3 Kasım seçimlerinde uğranılan oy kaybından sonra Yılmaz'ın örnek bir davranış sergileyerek, genel başkan adayı olmayacağını açıklayarak, aktif siyaseti bıraktığını söylemesinin tamamen kendi kişisel kararı olduğunu açıklayan Taşar, 11 Ocak’ta kongreye gidileceğini belirtti. Sabah’ın “Genel başkanlığı düşünüyor musunuz?” şeklindeki bir sorusuna Taşar, “Düşünmüyor değilim. Ama henüz kararımı vermedim” dedi.
ANAP’ın kurucularından olduğunu ve 1983’te Özal ile çalışarak Özal’ın misyonu ile başarılı hizmetlere imza attığını söyleyen Taşar, ANAP’ı toparlayacak adayın özelliklerini şöyle sıraladı: “Halka yakın, mütevazi, halkın beğendiği özelliklere sahip, toparlayıcı, yapıcı, çağdaş, taban ile bir sorunu olmayan aday ANAP’ı toparlar. Bu özellikleri ben kendimde görüyorum” şeklinde konuştu.
Merkez sağın iki önemli partisi ANAP ve DYP’nin seçimde barajın altında kalmasından sonra tekrar gündeme gelen merkez sağda birlik için de Taşar şunları söyledi: “Merkez sağda birlik bugünün işi değil. Fakat bu birliğin tabanda olması gerek. Tabanda olmayan birlik birlik değil’ dedi.
Taşar, “Çünkü tavanda yapılan birlik elma ile armudun toplanması olur. Her zaman iki kere iki dört etmez. Birlik tabanda olmalı. Bu saatten sonra gelişmeleri beklemek gerekiyor. Bizim şimdi gündemimizde bu konu yok. Şartlar ve konjonktürel durum bu konuda büyük rol oynayacaktır. Örneğin AKP tek başına iktidara geldi. Halk bu partiye bir avans verdi. Dolayısıyla süreç içerisinde bu partinin neyi yapıp yapamayacağını göreceğiz.”
AKP iktidarının açıkladığı hükümet programının, önceki hükümetlerin programları ile benzer olduğunu belirten Mustafa Taşar, “Mühim olan benzerlik. Bizim söylediklerimizden bir farkı yok. Şu anda sağlam bir ekonomi teslim aldılar, meyvelerini vermiş bir ekonomi. AB konusunda ise tüm zeminleri hazırlanmış bir ekonomi. Şimdi bunlarla idare ediyorlar. Üzerine ne ilave edecekler, vatandaşa verdikleri vaatleri nasıl yerine getirecekler, bunları göreceğiz, acele etmemek gerek” dedi.