Akın Birdal, “Ya barış ya barış, ya demokrasi ya demokrasi, ya özgürlük, ya özgürlük. Başka seçeneğimiz yok” diye konuştu. BDP’li Akın Birdal, seçim çalışmaları için geldiği Gaziantep’te Sabah’ın sorularını yanıtladı.
Bireysel özgürlükler tehdit altında
Birdal, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda, kişi güvenliği ve özgürlüğü yanında yaşam hakkının ağır tehdit altında olduğunu, hukukun ters yüz edildiğini bu nedenle düşünce ve iletişim özgürlüğünün tehdit altına girdiğini vurgularken, “Kurum ve kuruluşlar darmadağın edildi. Yasama, yürütme bağımsız olmayan yargının yürütmenin iradesi altına alınması, hukukun gücünün insanların güveni olmaktan çıkması nedeniyle ciddi bir kaos ortamı yaşıyoruz” dedi.
Yargının ciddi anlamda
sorgulanması gerekiyor
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının değiştirilmesi, terörle mücadelede özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin 81 ile dağıtıldığına dikkat çeken Birdal, “Yargının ciddi anlamda sorgulanması gerekiyor. Ergenekon sanıkları serbest bırakılırken Kürt siyasetçilerin tutukluluk hali devam ediyor. Adalet adalet olmaktan çıktı. Cezaevlerinde en yüksek tutuklu ve hükümlü sayısına ulaşıldı” diye konuştu.
Birdal, AKP öncesinde cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısının 52 bin olduğunu, şu anda ise bu sayının 240 bine dayandığını ifade ederken, “544 olan hasta tutuklu sayısı 620 çıkmış durumda. Durumu ağır olanların saysı 163 iken bugün 202’ye ulaştı” diye açıklama yaptı.
Her şeye muktedir olmak istiyorlar
Türkiye’nin uygulanan yasaklar ve basın özgürlüğü açısından Suudi Arabistan ve Çin gibi ülkelerle aynı kategoride yer aldığına dikkat çektiği konuşmasında Birdal, “
AKP-cemaat arasındaki iktidar çatışması sayesinde bazı şeylerin ortaya çıkmış olmasının önemine değindi. “Karşımızda her şeye muktedir olmaya çalışan bir iktidar var. Durum böyle olunca bu seçimde verilecek her oyun önemi ortaya çıkıyor. Demokrasi ve demokratik özerkliğin hayata geçirilmesi lazım. Bu yüzden ya barış ya barış, ya demokrasi ya demokrasi, ya özgürlük ya özgürlük diyoruz” dedi.Cihan Ölmez
Bireysel özgürlükler tehdit altında
Birdal, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda, kişi güvenliği ve özgürlüğü yanında yaşam hakkının ağır tehdit altında olduğunu, hukukun ters yüz edildiğini bu nedenle düşünce ve iletişim özgürlüğünün tehdit altına girdiğini vurgularken, “Kurum ve kuruluşlar darmadağın edildi. Yasama, yürütme bağımsız olmayan yargının yürütmenin iradesi altına alınması, hukukun gücünün insanların güveni olmaktan çıkması nedeniyle ciddi bir kaos ortamı yaşıyoruz” dedi.
Yargının ciddi anlamda
sorgulanması gerekiyor
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının değiştirilmesi, terörle mücadelede özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin 81 ile dağıtıldığına dikkat çeken Birdal, “Yargının ciddi anlamda sorgulanması gerekiyor. Ergenekon sanıkları serbest bırakılırken Kürt siyasetçilerin tutukluluk hali devam ediyor. Adalet adalet olmaktan çıktı. Cezaevlerinde en yüksek tutuklu ve hükümlü sayısına ulaşıldı” diye konuştu.
Birdal, AKP öncesinde cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısının 52 bin olduğunu, şu anda ise bu sayının 240 bine dayandığını ifade ederken, “544 olan hasta tutuklu sayısı 620 çıkmış durumda. Durumu ağır olanların saysı 163 iken bugün 202’ye ulaştı” diye açıklama yaptı.
Her şeye muktedir olmak istiyorlar
Türkiye’nin uygulanan yasaklar ve basın özgürlüğü açısından Suudi Arabistan ve Çin gibi ülkelerle aynı kategoride yer aldığına dikkat çektiği konuşmasında Birdal, “
AKP-cemaat arasındaki iktidar çatışması sayesinde bazı şeylerin ortaya çıkmış olmasının önemine değindi. “Karşımızda her şeye muktedir olmaya çalışan bir iktidar var. Durum böyle olunca bu seçimde verilecek her oyun önemi ortaya çıkıyor. Demokrasi ve demokratik özerkliğin hayata geçirilmesi lazım. Bu yüzden ya barış ya barış, ya demokrasi ya demokrasi, ya özgürlük ya özgürlük diyoruz” dedi.Cihan Ölmez
RSS