The Economist, "Türkiye özel eki" yayınladı
Türkiye’nin dış politikası yurt dışında dikkat çekmeye devam ederken "Türkiye özel eki" yayınlayan haftalık dergi The Economist, Türkiye’deki iç gelişmelerin yanısıra dış politikayı da irdeliyor. Türkiye için “Dünyada yalnız başına...” gibi ifadeleri kullanan dergi, Türkiye’nin Ortadoğu’da “çok toy ve inatçı” davrandığı, “Suriye bataklığına çekildiği” eleştirilerine yer veriyor.
"Jeopolitik olarak Türkiye kadar hassas bir konumda olan çok az ülke var" tespitiyle başlayan yazıda, ülkenin uzun yıllar boyunca Doğu ile Batı arasında hem bir köprü hem de bir “tampon” görevi gördüğü değerlendirmesinde bulunuluyor.
Bu rolüne rağmen "Türkiye'nin çoğu zaman güç ve sorumluluğunu yeterince gösteremediği" eleştirisi yapılıyor. “Komşularla sıfır sorun” politikasının uygulandığı dönemde komşularla ilişkilerde kaydedilen ilerlemeyi vurguladıktan sonra günümüze geçen Economist, BBCTürkce’nin yansıttığı yazısında, Suriyeli mülteci akını nedeniyle AB ile Türkiye'nin görüşmelere yeniden başladığı ancak Türkiye'nin AB üyeliği ihtimalinin hala düşük olduğunu düşünüyor.
Ankara'nın jeopolitik sorumluluğunun özellikle Suriye iç savaşı konusunda sorgulamaya çok açık olduğunu savunan Economist, "Türkiye, sorun yaşayan komşularına akıl hocalığı yapmak yerine fazlaca toy, müsamahakar ve inatçı davrandı. Ama en önemlisi bölgenin her an tutuşmaya hazır karmaşık yapısını tam olarak kavrayamadığını gösterdi” eleştirisinde bulunuyor.
Türkiye ve Suriye ile çalışan bir Birleşmiş Milletler yetkilisi’nin Türkiye'nin bu tutumuna yönelik olarak "Gerçekten ne başarmaya çalıştıklarını anlayamıyorum" sözlerine yer verildiği dergide, "2011'de Arap Baharı ortaya çıktığında Türkiye hükümeti olayları kendi prizmasının içinden görmeyi seçti: Gerçek halk- dindar Sünni Müslüman işçi sınıfı- sonunda Batılılaşmış askeri elitleri görevden kovuyordu. AK Parti bölgenin bu yeni ortaya çıkan İslamcılarını samimi bir şekilde sahiplendi” görüşünü öne sürüyor.
Economist, Ankara'nın bu politikasının sonucunda Irak, Mısır ve Suriye yönetimiyle arasının açıldığını söylediği yazısında tüm bu gelişmeler dahilinde en büyük tehlikenin "Türkiye'nin savaştaki rolü" olduğunu savunurken "Türkiye, zalim Esad rejimini afaroz ederek kendisini Suriye bataklığına daha da gömülmüş bir halde buldu" görüşünü öne sürdü.
Türkiye’nin Suriye sınırında uçuş yapan Rus jetini Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle 24 Kasım'da düşürmesi sonucunda Rusya ile arasının açıldığına da dikkat çekilen yazıda “Türkiye'nin Suriye'deki muhaliflere yaptığı gizli askeri yardımda çok seçici davranmamasının ve topraklarından Suriye'ye geçen militanlara uzun bir süre göz yummasının, bu bataklığa çekilmesinde etkili olduğu” iddia ediliyor.
Dergi, Türkiye'nin Suriye içindeki siviller için güvenli bölge gibi diplomatik taleplerini hiçbir zaman “sağlam öneriler ya da eylemlerle desteklemediği” savını da dile getiriyor ve bunun bir örneği olarak da İncirlik Üssü'nün koalisyon uçaklarına çok geç açılmasını gösteriyor.
The Economist, Türkiye’nin İsrail ile arasındaki gerilimi azaltmaya yönelik adımlar attığını anlattıktan sonra hükümetin ayrıca AB ile müzakerelerin yeniden başlaması yolunda samimi göründüğü, İran-Suudi Arabistan geriliminde ise taraf tutmaktan kaçındığı değerlendirmesini yaptıktan sonra "Türkiye belki de, en azından dış ilişkilerde, gücü sorumluluk ile dengelemeye başladı” cümlesini de kullanıyor. ANKA
Türkiye’nin dış politikası yurt dışında dikkat çekmeye devam ederken "Türkiye özel eki" yayınlayan haftalık dergi The Economist, Türkiye’deki iç gelişmelerin yanısıra dış politikayı da irdeliyor. Türkiye için “Dünyada yalnız başına...” gibi ifadeleri kullanan dergi, Türkiye’nin Ortadoğu’da “çok toy ve inatçı” davrandığı, “Suriye bataklığına çekildiği” eleştirilerine yer veriyor.
"Jeopolitik olarak Türkiye kadar hassas bir konumda olan çok az ülke var" tespitiyle başlayan yazıda, ülkenin uzun yıllar boyunca Doğu ile Batı arasında hem bir köprü hem de bir “tampon” görevi gördüğü değerlendirmesinde bulunuluyor.
Bu rolüne rağmen "Türkiye'nin çoğu zaman güç ve sorumluluğunu yeterince gösteremediği" eleştirisi yapılıyor. “Komşularla sıfır sorun” politikasının uygulandığı dönemde komşularla ilişkilerde kaydedilen ilerlemeyi vurguladıktan sonra günümüze geçen Economist, BBCTürkce’nin yansıttığı yazısında, Suriyeli mülteci akını nedeniyle AB ile Türkiye'nin görüşmelere yeniden başladığı ancak Türkiye'nin AB üyeliği ihtimalinin hala düşük olduğunu düşünüyor.
Ankara'nın jeopolitik sorumluluğunun özellikle Suriye iç savaşı konusunda sorgulamaya çok açık olduğunu savunan Economist, "Türkiye, sorun yaşayan komşularına akıl hocalığı yapmak yerine fazlaca toy, müsamahakar ve inatçı davrandı. Ama en önemlisi bölgenin her an tutuşmaya hazır karmaşık yapısını tam olarak kavrayamadığını gösterdi” eleştirisinde bulunuyor.
Türkiye ve Suriye ile çalışan bir Birleşmiş Milletler yetkilisi’nin Türkiye'nin bu tutumuna yönelik olarak "Gerçekten ne başarmaya çalıştıklarını anlayamıyorum" sözlerine yer verildiği dergide, "2011'de Arap Baharı ortaya çıktığında Türkiye hükümeti olayları kendi prizmasının içinden görmeyi seçti: Gerçek halk- dindar Sünni Müslüman işçi sınıfı- sonunda Batılılaşmış askeri elitleri görevden kovuyordu. AK Parti bölgenin bu yeni ortaya çıkan İslamcılarını samimi bir şekilde sahiplendi” görüşünü öne sürüyor.
Economist, Ankara'nın bu politikasının sonucunda Irak, Mısır ve Suriye yönetimiyle arasının açıldığını söylediği yazısında tüm bu gelişmeler dahilinde en büyük tehlikenin "Türkiye'nin savaştaki rolü" olduğunu savunurken "Türkiye, zalim Esad rejimini afaroz ederek kendisini Suriye bataklığına daha da gömülmüş bir halde buldu" görüşünü öne sürdü.
Türkiye’nin Suriye sınırında uçuş yapan Rus jetini Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle 24 Kasım'da düşürmesi sonucunda Rusya ile arasının açıldığına da dikkat çekilen yazıda “Türkiye'nin Suriye'deki muhaliflere yaptığı gizli askeri yardımda çok seçici davranmamasının ve topraklarından Suriye'ye geçen militanlara uzun bir süre göz yummasının, bu bataklığa çekilmesinde etkili olduğu” iddia ediliyor.
Dergi, Türkiye'nin Suriye içindeki siviller için güvenli bölge gibi diplomatik taleplerini hiçbir zaman “sağlam öneriler ya da eylemlerle desteklemediği” savını da dile getiriyor ve bunun bir örneği olarak da İncirlik Üssü'nün koalisyon uçaklarına çok geç açılmasını gösteriyor.
The Economist, Türkiye’nin İsrail ile arasındaki gerilimi azaltmaya yönelik adımlar attığını anlattıktan sonra hükümetin ayrıca AB ile müzakerelerin yeniden başlaması yolunda samimi göründüğü, İran-Suudi Arabistan geriliminde ise taraf tutmaktan kaçındığı değerlendirmesini yaptıktan sonra "Türkiye belki de, en azından dış ilişkilerde, gücü sorumluluk ile dengelemeye başladı” cümlesini de kullanıyor. ANKA
RSS