Yoğun bakım üniteleri açılamadı en az 1000 personele ihtiyaç var

İnşaatına başlandıktan 10 yıl sonra 9 Ekim'de hizmete açılan 1875 yataklı Şehir Hastanesi'nde, dilekçe veren 600 sağlık emekçisinden 255'i önceki görev yerlerine geri döndü. 185'inin ayrılmasına, 'ihtiyaç olduğu' gerekçesiyle izin verilmedi. 150'ye yakın sağlık emekçisi de çeşitli gerekçelerle dilekçelerini geri çekti. Şehir Hastanesine, 1 ve 15 Aralık’ta iki kez yeni atamalar yapıldı, ancak buna rağmen ciddi bir personel açığı var.

Asıl sorun liyakatsizlikten kaynaklanıyor

Sağlık hizmetinde bazı sendikaların sözleşmeli yöneticilik adı altında kendi elemanlarını hiçbir prosedüre bağlı olmaksızın, iki yılda bir imzalanan sözleşmeli yöneticilik modeliyle kurumların başına yerleştirildiğini vurgulayan Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası (HEP-SEN) Genel Başkanı Yunus Şimşek, "Asıl sorun liyakatsizlikten kaynaklanıyor. Sağlıkta bir yönetim krizi var. Yani alan tecrübesi olmayan, hiçbir sınava, prosedüre tabii olmadan yerleştirilen bu kişiler Antep'te olduğu gibi Türkiye’de de sağlık hizmetleri yönetimden sınıfta kalıyor. Çünkü işin ehli olmayan ve alan bilmeyen kişiler çoğunlukla sağlık kurumlarına yerleştiriliyor” dedi.

Hastanenin tüm yükü sağlık emekçilerinin sırtında

Antep Şehir Hastanesi'ndeki sağlık emekçileri, içeride sağlık personelinin maruz kaldığı mobbingin devam ettiğini, ekipman konusunda eksikliklerin halen giderilmediğini ve bazı bölümlerin hâlâ açılamadığını söyledi. "Hastane idaresi sorunların çözüme kavuşturulacağını söylüyor sürekli. Nasıl çözeceklerini merak ediyoruz. Özellikle hemşire açığı var. Şirket yöneticilerinin baskısı altında çalışıyoruz. İki kişinin işini bir kişi yapıyor. Hastanenin tüm yükü sağlık emekçilerinin sırtında" dedi.

Hastanenin tam kapasite çalışması için kentteki diğer bazı devlet hastanelerinin kapatılması lazım

Artı Gerçek'e konuşan bir başka sağlık emekçisi, "Hastanenin tam kapasite çalışması için kentteki diğer bazı devlet hastanelerinin kapatılması lazım. Şehir Hastanesinin tam kapasite çalışmasını sağlamak için en az 1000 personele ihtiyaç var" diye konuştu.

Bazı bölümlerin hâlâ açılmağını vurgulayan sağlık emekçisi, "Bazı bloklardaki genel cerrahi yoğun bakım, anestezi yoğun bakım, dahiliye yoğun bakım gibi hayati önem arz eden bölümler hâlâ tam olarak hizmet veremiyor. Bu bölümlerin koridorları bomboş. Sağlık hizmeti hekimle, personelle verilir. Bu karmaşada kentin diğer hastaneleri de nitelikli sağlık hizmeti veremiyor" dedi.

Sağlık Müdürü, zamana ihtiyaç var diyor

Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası (HEP-SEN) Genel Başkanı Yunus Şimşek de sağlık çalışanlarının sorunlarını dinlediğini, sorunların çözümü için İl Sağlık Müdürü Beytullah Şahin ve hastane başhekimi ile görüştüğünü söyledi. Görüşmelerde kamu kurum ve kuruluşlarında liyakata bağlı yöneticilerin görevlendirilmesi gerektiğinin altını çizdiklerini söyleyen Şimşek, "Özelikle sağlık emekçilerinin burada yetkili sendikanın baskılarına maruz kaldığını, bu sendikanın burada kadrolaştığını, temel sorunların nedenlerinden birininim bu olduğunu ifade ettik. Bununla birlikte diğer sorunları da dile getirdik. İl Sağlık Müdürü de hastanenin yeni olduğunu ve sorunları çözmek adına zamana ihtiyaçları olduğunu ifade etti. Burada sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunları takip edeceğiz" diye konuştu.

Sağlık çalışanları yurt dışına kaçıyor

Sağlık emekçilerinin yurt dışına göç etmek zorunda kaldığını vurgulayan Şimşek, "Başarılıysan, yetenekliysen ama referansın yoksa hiçbir şey yapamıyorsun. Geriye tek seçenek kalıyor yurt dışına gitmek. Hekim ve hemşirelerde yurt dışına göç çok fazla. Belediyelerden sözleşmeli sağlık yöneticisi olarak sağlık kurumlarına geçenler var. Coğrafya öğretmeni olanlar var. Bir ilde imam, idari mali hizmetler müdürü olarak hastaneye atanmış. Başka bir ilde sürücü kursu sahibi müdür olarak atanmış hastaneye. Liyakat sorunu ve yönetim krizi söz konusu" diye konuştu.

Verilen sağlık hizmetlerinin niteliği düşüyor

Antep'in de içinde bulunduğu 45 ili ziyaret ederek sağlık çalışanlarının sorunlarına çözüm aradıklarını belirten Şimşek, "Dinlediğiniz arkadaşlarımızın birçoğu yöneticilerinin nereden ve nasıl seçildiğini bilmiyor. Referansla veya sendika görünümlü yapıların ittirmesiyle göreve geliyorlar. Buradan sağlıklı sonuçlar bekleyemeyiz. Kurumların çoğunda ödemelerde, koordinasyonda, personel rejiminde sıkıntı yaşanıyor. Verilen sağlık hizmetlerinin niteliği düşüyor. Bu bir milli güvenlik sorunudur. Sağlık sosyal iş kolunda devlet kurumları ele geçirilmiş durumda. Sağlık kurumlarında yandaş sendika istilası var. Yandaş sendikaya biat etmeyen bir yerde görev alamıyor" dedi.

Sistem hem içeride hem dışarda sürekli şiddet üretiyor
Hemen her gün sağlık çalışanlarına dönük bir şiddet olayının yaşandığına dikkat çeken Şimşek, şunları söyledi: "Sağlık çalışanlarına sadece dışarıdan gelen şiddete maruz kalmıyor. İçerideki şiddet daha ağır. Mobbing, baskı yani psikolojik şiddet...Temel sebebi hastaneler özel işletmeler gibi, hastalar da müşteri gibi görülüyor. Sağlığı metalaştırırsanız sağlık hizmetlerini parayla satarsanız bunlar kaçınılmaz olur. Bu sağlıkta dönüşüm politikalarının bir sonucudur. Burada bir anlayış sorunu var. Dolayısıyla da sistem hem içeride hem dışarda sürekli şiddet üretiyor" diye konuştu.