Baroların seçim sisteminde yapılması düşünülen değişiklik pek çok kesimden tepkiyle karşılandı. Seçim sistemindeki değişikliğin birden fazla baronun kurulmasına yol açacağına dikkat çeken Av. Aysu Berfin Çelik, baroların birlikteliklerinin yok olması dahilinde yasadışı örgütlenmeler ve cemaat yapılanmalarının oluşacağını kaydetti.
‘Her ilde birden fazla baro kurulması demektir’
Diyanet başkanının nefret söylemi içeren hutbesine yönelik, avukatların, avukatlık kanunundan aldıkları yetkiye dayanarak insan haklarının korunması adına tepki göstermesinin sonrasında, barolara soruşturma açıldığını ve daha sonra da avukatlık kanunun değiştirilmesinin gündeme getirildiğini hatırlatan Çelik, “Henüz Meclise sunulan somut bir düzenleme yok, ama meclis gündeminde yer alan çalışmalardan anlaşılan; iki alternatifli değişiklik çalışmaları bulunmaktadır. İlki olarak; Baro kurulları seçiminde nispi seçim sistemine geçilmesi, avukat sayısına oranla delege sayısının artırılması önerisi. İkincisi; çoklu baro uygulaması bir ilde birden fazla sayıda baro kurulabilmesi olanağıdır”dedi.
‘Yargının bağımsızlığı, avukatların, yargıçların bağımsızlığından geçer’
Yapılması planlanan değişikliğin, savunma hakkının özünü zedeleyeceğine dikkat çeken Çelik, “Yargının bağımsızlığı, avukatların ve yargıçların bağımsızlığından geçer. Bağımsız olmayan yargı, hukuksuzluklara veya siyasal müdahalelere karşı duramaz. Avukat hakları ve savunma açısından zor bir durum yaratır. Hükümet baroları oluşur ve bu durum da temel hak ve özgürlüklerin korunmasını zayıflatır” ifadelerinde bulundu. Yapılacak olan değişikliğin, birden fazla baroların kurulmasına , barolar arası görüş ayrılıklarına ve farklı siyasi tutumlardan ötürü bölünmelere yol açacağı şeklinde değerlendiren Çelik, bu durumun avukatları güçsüzleştireceğini ve hükümete yakın barolara da ayrıcalık ve imtiyazlara yer verilmesine neden olacağını belirtti. Çelik, “Avukatlar ve barolar, mahkeme kararlarının tarikat ve cemaatler tarafından verilmesine karşı çıkıyor. Baro birliktelikleri yok olursa yasadışı örgütlenmeler ve cemaat yapılanmalarına engel olunamaz” şeklinde konuştu.
‘Baroların bölünmesi adil yargılanma hakkını rafa kaldırır’
Çelik, “Barolarımızda, dar gelirli vatandaşlarımızın başvurabileceği hukuki yardımlar vardır. Baroların bölünmesi bu durumu da tehlikeye atar ve dar gelirli vatandaşlarımızın hak arama özgürlüğü ve savunma hakkı zedelenir. Avukat ve baroların bölünmesi adil yargılanma hakkını rafa kaldırır. Masumiyet karinesi uygulanmaz, lekelenmeme hakkı zedelenir. Bu durumda hiçbir siyasi parti, ideoloji, din, mezhep, ırk, milliyet, cinsiyet ve cinsel yönelimin uygulayıcısı olmayan barolar etki altına alınırlar. Bin üyeyi bulan alternatif baro demektir” ifadelerini kullandı.
‘Avukatın kendi barosunu kurması gibi düzenleme kabul edilemez’
Gerçekleştirilmek istenen değişikliğin, yargının soruşturma, kovuşturma ve yargılama yaparken, iddianame yazarken, avukatın üye olduğu baroyu göz önünde bulundurarak tavır oluşturmasına yol açacağı için yargıyı kaosa sürükleyeceğini söyleyen Çelik, “Bu da hukuk devletini ve avukatları yok etmektir. Baroların bölünmesi, dileyen avukatın kendi barosunu kurması gibi düzenleme kabul edilemez. Avukatlar, muhalefete, siyasete bağlı değillerdir, avukatlar muhalefete de muhalefet eder. Avukatlık çizgisi her zaman hukukun üstünlüğü ve adaletin tecelli etmesi noktasındadır” dedi.
Çelik, son olarak da Avukatlık Kanunu’nda yapılacak değişikliklerin, yargının kurucu unsuru olan avukatların haklarını koruyan, savunmayı ve yargı bağımsızlığını güçlendirecek nitelikte değişiklikler olması gerektiğini belirtti. Esra Aydın
RSS