Ekim, Kasım ve aralık aylarının kurak geçtiğini hatırlatan Çolak, “Ocak ayı içerisindeki kar yağışı kuraklık endişesini az da olsa gidermiş oldu, ancak bu tehlike geçmedi, devam ediyor. Kuraklıktan kurtulduk diyebilmemiz için şu ana kadar metrekareye 450 kilogram yağış düşmesi lazımdı, ama bu kadar yağış alamadık” dedi.
Gaziantep’e ocak ayında metrekareye düşen yağış miktarı geçen yılın aynı dönemine göre azaldı. 2021 yılının ocak ayında kentimize metrekareye 175 kilogram yağış düşerken, bu sene yoğun kar yağışı olmasına rağmen ekim, kasım ve aralık aylarının yağışsız geçmesi yüzünden metrekareye sadece 103 kilogram yağış düştü
Bazı ilçelerimizde metrekareye sadece 80 kilogram yağış düştü
Çolak, “9 çeşit kar var ve ilk gün suyu az olan kepek kar yağdı, son iki günkü kar ise biraz daha suluydu. Dolayısıyla kar yağışı sadece Ocak ve Şubat ayımızı kurtardı. Toprağımız kesinlikle suya doymadı. Çünkü bazı ilçelerimizde metrekareye sadece 80 kilogram yağış düştü. Çiftçi için mart ve nisan yağışları çok önemli” açıklamasında bulundu.
Kuraklık sadece Gaziantep’in değil, ülkenin en büyük sorunu
Çolak, “Aralık, ocak ve şubat ayındaki yağışlar, toprağı besler, yeraltı sularımızı zenginleştirir, barajlarımızı doldurur, mart ve nisan yağmurları rekolteyi etkiliyor. Eğer bu aylarda yağmur olursa rekoltemiz iki katına yükselir, olmazsa aşağıya düşer. O nedenle bu yağışlarımız bizim olmazsa olmazımız. Kuraklık sadece Gaziantep’in değil, ülkenin en büyük sorunları arasında yerini alıyor. Fırat’ı suyu Suriye’ye akıyor, Barak ve Şahinbey Ovası bakıyor, o nedenle Fırat’ın suyunun çiftçi ile buluşturmalıyız. Çünkü üretmek zorundayız. Üretim olmadan hiçbir ülke ayağa kalkamaz, ekonomisi düzelmez. Dolayısıyla bir an evvel sulu tarıma geçilmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Artık elimizi şartele atmaya korkuyoruz
Enerji maliyetlerine değinen Şahinbey Ziraat Odası Başkanı Ali Çolak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zor şartlar altında üretim yapmaya çalışan çiftçimiz enerji maliyetlerinin yükselmesi ile adeta beli bükülmüş, ayağa kalkamayacak duruma geldi. Çünkü zamlarda önce günlük 1000 lira gelen faturalar şimdi 3 bin lira gelmeye başladı. Kısacası bir tarlayı sulamanın aylık maliyeti 30 bin lirayı buluyor, hangi çiftçimiz aylık bu kadar para ödeyip de ürün ekip kazanç sağlayacak? Artık şartelin yerini unuttuk, çünkü elimizi atmaya korkuyoruz. Yakın zamanda açık alan sebze dikimi başlayacak. Ancak elektrik fiyatları düşürülmez veya destek verilmezse açık alanda sebze dikimi yapamayacağız, sulu tarım yapılan alan azalacak.” Özer Karınca
RSS