Türk lirasının son 55 günde dolar karşısında yüzde 25 değer kaybettiğini kaydeden KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, “55 gün önce bir dolar 19,5 TL iken bugün 26 TL’nin üzerine çıktı. 55 gün önce vaadedilen 22 bin TL ile bin 128 dolar alınıyordu. Bugün ise 846 dolar alınabiliyor. İşin özü kamu emekçileri, emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı alabiliyoruz” diye konuştu.
Konfederasyon yöneticilerinin ayakta alkışladığı yüzde 30’luk artış çoktan eridi
“21 yıldır iktidarda olan AKP, her fırsatta büyüme rakamları ile övündü. Ama seçim süreci yaşadığımız son döneme kadar bir kez olsun o büyüme rakamlarını emeği, alın teri ile yaratanlara, bizlere refah payı vermeye yanaşmadı. Bu yılın Ocak-Haziran dönemi için maaşlarımızda toplu sözleşme artışı, enflasyon farkı, yüzde 13 refah payı toplamı olarak yüzde 30 artış yapılmasını büyük bir lütuf gibi gösterdiler. Oysa ENAG o altı ayın enflasyonunun %39 olduğunu, yani övünülen artışın gerçek enflasyonun 9 puan altında kaldığını açıklamıştı. İktidarın sanki babasının kesesinden bağışlıyormuş gibi övündüğü, yandaş konfederasyon yöneticilerinin ayakta alkışladığı yüzde 30’luk artış çoktan eridi” şeklinde konuşma yaptı. “TÜİK yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı adeta bir kara delik gibi yutmaya devam ediyor” eleştirisini yapan KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, “Maaşlarımız, ücretlerimiz yıllardır hiç kimsenin, iktidarın kendisinin dahi inanmadığı TÜİK rakamlarına göre artırılıyor. Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Çarşıda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyon 2 ise TÜİK bunu 1 puan gösteriyor” açıklamasını yaptı.
Adaletsiz vergi dilimi devam ettikçe maaş artışları yarın yine sefalet düzeyine inecek
Parlakçı, “Önümüzdeki günlerde verilen söz yerine getirilse dahi TÜİK sahte enflasyon rakamları açıklamaya devam ettikçe, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe, TL döviz karşında değer yitirdikçe bugün yüksek gibi görünen maaş artışları yarın yine sefalet düzeyine inecek” dedi.
En düşük memur maaşı
yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalı
En düşük kamu emekçi maaşının temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması gerektiğini sözlerine ekleyen Parlakçı, “Rakam her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmeli. Gelir vergisi birinci dilim oranı yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmeli. Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmeli” ifadelerini kullandı.
Demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz
Parlakçı, “Kanun teklifi ile meclise sunulan kamu çalışanları ile ilgili yüzde 17.55 artı 8000 seyyanen zam tüm çalışanları yoksulluk sınırının altında bırakıyor. Siyasi iktidar reel enflasyon ve hayat pahalılığının altındaki bu zamla tüm kamu çalışanlarını sefalete mahkûm etti. Seyyanen yapılan zamlar ek ders ve emekli keseneğine yansımamaktadır bu durum ayrıca bir hak gaspı oluşturuyor. Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil hak ettiğimiz refahta birleşmek, bizler ulufe değil, grevli gerçek bir toplu sözleşme düzeni, iktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz. KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak tüm kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz” dedi.
Parlakçı, “15 derecenin 1. Kademesinde bekâr bir kamu emekçisinin eline geçen 10 bin 450 TL çoktan açlık sınırının altında kaldı. İktidarın buna 925 TL çalışmayan eş ve 325 TL tutarındaki iki çocuk yardımını ekleyerek 11 bin 800 TL olarak gösterdiği en düşük kamu emekçisi maaşı ise şimdilik açlık sınırının bir tık üzerine denk geliyor. Emekli kamu emekçileri ise açlık sınırının iki bin TL altında bir rakamla ayın sonunu getirmeye çalışıyor. Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş bulunuyor. On yıl önce asgari ücretin 2,5 katı olan en düşük kamu emekçisi maaşı haziran itibari ile 8.506 TL olan asgari ücretin 1,2 katına indi. Yine on yıl önce asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı asgari ücretin 1,5 katına indi” tespitini yaptı.
Haber Merkezi