Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türkiye’deki nüfus hareketliliklerinin sıtmanın yeniden ortaya çıkması riski taşıdığını belirterek, “Ülkenin deneyimi, iyi hazırlanmış bir sağlık sistemi hastalıkların yeniden ortaya çıkmasını engelleyebilir” dedi.
-DSÖ sıtma raporunu yayımladı... “2006 itibarıyla, yerel vakaların sayısı ilk kez 1000 ile sınırlanarak önemli ilerleme gerçekleştirildi. 2008’de ek gelişmelerden sonra Türk Hükümeti sıtmanın ortadan kaldırılması programını yeniledi, burada da yerli bulaşıcılığın engellenmesi hedefini koydu”…
Türkiye 1995 ve 2005 yıllarında “Sıtmalı Avrupa” haritasındayken son yayınlanan rapora göre 2015 yılında “Sıtmasız Avrupa” haritasına girdi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türkiye’deki nüfus hareketliliğinin sıtmanın yeniden ortaya çıkması riski taşıdığını belirterek, “Ülkenin deneyimi, iyi hazırlanmış bir sağlık sistemi hastalıkların yeniden ortaya çıkmasını engelleyebilir” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün “Sıtmasız Avrupa (Malaria-Free Europe” raporu yayımlandı.
Raporda, Türkiye’nin sıtmanın ortadan kaldırılmasında uzun yol kat ettiği belirtildi. 2015 yılında sadece üç sıtma vakası görüldüğü, bunların da Türkiye’ye dışarıdan geldiği kaydedilen raporda çalışmaların 1926’da başladığı belirtilerek “Bununla birlikte bulaşıcılığı yerel seviyede ortadan kaldırmanın ülke çapında yaygınlaştırılması başarılamadı ve 1970’lerle 1990’larda büyük salgınlar meydana geldi” denildi.
Türkiye’de hastalığın 2000’li yıllar ve bugünkü durumu ise şöyle özetlendi:
“-Program, yerli vakaların sayısını 2000’deki 11 bin 382’ten, 2005 yılında 2 bin 36’ya düşürerek hastalıkta etkileyici bir azalışı başardı. P. vivax türü sıtma sadece ülkenin güney doğu bölgesinde, özellikle de Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin’de yöresel konumda…
-Sıtma yayılmasının durdurulması ve güneydoğu ile sınırlandırılması, Hükümeti Taşkent deklarasyonunu imzalamaya yönetti ve 2006 itibarıyla, yerel vakaların sayısı ilk kez 1000 ile sınırlanarak önemli ilerleme gerçekleştirildi. 2008’de ek gelişmelerden sonra Türk Hükümeti sıtmanın ortadan kaldırılması programını yeniledi, burada da yerli bulaşıcılığın engellenmesi hedefini koydu. WHO Avrupa ile işbirliğine gidildi.
-Görünüm: Türkiye’nin sıtmayla ilgili çalkantılı bir tarihi bulunsa da ülke hastalığı ulusal çapta ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir ilerleme kaydetmişti. Güçlü politik taahhütler, Hükümetin sürdürülebilir finansman desteği ve gerekli operasyonel ve teknik kapasite ilerlemenin sürdürülmesinde önkoşullarıdır. Türkiye’de nüfus hareketliliği yerel salgın ve yeniden görülme risklerini artırsa da ülkenin deneyimi, iyi hazırlanmış bir sağlık sistemi vektör kaynaklı hastalıkların yeniden ortaya çıkmasını engelleyebilir.” ANKA
-DSÖ sıtma raporunu yayımladı... “2006 itibarıyla, yerel vakaların sayısı ilk kez 1000 ile sınırlanarak önemli ilerleme gerçekleştirildi. 2008’de ek gelişmelerden sonra Türk Hükümeti sıtmanın ortadan kaldırılması programını yeniledi, burada da yerli bulaşıcılığın engellenmesi hedefini koydu”…
Türkiye 1995 ve 2005 yıllarında “Sıtmalı Avrupa” haritasındayken son yayınlanan rapora göre 2015 yılında “Sıtmasız Avrupa” haritasına girdi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türkiye’deki nüfus hareketliliğinin sıtmanın yeniden ortaya çıkması riski taşıdığını belirterek, “Ülkenin deneyimi, iyi hazırlanmış bir sağlık sistemi hastalıkların yeniden ortaya çıkmasını engelleyebilir” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün “Sıtmasız Avrupa (Malaria-Free Europe” raporu yayımlandı.
Raporda, Türkiye’nin sıtmanın ortadan kaldırılmasında uzun yol kat ettiği belirtildi. 2015 yılında sadece üç sıtma vakası görüldüğü, bunların da Türkiye’ye dışarıdan geldiği kaydedilen raporda çalışmaların 1926’da başladığı belirtilerek “Bununla birlikte bulaşıcılığı yerel seviyede ortadan kaldırmanın ülke çapında yaygınlaştırılması başarılamadı ve 1970’lerle 1990’larda büyük salgınlar meydana geldi” denildi.
Türkiye’de hastalığın 2000’li yıllar ve bugünkü durumu ise şöyle özetlendi:
“-Program, yerli vakaların sayısını 2000’deki 11 bin 382’ten, 2005 yılında 2 bin 36’ya düşürerek hastalıkta etkileyici bir azalışı başardı. P. vivax türü sıtma sadece ülkenin güney doğu bölgesinde, özellikle de Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin’de yöresel konumda…
-Sıtma yayılmasının durdurulması ve güneydoğu ile sınırlandırılması, Hükümeti Taşkent deklarasyonunu imzalamaya yönetti ve 2006 itibarıyla, yerel vakaların sayısı ilk kez 1000 ile sınırlanarak önemli ilerleme gerçekleştirildi. 2008’de ek gelişmelerden sonra Türk Hükümeti sıtmanın ortadan kaldırılması programını yeniledi, burada da yerli bulaşıcılığın engellenmesi hedefini koydu. WHO Avrupa ile işbirliğine gidildi.
-Görünüm: Türkiye’nin sıtmayla ilgili çalkantılı bir tarihi bulunsa da ülke hastalığı ulusal çapta ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir ilerleme kaydetmişti. Güçlü politik taahhütler, Hükümetin sürdürülebilir finansman desteği ve gerekli operasyonel ve teknik kapasite ilerlemenin sürdürülmesinde önkoşullarıdır. Türkiye’de nüfus hareketliliği yerel salgın ve yeniden görülme risklerini artırsa da ülkenin deneyimi, iyi hazırlanmış bir sağlık sistemi vektör kaynaklı hastalıkların yeniden ortaya çıkmasını engelleyebilir.” ANKA
RSS