Konu hakkında Şaban Kaygusuz’un ailesi ile birlikte basın toplantısı düzenleyen İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Av. Sinan Taştekin, “Eğer böyle bir şey varsa ceza infaz kurum personeli hakkında idari ve adli soruşturmanın başlatılmasını talep ediyoruz. Bununla birlikte uluslararası af örgütünün olaya duyarsız kalmayacağını düşünüyoruz ve hasta olan tutuklu ve hükümlülerin derhal tahliye edilmesini istiyoruz” dedi.
Şaban Kaygusuz’un ağabeyi Muhammet Kaygusuz, “Kardeşim 19 Ekim tarihinden Diyarbakır L tipinden Kayseri’ye sürgün ediliyor. Sevk sırasında Kayseri 1 nolu cezaevinde bulunan gardiyanlar tarafından işkenceye maruz kalıyor. Bir kolu ve ayağı olmayan birisine işkence yapılması vicdanen kabul edilemez. Çünkü engelli birisine 5 kişinin zorla saldırması ve elbiselerini çıkartması kabul edilemez. Toplumun vicdanına sesleniyoruz; vicdan ve ahlak sahibi olanların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelerini bekliyoruz, bu hukuksuzluğun bir an önce giderilmesini ve bir heyetin kardeşimin durumu ile ilgilenmesini istiyoruz” diye konuştu.
Taştekin, “Yaşamını tek başına idame ettiremeyecek hasta, mahpus, tutuklu ve hükümlüler tahliye ettirilmek zorunda. Sağ kolunu kaybeden Şaban Kaygusuz’un cezaevinde kalamaz raporu olmasına rağmen halen tutuklu bulunuyor. Annenin çağrısı cezaevinde yaşamını idame ettiremeyecek tutuklu ve hükümlülerin derhal tahliye edilmesi için Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulunuyor” dedi.
“2018 yılında gözaltına alınan Şaban Kaygusuz, Siirt Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanmış, müebbet hapis cezası verilmiş ve Diyarbakır ceza infaz kurumuna gönderilmiş. Diyarbakır ceza infaz kurumunda 3 yıl kaldıktan sonra 19 Ekim tarihinde 7 arkadaşı ile birlikte sürgün ediliyor. Şaban Kaygusuz’un Kayseri’ye sevki sırasında Kayseri ceza infaz kurumunda çıplak aramaya karşı geldiğinden işkenceye maruz kaldığı yönünde iddialar var” açıklamasında bulundu.
Taştekin, “Cezaevlerinde ki işkenceler son dönemlerde çok artmakta birlikte İnsan Hakları Derneği Ceza Evleri Komisyon’un hazırladığı raporlarda 604’ü ağır hasta, tutuklu ve hükümlü olmak üzere toplamda bin 604 mahpus çıplak arama dayatması yapılıyor. Mahpuslar çıplak arama dayatmasını kabul etmiyor ve kabul etmeyen tutuklu ve hükümlüler işkenceye maruz kalıyorlar. Bu son dönemlerde yoğun bir şekilde artıyor. Cezaevlerin de bulunan hasta, mahpus, tutuklu ve hükümlülerin yaşam ve sağlık hakkı var” değerlendirmesinde bulundu.
Taştekin, “İnsan Hakları Derneği, kurulduğu günden itibaren mahpusların evrensel hukuk ilkeleri kapsamında hem yaşam hem de sağlık hakkı ile ilgili birçok çalışmalarda bulundu. Yaşam ve sağlık hakkının doğru ve adil bir şekilde kullanılması için Adalet Bakanlığıyla sürekli görüşme halinde. Bununla birlikte evrensel hukuk çerçevesinde cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşam koşullarının nasıl olacağı ortaya konuldu. Bu sınırların dışına çıkılmaması yönünde talimatlar veriliyor, ancak kamusal talimatların dışına çıkan kurum müdürleri ile ceza infaz kurum çalışanları var” şeklinde konuşma yaptı. Özer Karınca
RSS