ANASAYFA arrow right Güncel

Yapılacak düzenlemede mağdurların mağduriyetleri de düşünülmeli

Yapılacak düzenlemede mağdurların mağduriyetleri de düşünülmeli
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.31
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.31
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yaptığı açıklamada, “Kamuoyunda afla, şartlı tahliye ve denetimli serbestlik birbirine kar
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yaptığı açıklamada, “Kamuoyunda afla, şartlı tahliye ve denetimli serbestlik birbirine karıştırılıyor. MHP’nin teklifi af değil. İnfaza yönelik çalışmalarımız var. Meclis takdir ederse af değil, infaz sistemi ile ilgili belki düzenlemeler olabilir” dedi

Yapılacak düzenlemede mağdurların mağduriyetinin düşünülmesi gerektiğini söyleyen Gaziantep Barosu Genç Avukatlar Meclisi Başkanı Avukat Mehmet Cihan Mercimek, “Örneğin malvarlığına karşı işlenen suçlarda mağdurların zararlarının giderilmesi şartı getirilebilir. Devlete karşı işlenen suçlarda kamuya yararlı yerlerde çalışma şartı getirebilir. Farklı bir çözüm olarak af düzenlemesinden faydalanabilmek için mağdur onayı şartı da aranabilir. Af, sadece mahkûmların salıverilmesi anlamında değil, salıverilmeden sonra takip edilerek suça karışmalarının engellenmesi anlamındadır. İdare bir an evvel düzenlemeleri yasalaştırarak geniş anlamda bir suç önleme projesi başlatmalıdır. Zira cezaevi koşulları ve kapasitelerinin çok üzerinde doluluk oranları, suçu önlemekten ziyade yeni suçlular yaratmaktadır. Ülkemizin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasını istiyorsak cezaevlerini doldurmayı değil, suçun önlenmesini amaç bilmeliyiz” dedi.
Türkiye’de en son genel af,
15 Mayıs 1974 tarihinde yapıldı
Mercimek, “Ülkemizde son günlerde gündemde olan ve toplum tarafından yoğun bir talebin bulunduğu ceza yargılamalarında af konusu hakkında idare tarafından yapılması planlanan değişikliğin, cezaların affı olarak değil, cezaların infazında indirim olarak değerlendirilmesi gerektiği açıklaması yapılmıştır. Türkiye’de en son genel af, 15 Mayıs 1974 tarihinde yapılmıştır. O tarihten sonra yapılan aflar belirli suçlar için öngörülmüştür. Örneğin, 1980 yılında ateşli silahlı suçlar hakkında, 1985 yılında memurlar hakkında, 1993 yılında öğrenci suçları hakkında af düzenlemeleri getirilmiştir. Geniş anlamdan ceza indirimi ise 25 Mart 1988 tarihinde yapılmıştır. Yine son infaz düzenlemesi ise 2016 yılında 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılmıştır. Özellikle 15 Temmuz 2016 yılından önce işlenen bazı suçlarda, cezanın infazı 3/2 den 4/2 ye düşürülmüş ve denetim süresi 1 seneden 2 seneye çıkarılmış ve bu düzenlemeden yaklaşık olarak 93 bin yurttaş yararlanmıştır” ifadelerini kullandı.
389 cezaevinde
264 bin kişi bulunuyor
Adalet Bakanlığı’nın 2018 yılının sonunda yaptığı açıklamada, ülkemizde mevcut 389 cezaevinin kapasitesinin 213 bin kişi olduğu ancak toplamda 264 bin kişinin cezaevlerinde olduğunun altını çizen Mercimek, hali hazırda 132 cezaevinin yapımının devam ettiğini açıkladı. Mercimek, “Yapılan açıklamalara da bakıldığında, cezaevi sayısını arttırmanın, suçları önleme noktasında bir fayda sağlamadığı aşikardır. Uzun yıllardır çok sayıda yurttaşımız tarafından beklenen af tasarısı, iki yönüyle değerlendirilmelidir. İlk olarak mağdurlar düşünülmeli, ikinci olarak da serbest bırakılacak mahkûmların topluma kazandırılma yöntemleri planlanmalıdır. Hayatında hasbelkader denilecek türden bir anlık öfkesinin kurbanı olan on binlerce mahkûm bulunmaktadır. Bu şahsıların senelerce cezaevinde tutulmalarından ziyade topluma kazandırılması ve normal hayatlarına dönmeleri suçların ve suçluların önlenmesi adına daha önemlidir. Zira ceza hukukunun amacı, suçluların cezalandırılarak ıslah edilmelerinin sağlanmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Cezaların, suçluları ıslah edip
etmediği konusunda araştırma yapılmalı
“Senelerce cezaevi koşullarında tutulan mahkûmlar suçtan arınmak yerine suça ve suçluya alışmayı tercih etmektedir” ifadelerini kullanan Mercimek, konuşmasına şöyle devam etti: “ Devletin amacı suçu ve suçluyu önlemek ve daha yaşanabilir bir ülke ortaya koymak ise, öncelikle cezaların suçluları ıslah edip etmediği konusunda araştırma yapılmalı ve ona göre düzenleme yapılmalıdır. Özellikle suç işleyen kişilerin sabıka kaydına bakıldığında büyük bir çoğunluğunda çok sayıda suç kaydı ortaya çıkmaktadır. Bu durum ise cezalandırmanın ve cezaevlerinin, suçun önlenmesinde yeterli bir çözüm olmadığını göstermektedir” şeklinde değerlendirme yaptı.
En kıymetli
hak özgürlüktür
Genç Avukatlar Meclisi Başkanı Avukat Mehmet Cihan Mercimek, konuşmasına şöyle devam etti: “Geniş kapsamlı bir af düzenlemesi ile toplumun daha sağlıklı ve huzurlu olması sağlanabilir. Halkımız nezdinde af düzenlemeleri yanlış anlaşılmakta ve suçların daha da artacağı kuşkusuna yer vermektedir. İşte tam da bu sorunun çözümü için af sonrası ile ilgilenecek kurumlar iş birliği yapmalı ve suçluların topluma karıştırılması ve suçun önlenmesine yönelik çalışmalar başlatarak bu endişeyi ortadan kaldırmalıdır. Bu düzenlemelere uymayan mahkûmlara ise tekrar cezaevinde cezalarının infaz edileceği ihtar edilmelidir. Unutmayalım ki en kıymetli hak özgürlüktür. Çünkü diğer tüm hakların kullanımı özgürlüğe bağlıdır. Tüm bu nedenlerle genel bir suç ve ceza politikası belirlenmeli ve bu politikaya uygun düzenleneler getirilerek yurttaşlarımızın huzur ve sükûneti sağlanmalıdır.” Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *