Vatandaşın alım gücü düştü ülkede gelir dağılımı bozuldu

Suriyelilerin ticari faaliyetlerinin kayıtdışı olmasının yarattığı haksız rekabete dikkat çekerek, kentin sosyo kültürel yapısının olumsuz etkilendiğine de dikkat çeken Yıldırım, belediyelerin “yeme içme mekânları açmak, bayramlık kurban ve tatlı satışı yapmak” gibi faaliyetlerinin uzun vadede vatandaş aleyhine olduğunu söyledi.

Enflasyonist baskının herkesi derinden etkilediğini söyleyen Yıldırım, ‘’Tüm vatandaşlarımızın alım gücü düştü, ülkede gelir dağılımı bozuldu. İşletmelerin girdi maliyetleri oldukça yükseldi. Enflasyon ile mücadele için uygulanan sıkı para politikası da girdi maliyetleri yönetmemiz için ihtiyaç duyduğumuz finansman maliyetini artırırken erişimini neredeyse imkansız hale getirdi’’ dedi. Kentte en büyük sorunlardan birinin barınma olduğuna vurgu yaptı.

Suriyelilerin kayıt dışı çalışması haksız rekabet yaratıyor

Şehrimizde son günlerde tartışılan pahalılık, fahiş fiyatlar ve barınma sorununun ticari ve sosyal yaşama etkilerini değerlendirmek üzere toplandıklarını dile getiren Yıldırım, ‘’Bahsettiğimiz sorunların tetikleyicilerinden birisi hiç şüphesiz 13 yıldır şehrimizde yaşayan geçici barınma altındaki Suriyeli misafirlerimiz. Kayıt dışı ticari faaliyetlerinin yarattığı haksız rekabet kimi sektörlerde elde ettikleri üstünlükler işletmelerimizin iç ve dış pazar kayıpları, başta kiralar olmak üzere genel fiyat seviyesine ve sosyo-kültürel yapımıza olumsuz etkileri ne yazık ki her geçen gün artan oranda hissediyoruz. Bugün kentte faaliyet gösteren kayıtlı Suriyeli işletme sayısı; Odamız, Sanayi Odası ve Esnaf Odaları dâhil toplam 6 bin 300. Kayıtlı Suriyeli istihdam sayısı ise 12 bin. Bu sayılar bile şkentteki Suriyeli nüfusu düşününce kayıt dışılığın boyutunu gözler önüne sermeye yeter’’ ifadelerini kullandı.

Tedarik zincirimiz bozuldu, bölgede iş gücü piyasası zarar gördü

‘Göç, pandemi, savaşlar derken reel sektörün 6 Şubat depremlerinin ekosisteme verdiği zararlarla da uğraştığını unutmayalım’ ifadelerini kullanan Yıldırım, ‘’Tedarik zincirimiz bozuldu. Bölgede iş gücü piyasası zarar gördü. Çevre illerden göç aldık. Şehrin konut ihtiyacı daha da büyüdü. Bu süreçte İslahiye ve Nurdağı ilçeleri dışında Gaziantep reel sektörü devlet desteği de alamadı. Tüm bunların üzerine yüksek enflasyonla ve mevcut ekonomik olumsuzluklar eklendi’’ açıklamasını yaptı.

Kamu ile rekabet edemeyen işletmeler kapanmak zorunda kalacak

Yıldırım, ‘’Üzülerek ifade ediyoruz ki; yeme içme mekânları açmak, bayramlık kurban ve tatlı satışı yapmak gibi örnekleri bulunan bu iyi niyetli hamleler kısa vadede vatandaş lehine bir uygulama gibi gözükse de uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilir. Başta işgücü piyasası olmak üzere çeşitli olumsuz etkilerle baş etmek zorunda kalabiliriz.  Çünkü kamu ile rekabet edemeyen işletmeler, istihdamı azaltmak ve ardından kapanmak zorunda kalacak. Ayrıca, yerel yönetimlerin kendi işletmeleri piyasadaki kalifiye eleman arzını da olumsuz etkiliyor’’ şeklinde konuştu.

Sürecin sonunda bellerini doğrultabilme şansları yok

Yıldırım, ‘’Türkiye’de genelinde bazı belediyeler 4 çeşit yemeği 45 liraya yemek vereceklerini söylüyorlar. Eğe 4 çeşit yemek 45 liraya kar bırakıyorsa belediye başkanlarımız, kamu kurumlarımızın temsilcileri kendi adlarına restoran açsınlar, 45 liraya satsınlar, biz de kendilerine destek olalım. Bunların tamamı esnaf lokantası. Bu sürecin sonunda bellerini doğrultabilme şansları yok’’ ifadelerini kullandı.

Barınma Gaziantep’in en büyük sorunlarından biri

Gaziantep’in en büyük sorunlarından birinin barınma olduğuna dikkat çeken Başkan Yıldırım, ‘’Son 13 yılda ilimizin yöneticileri sayesinde bu şehirde mümkün mertebe dişe dokunur bir olay meydana gelmeden bugünlere gelindi. Ancak nüfusa göre restoran ve diğer işletmeler sayısında bir artış olmadı, konutta bir artış olmadı. Çok büyük bir deprem yaşadık. Bu deprem sonucunda yerinde dönüşümler ile ilgili birçok proje var. Konut stokunu artırmak için bir an önce bunları onaylayın. Vatandaşlarımız kiradan kurtulup kendi evlerine geçsinler’’ çağrısında bulundu.

Yüzde 65’e kadar bağış adı altında DOP alınıyor, arsa maliyetleri artıyor

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: Yıldırım, ‘’Şehrimizde imara açılan arazilerde DOP bedeli kanunen yüzde 45’e kadar diye belirtilmiştir. Maalesef yüzde 65’e kadar bağış adı altında DOP alınıyor, arsa maliyetleri artıyor. Piyasaya bu kadar müdahale ediliyorsa komünist sisteme geçtik bizim mi haberimiz yok. Belediyeler ihale ile arsa satıyor, kendilerinin tespit ettiklerinin çok üzerinde arsa satışları oluşuyor. Bu bir gerçek. O zaman serbest piyasa kamuya var ise özel sektöre neden yok? Kanun neyi emrediyorsa onu uygulayın, hakkınız olanı alın. Bu uygulama, konuttaki arsa maliyetini aşağıya çekecek ve bu da doğrudan konut ve kira fiyatlarını ciddi oranda düşürerek Gaziantep'in barınma sorununa önemli bir çözüm sunacak.’’

Tüm milletvekillerine çağrıda bulunuyoruz

Antepfıstığına destek verilmesi için her yıl çağrıda yaptıklarını ve rapor sunduklarını sözlerine ekleyen Yıldırım, ‘’Fıstığa verilen desteklerde devletin bir kuruş kaybı yok. Aksine kayıt altına giren fıstık dolayısıyla devletin kazancı var. Gaziantep fıstığı Rize’nin fındığından kötü mü? Ya da Gaziantep bu ülkeye Rize’den daha mı az hizmet ediyor. Fındığa verilen desteklemenin Gaziantep fıstığına da verilmesini istiyoruz. Bu konuda kentin tüm milletvekillerine çağrıda bulunuyoruz’’ diye konuştu.