ANASAYFA arrow right Güncel

Vergi adaletsizliği derinleşiyor

Vergi adaletsizliği derinleşiyor
YAYINLAMA: 15 Ocak 2024 / 22.29
GÜNCELLEME: 15 Ocak 2024 / 22.30

KESK Gaziantep Şubeler Platformu, “İnsanca yaşayacak bir ücret istiyoruz” dedi

SGK il binası önündeki toplantıda konuşan KESK Dönem Sözcüsü Yunus Çiçek, “Temel kazanımlarımız her geçen gün yok oluyor. Vergi adaletsizliği derinleşiyor. Bütçenin aslan payı sermayeye, patronlara, savunma ve güvenlik adı altında çatışma ve savaşa ayrılıyor. Güvencesiz istihdam ve gelir adaletsizliği her geçen gün daha fazla dayatılıyor” dedi.

Yoksulluk güvencesizlik kaderimiz değil

“Yoksulluk güvencesizlik kaderimiz değil” diyen Çiçek, “Uygulanan ekonomik politikalar ile ekonomik kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. Krizin faturası biz emekçilere kesiliyor. 10 milyon asgari ücretli açlık sınırının altında milyonlarca emekli 7.500 TL maaş ile bu krizde yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. KESK olarak, BES olarak her alanda söyledik, yine söylüyoruz; bizlere dayatılan ekonomik model sermayenin istediği, sarayın istediği modeldir. İşçiye, emekliye kamu emekçilerine sefaletten başka bir şey getirmiyor” açıklamasını yaptı.

Temel tüketim mallarından alınan
KDV’nin kaldırılmasını talep ediyoruz

TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verilerinin kamu emekçileri başta olmak üzere, işçiler, emekliler ve halkta hiçbir karşılık bulmadığını kaydeden Çiçek, “Yoksulluk sınırının 50 bin TL olduğu ülkemizde kamu emekçileri ve emeklilerinin sefalete itilmesini kabul etmiyoruz. Maaşlarımıza gerçek enflasyon oranında ek zam yapılmasını birinci vergi diliminin yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesintinin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, temel tüketim mallarından alınan KDV’nin kaldırılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Halk, açlıkla yoksulluk sınırında
bir yaşama mahkum ediliyor

Çiçek, “İktidar ve ortakları uzun yıllardır uyguladıkları ekonomik politikalarla açlıkla yoksulluk sınırında bir yaşama mahkum ederken, bu ülkenin geleceği olan genç nesilleri de sorgulamayan ve itaat ve biat eden, bilimsellikten ve laiklikten uzak bir “eğitim” modellemesi içinde yetişmesi için her geçen gün daha fazla uğraş içindeler. Bu hususta gemi o kadar azıya aldılar ki, Milli Eğitim Bakanı Meclis kürsüsünden “sizin tarikat ve cemaat dediklerinize biz sivil toplum kuruluşları diyoruz” diye konuşabiliyor. Evet biz bu söylemi daha öncede çok duymuştuk. O zamanlar iktidar ve yandaşlarının can siper hane savunduklarının bu ülkeye ve topluma nasıl ağır bir bedel ödettiğinin tanığıyız. Buradan bir kez daha söylüyoruz, laiklik ve laik eğitim bizim vazgeçilmezimiz. Bunun için bugüne kadar verdiğimiz mücadeleyi bugünden sonrada daha da güçlü bir şekilde vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Mülakat uygulaması emek
hırsızlığıdır ve hemen kaldırılmalı

Başka ülkelerde iktidar devirecek büyüklükteki skandalların normalleştirmesine izin vermeyeceklerini sözlerine ekleyen Çiçek, “En son Adalet Bakanı Yardımcısı Ramazan Can’ın Yargıtay binasındaki Adalet Akademisi programında Adalet Bakanlığı Görevde Yükselme Sınavı mülakatı öncesi cep telefonuna gelen referans mesajlarını yanıtlayan ve Adalet Bakanı Özel Kalemine ilettiği yaklaşık yarım saat süren mesajlaşma görüntüleri medyada yayınlandı ve Adalet Bakanı dahil olmak üzere bütün iktidar basına yansıyan bu skandal paylaşımları sahiplendi ve dahası bununun bir iletişim başarısı olduğunu söyleyecek kadar ileri gittiler. Bir kez daha Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısına soruyoruz; Bakan yardımcısından referans talep edenlerin memuriyet vakarına yakışır tutum ve davranışlar sergilemediklerini ve haksızlık yapmama, adil davranma kriterlerine sahip olmadıklarını, dolayısıyla mülakatların olumsuz değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiş midir? Ancak biz biliyoruz ki bu tür makamlardan gelen talepler sınav komisyonlarında referans talebi olanın lehine değerlendiriliyor. Buradan bir kez daha söylüyoruz, mülakat uygulaması emek hırsızlığıdır ve hemen kaldırılmalı” çağrısında bulundu.

Hakkımıza düşen refah payının verilmesi için
düzenlemeler acilen hayata geçirilmeli

“İktidarın bilerek ve isteyerek uyguladığı ve ağır bir krizin sürüklediği bu ekonomik çöküntünün sebebi biz değiliz” ifadelerini kullanan KESK Dönem Sözcüsü Yunus Çiçek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Ekonomik politikalar sonucunda kimler zengin edildiyse, bu krizin bedelini de onlar ödemeli. Başta biz kamu emekçileri olmak üzere, kamu emeklileri ve toplumun dar gelirlileri daha fazla mağdur edilemez. Bütün kamu emekçilerine hayat pahalılığı tazminatı verilmesi için yasal düzenleme yapılmalı. Ücret gelirlerine uygulanan vergi oranı yüzde 10 olarak sabitlenmeli ve temel tüketim maddelerine uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalı. Emekçilerinin çalışma maliyeti olan yol ücretleri karşılanmalı ve öğlen yemekleri ücretsiz verilmeli. Ekonomik büyümeden hakkımıza düşen refah payının verilmesi için düzenlemeler acilen hayata geçirilmeli.”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *