Kadına yönelik şiddet, sömürü, taciz ve tecavüz zaman ve ortam tanımıyor
Kadına yönelik şiddetin, sömürün, tacizin, tecavüzün zaman ve ortam tanımadığının atını çizen KESK Kadın Meclisi Sözcüsü Elif Söyleyici, “Popülist, günü ve iktidarı kurtaran ayrımcı politikalar sonucu evde, sokakta, iş yerinde kadına yönelik şiddet hız kesmiyor. Kadınların yüzde 35’ine yakını evli olduğu erkek tarafından öldürülürken, kadınların yüzde 65’ine yakın bir kısmı evinde öldürüldü” ifadelerine yer verdi. Söyleyici, “2022 OECD verilerine göre; Türkiye, yüzde 38 oranla kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesi olarak birincisi sırada yer alırken onu, yüzde 37,4 oranıyla Kolombiya, yüzde 36 oranla Kosta Rika takip ediyor. ABD ise yüzde 35,6 şiddete maruz kalan kadın oranıyla dördüncü sırada yer alıyor” şeklinde konuştu.
Dünyada 736 milyon kadın şiddet mağduru
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 yılı verilerine göre dünyada 736 milyon kadının şiddet mağduru olduğunu kaydeden Söyleyici, “Ülkemizde 2023’ün ilk beş ayında 227 kadın öldürüldü. Ocak ayında 31 kadın cinayeti 25 şüpheli kadın ölümü, şubat ayında 11 kadın cinayeti 12 şüpheli kadın ölümü, mart ayında 23 kadın cinayeti 19 şüpheli kadın ölümü, Nisan ayında 21 kadın cinayeti 23 şüpheli kadın ölümü, mayıs ayında 40 kadın cinayeti 22 şüpheli kadın ölüm, yaşanırken, haziran ayında ilimizde 1 kadın cinayeti ve 2 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti” hatırlatmasını yaptı.
Mevcut yasalar etkin uygulansaydı sayısız kız çocuğu ve kadın hayatta olacaktı
Söyleyici, “Mevcut yasalar doğru ve etkin bir biçimde uygulansaydı, şiddete ve istismara karşı kadınlar ve kız çocukları için bir barikat oluşturan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede usulsüz bir şekilde çıkılmasaydı, kadın ve kız çocuklarının katillerine kravat taktı diye iyi hal indirimleri yapılmayıp, yeterli cezalar verilseydi sayısız çocuk ve kadın hayatta olacaktı ve her gün en az bir kadını katleden erkek katiller bu cesareti ve gücü asla bulamayacaktı” açıklamasını yaptı.
Ataerkil egemenci zihniyet yeniden üretiliyor
Eğitimde, medyada, iş yerinde ve gündelik hayatın her alanında yeniden ve yeniden ataerkil egemenci zihniyet üretildiğine dikkat çeken Söyleyici, “Kadını ve çocuğu koruyan yasalara göz diken, İstanbul Sözleşmesi’ni siyasi pazarlık meselesi yaparak fesh eden siyasi iktidar bloğu; çocuk istismarını olağanlaştıran, evlilik yaşının 12’ye düşürülmesini isteyen Diyanet İşleri Başkanlığı; çocuğu koruyan uluslararası sözleşmeleri ve yasaları uygulamayan yargı mercileri, onu koruyamayan kolluk kuvvetleri ve bütün bunlardan cesaret alan fail, bu cinayetlerin sorumluları. Onun için “Kadın cinayetleri politiktir” diyoruz” diye konuşma yaptı.
Yaşamsal anlayış yeniden düzenlenip kararlıca hayata geçirilmeli
KESK Kadın Meclisi Sözcüsü Elif Söyleyici, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kadına ve çocuğa yönelik tüm olumsuz ve haksız yaklaşımlar, uygulamalar sadece kadınların değil, toplumun tümünün yani hepimizin sorunu. Bizler biliyoruz ki, bir yerlerde sömürü ve eşitsizlik varsa beraberinde başka eşitsizliklere vesile olacak. Bir kötülük başka kötülükleri besleyecek. Özgür, eşit, adaletli, sömürüsüz, şiddetsiz ve barışçıl yaşamı inşa etmek hepimizin kesintisiz görevi. Eğitim, hukuk, toplumsal bilinç, yaşamsal anlayış bu çerçevede yeniden düzenlenip, kararlıca hayata geçirilmeli.”