ANASAYFA arrow right Güncel

Türkiye, artık çocuklar için güvensiz bir ülke haline geldi

Türkiye, artık çocuklar için güvensiz bir ülke haline geldi
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.32
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.32
Oğuzeli ilçesinde yaşanan istismar olayına 16 Akademik Oda ve 32 STK ortak basın açıklaması yaparak tepki gösterdi.
Oğuzeli ilçesinde yaşanan istismar olayına 16 Akademik Oda ve 32 STK ortak basın açıklaması yaparak tepki gösterdi. Toplumun çocuğa sahip çıkmasının önemine vurgu yapılan açıklamada, istismar olaylarının önlenmesine yönelik çözüm önerileri sunuldu

Açıklamayı yapan Gaziantep Akademik Odaları Birliği Dönem Sözcüsü Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Ramazan Sürücü, “Bu kurum nasıl olurda kaçak faaliyet gösterebilir. Bu konuda denetleme yapması gerekenler neden zamanında denetleme yapmamıştır? Faile birlikte başka tutuklanan var mıdır? Bu olaydan ötürü sorumlulardan açığa alınan var mıdır? sorularıyla yetkililere seslenirken, “TÜİK verileri ülkemizde yaşanan cinsel istismarın boyutlarının tahminlerimizden çok daha büyük olduğunu, ayrıca da her geçen gün arttığını ortaya koymaktadır”dedi.

Korkunç ve tedirgin edici
Sürücü, “Bu verilere göre cinsel istismar mağduru olan çocukların sayısı 2014 yılından 2016 yılına kadar yüzde 33 artmıştır. 2016 yılında güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen veya getirilen cinsel istismar suçuna maruz kalan çocuk sayısı 16 bin 877 iken, bu rakamın 2017 yılında 18 bin 623 olduğu gerçeği ise, gerçekten de korkunç ve tedirgin edicidir. Unutmamak gerekir ki farklı kaygılarla çoğunun da üstünün örtüldüğü ve hala saptanamayıp devam etmekte olan binlerce istismar olayı mevcuttur” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin çocuklar için güvensiz bir ülke haline dönüştüğünü belirten Sürücü, “Bu konuda zaman zaman hükümet yetkilileri ve bazı siyasi çevrelerin suçun önüne geçmede çözüm olarak, cinsel isteğin tıbbi uygulamalarla azaltılması yöntemini(hadım) ve daha geneli idam cezasını gündeme getirmeleri, toplumun öfke, üzüntü ve endişelerini gidermek, yapısal mekanizmalar oluşturmakla sorumlu devlet yöneticilerinin toplumun öfkesini kendilerinden uzaklaştırmak amaçlıdır ve çözümden uzaktır. Hadım veya idam istismarın kaynağını ortadan kaldıramaz. Aksine bu yöntemler, suçun ataerkil, cinsiyetçi sistemin neden olduğu toplumsal çürümeden kaynaklandığını ört bas etmekte ve suçu salt faile indirgemektedir. Bu öneriler sorunu çözmekten öte, sahte bir arınma yoluyla sorunun üzerini örttüğü için çok daha ağırlaşmasına sebep olacak bir yaklaşımdır. İnsanlık vicdanını derinden yaralayan bu suçları ortadan kaldırmak için en etkili yöntem modern dünyada olduğu gibi çocuk ve kadını merkeze alan sosyal, ekonomik ve hukuk politikalarının yerleştirilmesidir. Taraf devletlerden biri olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin, örselenebilir bir sosyal grup olan çocukların eğitimi, korunması ve gelişmesini esas alan birçok maddesinin ülkemizde uygulamada yer bulamaması veya ilgili makamlar tarafından halen ihlal ediliyor olması, çocuk istismarının giderek artmasının ve sürekli kanayan bir yara olmasının en temel nedenidir” değerlendirmesinde bulundu.
Bu tür eylemlerin nasıl
önlenebileceği noktasına yoğunlaşmalı
“Çözüm olarak ilk adım suçun tespiti ve nasıl cezalandırılacağının değil, bu tür eylemlerin nasıl önlenebileceği noktasına yoğunlaşmak olmalıdır” diyen Sürücü, “Çocuklarımızı ancak güçlü bir sosyal hizmetler ağı üzerine inşa edilmiş samimi bir çocuk koruma ve adalet sistemi ile koruyabiliriz. Çocuğa karşı cinsel sömürü ve istismarın önlenmesine yönelik, kanıtlara dayalı uygulamalar geliştirmek ve doğru politik kararlar alabilmek amacıyla evrensel değerlere uygun, bilimsel araştırmalar yapılarak, vaka ve yaygınlık oranları, zaman içindeki eğilimleri, olguların coğrafi dağılımı ve risk faktörleri ve nedenler belirlenmelidir. Eril cinsiyetçi söylemlerden vazgeçilmeli, günlük yaşamın dini referanslarla şekillenmemesi adına, hukuki düzenlemelere gidilerek, çocukların cinsel obje olarak değerlendirmelerinin önüne geçilmelidir. Sivil toplum örgütlerinin, dernek ve vakıfların bağımsız çalışma yapmasına fırsat tanınmalı, yapılan çalışma sonuçları ve çözüm önerileri dikkate alınmalıdır. Siyasi rant hesabı yapılmadan, çocukla ilişkide bulunan tüm kişi, kurum ve kuruluşların, fırsat eşitliğine, kurallara uygunluğuna ve denetime açık olması sağlanmalıdır. Toplumsal ekonomik eşitsizlik ortadan kaldırılmalıdır. Biliyoruz ki, ancak çocukların ihmal veya istismar edilmesinden önce riskleri fark edip bunları ortadan kaldırmaya yönelik sistemler gerçek bir koruma sağlayabilirler. Bu nedenle, bütün öncelik, önleyici hizmetlere verilmelidir” diye açıklama yaptı.
Çocuğa Yönelik Şiddeti Önleme
Ulusal Eylem Planı çıkarılmalı
Çocuklarla çalışanların riskinin fark edilmesi ve bildirme yükümlülüklerinin düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Sürücü, “Bildirimi alacak etkili bir müdahale birimi kurulmalı, travma mağdurları için tedavi hizmetleri güçlendirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Meselenin bütüncül çözümü için öncelikle Meclis’te önerilen çocuk hak ihlallerine ilişkin daimi bir çocuk komisyonu hızlıca kurulmalı, bütün partilerinde, bu konuya özgü çalışma grupları ve politikaları olmalıdır. Yıllardır bekletilen Çocuğa Yönelik Şiddeti Önleme Ulusal Eylem Planı çıkarılmalı ve uygulanmaya başlanmalıdır. Bu alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalar yürütülmeli, bu çalışmalar kamu idaresi tarafından desteklenmeli, planın izlenmesinde STK’lara sorumluluk verilerek uygulamada şeffaflık sağlanmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel ve üreme sağlığı eğitimi müfredata konulmalıdır. Erken çocukluk döneminden başlayarak çocuklar için, anne-babalar için, çocuklara bakım ve eğitim hizmeti verenler için ve çocuklarla çalışan profesyoneller için bilgilendirme kampanyaları ve farkındalık çalışmaları ilgili bakanlıklar ile STK’ların ortaklığında yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
7/24 acil hizmet verebilecek çocuk
koruma birimleri yapılandırılmalı
Gerçekleşmiş olaylarda; çocuğun mağdur ve suç tanığı olduğunun unutulmaması ve acilen koruma altına alınması gerektiğine dikkat çeken GAMOB Dönem Sözcüsü Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Ramazan Sürücü, konuşmasına şöyle devam etti: “Gerekli hizmetler çocuklara ilk yardım, ara tedavi ve uzun süreli rehabilitasyon hizmetine kadar gidecek süreçte ilgili uzmanlardan oluşmuş bir ekip ile Çocuk İzlem Merkezlerinde ve üniversitelerin Çocuk Koruma Birimlerinde gerçekleştirilmelidir. Mağdura ve faile yönelik veri ve kayıt sistemleri oluşturulmalıdır. Mağdurun ikinci ve daha fazla kez mağdur edilmesini önlemek amacıyla Çocuk İzleme Merkezleri, Adli Görüşme Odaları ve Çocuk Koruma Merkezlerinin sayısı arttırılmalı, yetişmiş personel ile alt yapıları güçlendirilmelidir. Çocuğun korunması ile ilgili müdahale görevini de içeren 7/24 acil hizmet verebilecek çocuk koruma birimleri yapılandırılmalıdır. Çocuğun ifadesi tek seferde Çocuk İzlem Merkezlerinde ve üniversitelerin Çocuk Koruma Birimlerinde gerçekleştirilmeli, çocuğun ifadesinin tekrar tekrar farklı dava süreçlerinde alınmasından kaçınılmalıdır. Ayrıca faille hiçbir süreçte yüz yüze getirilmemelidir. Ceza adalet sistemi; yargılamaların çok uzun sürmesi, takdiri indirim sebeplerinin uygulanma biçimi, yetersiz delil toplanması gibi sebeplerle sanıklar için caydırıcı olmaktan uzaktır. Ceza adalet sisteminin amaca uygun işlemesi için eksikliklerin sebebinin araştırılmalı, bunları gidermek için gerekli yasal ve idari düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Hukuk güvenliği ve belirliliği sağlanmalı, vatandaşlara aynı olaya aynı hukuksal korunmanın, ayrımsız, herkes için uygulanacağı inancı sağlanmalıdır.” Fatma Karabacak
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *