Son yıllarda tüberküloz(Verem) hastalarının gittikçe azaldığını belirten Gaziantep Verem Savaş Derneği Başkan Yardımcısı Doktor Ahmet Doğan Yardı, gelişmişlik ve refah düzeyinin artmasının hastalığın azalmasında etkili olduğunu kaydetti ve tüberkülozun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizdi.
Gaziantep’te 4 tane Verem Savaş Dispanseri bulunuyor
Derneğin, 1947 yılında kamu yararına kurulduğunu belirten Yardı, “Kurulduğu yıldan bu yana çeşitli hizmetler yaptı ve bu hizmetler genelde Gaziantep’teki veremli hastaların tedavisine yönelik. Gaziantep’te toplam 4 tane Verem Savaş Dispanseri bulunuyor ve Gaziantep’teki veremliler bu dispanserlerde tedavi ediliyor. Gaziantep Verem Savaş Derneği de hastaların tedavisine katkı sağlıyor” dedi.
Tüberküloz fakir hastalığıdır
Tüberkülozun fakir hastalığı olduğunu ifade eden Yardı, “İyi beslenemeyen, kötü şartlarda yaşayan, vücut direnci düşük kişilerde meydana gelen tüberkülozda iyi beslenmek ve iyi şartlarda yaşamak esastır. Bunu sağlamak için de Verem Savaş Derneği maddi durumu olmayanlara yiyecek yardımı yaparak evlerindeki ihtiyaçlarını karşılıyor. Dispanser tarafından hastaneye sevk edilen hastaların yol parasını da karşılıyoruz. Dispanserlerin fiziki yapısındaki eksiklikler devletin yetişemediği yerlere maddi katkı sağlamaktayız” şeklinde konuştu.
Kazanılan para yine hastalar için kullanılıyor
Yardı, “Gaziantep Verem Savaş Derneği’nin tek geliri üye aidatlarıdır. Derneğimize ait bir mobil röntgen cihazı bulunuyor. İsteyen kuruluşların yılda 2 defa akciğer röntgenlerini çekiyoruz ve akciğer sağlığının yerine olup olmadığı kontrol ediyoruz, karşılığında ücret alıyoruz. Bu paraları da tüberküloz hastalarına harcıyoruz. 30 civarında üyemiz bulunmakta ve üye sayımızı arttırmak en büyük isteğimiz” diye konuştu.
Dünyada tüberküloz oranı gittikçe azalıyor
“Dünyada tüberküloz oranı gittikçe azalıyor” diyen Yardı, “Gelişmişlik ve refah düzeyi arttıkça tüberküloz azalıyor. Tüberküloz aslında dünya tarihi kadar eski bir hastalık ve bulaşıcı. Bulaşma yolu nefes. Veremli hastanın nefesini soluyan kişiye bulaşabiliyor” diye açıklama yaptı.
Her veremli tüberküloz hastası değildir
Veremli olan herkesin tüberküloz hastası olmayacağının altını çizen Yardı, tüberkülozun vücut direncinin düştüğü zamanlarda kendini hissettirmeye başladığını vurguladı. “Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri tüberküloz basili ile enfekte olmuş durumda. Yani mikrop almış ama hasta olmamış. Ancak bunların yüzde 10’u hayatının belli bir döneminde tüberküloz hastalığı geçirecektir. Tüberküloz hastalığı en çok akciğerde görülmekle beraber başka organlarda da görülebilir. Beyin tüberkülozu cilt tüberkülozu, böbrek ve kemik tüberkülozu gibi çeşitleri var. Ülkemizde 2005 yıllarında 20 bin tüberküloz hastası varken günümüzde bu sayı 15 bine düştü” şeklinde açıklama yaptı.
Dirençli tüberkülozun maliyeti yüksek ve tedavisi uzun
Dirençli tüberküloza da değinen Yardı, “Normal veremli ilaçların tedavi edemediği yetemediği tüberküloz grubu. Dirençli tüberküloz çok özel ilaçlarla tedavi ediliyor ve çok pahalı tedavi yöntemleri var. Maliyeti yüksek, tedavi oranı ve süresi uzun. Normal bir tüberküloz düzenli ilaç kullanıldığı zaman 6 ayda iyileşir, ama dirençli tüberküloz 2 yılda iyileşmez, maliyeti 100 katına çıkar” ifadelerine yer verdi.
Gaziantep’te tüberküloz sayısı azalıyor
Yardı, konuşmasına şöyle devam etti: “Gaziantep’te tüberküloz sayısı her geçen yıl azalıyor. Yalnız son yıllarda Suriye’den aldığımız göç dolayısıyla tüberküloz hastalığının artması konusunda endişelerimiz var. Suriye’de tüberküloz ülkemize oranla daha yüksek. Tedavi imkanları daha az. Çünkü göçmen vatandaşlar her zaman adres, il ve ilçe değiştiriyor. Göçmen vatandaşları da iyi şekilde tedavi ederek tüberkülozun artışına engel olmak istiyoruz.”
Tedavide olumlu sonuçlar alınıyor
Tüberküloz hastalığının tedavisinde olumlu sonuçlar alındığını vurgulayan Yardı, “Dünya Sağlık Örgütü’nün tüm ülkelere önerdiği ve ülkemizde de yaklaşık 10 yıldan beri devam eden doğrudan gözetimli tedavi yöntemi uygulanıyor. 10 yıl öncesine kadar tüberküloz ilaçları verem hastalarına veriliyordu ve evde tedavi olmaları sağlanıyordu. İlaçları alıp almadıkları sorularak takip ediliyordu. Ama Dünya Sağlık Örgütü dünyada şunu gördü ki tüberküloz hastalarının bir kısmı ilaçlarını alıyor, ama almıyor yada aldığını söyleyip tedavi eden kuruluşları aldatıyor. Bunun önüne geçmek için Dünya Sağlık Örgütü doğrudan tedavi yöntemini uygulamaya başladı. Uygulama kişinin ulaşabileceği en yakın sağlık kuruluşuna ilaçları bırakılıyor her gün oradan gidip içmesi sağlanıyor. İlaçlar hastaya verilmiyor, hasta her gün gidip aile hekiminin gözünün önünde ilacı içiyor, içtiğine dair imza atıyor ve içiren kişi de imza atıyor. Bir aylık tedavi böylece tamamlanıyor ve toplam klasik tedavi 6 ay sürüyor” ifadesini kullandı.
Yardı, tüberküloz hastalarının kendilerine 231 52 04 nolu telefondan ulaşabileceklerini belirtti. Hüseyin Karataş
Gaziantep’te 4 tane Verem Savaş Dispanseri bulunuyor
Derneğin, 1947 yılında kamu yararına kurulduğunu belirten Yardı, “Kurulduğu yıldan bu yana çeşitli hizmetler yaptı ve bu hizmetler genelde Gaziantep’teki veremli hastaların tedavisine yönelik. Gaziantep’te toplam 4 tane Verem Savaş Dispanseri bulunuyor ve Gaziantep’teki veremliler bu dispanserlerde tedavi ediliyor. Gaziantep Verem Savaş Derneği de hastaların tedavisine katkı sağlıyor” dedi.
Tüberküloz fakir hastalığıdır
Tüberkülozun fakir hastalığı olduğunu ifade eden Yardı, “İyi beslenemeyen, kötü şartlarda yaşayan, vücut direnci düşük kişilerde meydana gelen tüberkülozda iyi beslenmek ve iyi şartlarda yaşamak esastır. Bunu sağlamak için de Verem Savaş Derneği maddi durumu olmayanlara yiyecek yardımı yaparak evlerindeki ihtiyaçlarını karşılıyor. Dispanser tarafından hastaneye sevk edilen hastaların yol parasını da karşılıyoruz. Dispanserlerin fiziki yapısındaki eksiklikler devletin yetişemediği yerlere maddi katkı sağlamaktayız” şeklinde konuştu.
Kazanılan para yine hastalar için kullanılıyor
Yardı, “Gaziantep Verem Savaş Derneği’nin tek geliri üye aidatlarıdır. Derneğimize ait bir mobil röntgen cihazı bulunuyor. İsteyen kuruluşların yılda 2 defa akciğer röntgenlerini çekiyoruz ve akciğer sağlığının yerine olup olmadığı kontrol ediyoruz, karşılığında ücret alıyoruz. Bu paraları da tüberküloz hastalarına harcıyoruz. 30 civarında üyemiz bulunmakta ve üye sayımızı arttırmak en büyük isteğimiz” diye konuştu.
Dünyada tüberküloz oranı gittikçe azalıyor
“Dünyada tüberküloz oranı gittikçe azalıyor” diyen Yardı, “Gelişmişlik ve refah düzeyi arttıkça tüberküloz azalıyor. Tüberküloz aslında dünya tarihi kadar eski bir hastalık ve bulaşıcı. Bulaşma yolu nefes. Veremli hastanın nefesini soluyan kişiye bulaşabiliyor” diye açıklama yaptı.
Her veremli tüberküloz hastası değildir
Veremli olan herkesin tüberküloz hastası olmayacağının altını çizen Yardı, tüberkülozun vücut direncinin düştüğü zamanlarda kendini hissettirmeye başladığını vurguladı. “Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri tüberküloz basili ile enfekte olmuş durumda. Yani mikrop almış ama hasta olmamış. Ancak bunların yüzde 10’u hayatının belli bir döneminde tüberküloz hastalığı geçirecektir. Tüberküloz hastalığı en çok akciğerde görülmekle beraber başka organlarda da görülebilir. Beyin tüberkülozu cilt tüberkülozu, böbrek ve kemik tüberkülozu gibi çeşitleri var. Ülkemizde 2005 yıllarında 20 bin tüberküloz hastası varken günümüzde bu sayı 15 bine düştü” şeklinde açıklama yaptı.
Dirençli tüberkülozun maliyeti yüksek ve tedavisi uzun
Dirençli tüberküloza da değinen Yardı, “Normal veremli ilaçların tedavi edemediği yetemediği tüberküloz grubu. Dirençli tüberküloz çok özel ilaçlarla tedavi ediliyor ve çok pahalı tedavi yöntemleri var. Maliyeti yüksek, tedavi oranı ve süresi uzun. Normal bir tüberküloz düzenli ilaç kullanıldığı zaman 6 ayda iyileşir, ama dirençli tüberküloz 2 yılda iyileşmez, maliyeti 100 katına çıkar” ifadelerine yer verdi.
Gaziantep’te tüberküloz sayısı azalıyor
Yardı, konuşmasına şöyle devam etti: “Gaziantep’te tüberküloz sayısı her geçen yıl azalıyor. Yalnız son yıllarda Suriye’den aldığımız göç dolayısıyla tüberküloz hastalığının artması konusunda endişelerimiz var. Suriye’de tüberküloz ülkemize oranla daha yüksek. Tedavi imkanları daha az. Çünkü göçmen vatandaşlar her zaman adres, il ve ilçe değiştiriyor. Göçmen vatandaşları da iyi şekilde tedavi ederek tüberkülozun artışına engel olmak istiyoruz.”
Tedavide olumlu sonuçlar alınıyor
Tüberküloz hastalığının tedavisinde olumlu sonuçlar alındığını vurgulayan Yardı, “Dünya Sağlık Örgütü’nün tüm ülkelere önerdiği ve ülkemizde de yaklaşık 10 yıldan beri devam eden doğrudan gözetimli tedavi yöntemi uygulanıyor. 10 yıl öncesine kadar tüberküloz ilaçları verem hastalarına veriliyordu ve evde tedavi olmaları sağlanıyordu. İlaçları alıp almadıkları sorularak takip ediliyordu. Ama Dünya Sağlık Örgütü dünyada şunu gördü ki tüberküloz hastalarının bir kısmı ilaçlarını alıyor, ama almıyor yada aldığını söyleyip tedavi eden kuruluşları aldatıyor. Bunun önüne geçmek için Dünya Sağlık Örgütü doğrudan tedavi yöntemini uygulamaya başladı. Uygulama kişinin ulaşabileceği en yakın sağlık kuruluşuna ilaçları bırakılıyor her gün oradan gidip içmesi sağlanıyor. İlaçlar hastaya verilmiyor, hasta her gün gidip aile hekiminin gözünün önünde ilacı içiyor, içtiğine dair imza atıyor ve içiren kişi de imza atıyor. Bir aylık tedavi böylece tamamlanıyor ve toplam klasik tedavi 6 ay sürüyor” ifadesini kullandı.
Yardı, tüberküloz hastalarının kendilerine 231 52 04 nolu telefondan ulaşabileceklerini belirtti. Hüseyin Karataş
RSS