Sağlıkta şiddet olaylarına çok sert tepki gösteren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Gaziantep Şubesi Eş Başkanı Ömer Kılınç, “2000 binli yıllara kadar hastanelerimizde sadece bir polis memuru adli vakalar için bulunurdu. Şimdi her hastanede onlarca, yüzlerce güvenlik görevlisi var. Fakat şiddet gittikçe tırmanıyor. Şiddet "dönüşüm" denilen ve AKP ile hızlandırılan piyasacı uygulamalar yaygınlaştıkça artmaya başladı” dedi.
Sağlık hizmetleri üretim-tüketim ilişkisi içinde metaya dönüştürüldü
Uzun zamandan beri sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik mücadele verdiklerini kaydeden Kılınç, “Defalarca iş bırakma eylemleri, açıklamalar yaptık. İstediğimiz düzeyde olmasa da bazı yasal değişiklikler yapıldı. Kısmen cezalar arttırıldı. Şiddetin önlenmesine katkı sağlaması için verdiğimiz yasal önergeler halen bekliyor. Sağlık alanını kar elde etme alanı olarak gören, sağlık hizmetlerini üretim-tüketim ilişkisi içinde metaya dönüştüren ve her gün kışkırtılan sağlık talebi ile yöneticilerin değersizleştiren dil ve üslubu ile soslanan bu sistem şiddet üretiyor” ifadelerini kullandı.
Kutuplaştırma siyaseti nedeniyle kendini devlet gibi gören kesimler de şiddete meylediyor
Kılınç, “Siyasal iktidar eliyle uzun yıllardır uygulanan baskı politikaları, kendinden olmayan herkesi terörist görme yaklaşımı ile birlikte toplumda oluşturulan kamplaşma beraberinde şiddet üretiyor. Devletin zor aygıtları ile uyguladığı şiddetin dozajı arttıkça uygulanan kutuplaştırma siyaseti nedeniyle kendini devlet gibi gören kesimlerde şiddete meylediyor. Yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan milyonların bu durumu görmemesi için ayrıştırma ve kutuplaştırma siyasetini özellikle derinleştiriyorlar. Bu durumda da insanlar yaşadığı sıkıntıların sorunların kaynağını sistem olarak görmek ve hak elde etmek için mücadele etmek yerine en yakınındakine şiddet olarak yansıtıyor. Bu nedenle de şiddet toplum içinde gittikçe bir kültür haline geliyor” tespitini yaptı.
Şiddet kültürüne karşı sağlıklı bir toplum için bütünlüklü olarak mücadele edilmeli
“Normalleştirilmeye çalışılan şiddet kültürüne karşı sağlıklı bir toplum için bütünlüklü olarak mücadele etmek gerekir” diyen Kılınç, “Türkiye gibi toplumsal eşitsizliklerin derin olduğu ülkelerde, sağlık hizmetleri eşitsizlikleri en aza indirgenmesi hedefiyle de yapılandırılmak zorunda. Sağlık emekçilerine yönelik şiddeti engellemenin birinci yolu toplumdan ve hizmet üreten emekçiden yana bir sistem inşa edilmesi ile mümkün. Elbette bu gerçekleşinceye kadar şiddeti engellemek için caydırıcı yasal düzenlemeler alınmak zorundadır ve bunun da mücadelesini vermeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.