Ama yerelde alınan kararlar daha çabuk uygulanabiliyor. Bunları yerelde daha çabuk hayata geçirebileceğimizi iddia ediyorum” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş