Bazı işverenlerin SSK’ya daha az prim ödemek için yanında çalışan işçilerini yarım gün veya haftada iki gün çalışıyor gibi gösterdiği ifade edildi. Bu uygulama ile işçi aleyhine bir hak kaybı olduğu ve işten atılmak korkusu ile şikayetçi olamadığı belirtildi.
Körfez Savaşı ile başlayan ekonomik durgunluğun devam etmesi ve asgari ücretin yükselmesi, işverenleri yeni yollar aramaya yöneltti. Ay sonlarında primleri yatıran küçük ölçekli işletmelerdeki işçilerin gün sayısının eskiye göre büyük ölçüde düşüş gösterdiği kaydedildi.
İşleri iyi gitmeyen işverenin,ekonomik durumu bozulduğu için muhasebecileri ile anlaşmalı olarak işçilerin çalıştıkları gün sayısını az göstermeye başladığı belirtiliyor.Böylece iş veren daha az prim yatırarak mali yükten kurtulmuş oluyor..Ancak bu arada çalışan işçinin pek çok hakkı kayboluyor.Bu tür uygulama yapan işyerlerinin SSK müfettişleri tarafından taranarak gerekli önlemlerin alınacağı ifade edildi, pastane tamirci gibi küçük işletmelerde bu yola başvurulduğu belirtildi.
İşçinin sigortalılıktan kaynaklanan sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için 120 iş gününü tamamlamış olması gerekiyor. Emekli olarak maaş bağlanabilmesi içinde 5000 iş gününün doldurulması şartı var. Ancak haftada iki gün veya yarım gün çalışıyor gibi gösterilen işçilerin bu haklarından yararlanması için daha fazla çalışmaları gerekiyor. Böylece işçinin hakkı kaybolmuş oluyor.
İşveren tarafından normal çalıştığı süreden daha az çalışıyor gibi gösterilen işçilerin bu durumu SSK’ya şikayet ettikleri, ancak olayı incelemek için kurumun bir şey yapmadığı ifade ediliyor. İşsiz kalmak korkusuyla işçilerin olaya sessiz kaldığı ancak işyerinden ayrıldıktan sonra hizmet tespit davası yoluna gittikleri kaydediliyor. İşçinin ayrıldığı işyeri için 10 yıl süre içerisinde dava açma hakkı olduğu belirtilerek, hizmet tespit davası açılması için SSK’ya günde 5 dilekçe verildiği vurgulandı. Ayrıca bazı kişilerinde olmayan işyerlerinde çalışıyor gibi gösterilerek hizmet tespit davası açtıkları bu sayede kurumdan para aldıkları ve kurumun büyük zarara uğradığı ifade edildi.
Körfez Savaşı ile başlayan ekonomik durgunluğun devam etmesi ve asgari ücretin yükselmesi, işverenleri yeni yollar aramaya yöneltti. Ay sonlarında primleri yatıran küçük ölçekli işletmelerdeki işçilerin gün sayısının eskiye göre büyük ölçüde düşüş gösterdiği kaydedildi.
İşleri iyi gitmeyen işverenin,ekonomik durumu bozulduğu için muhasebecileri ile anlaşmalı olarak işçilerin çalıştıkları gün sayısını az göstermeye başladığı belirtiliyor.Böylece iş veren daha az prim yatırarak mali yükten kurtulmuş oluyor..Ancak bu arada çalışan işçinin pek çok hakkı kayboluyor.Bu tür uygulama yapan işyerlerinin SSK müfettişleri tarafından taranarak gerekli önlemlerin alınacağı ifade edildi, pastane tamirci gibi küçük işletmelerde bu yola başvurulduğu belirtildi.
İşçinin sigortalılıktan kaynaklanan sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için 120 iş gününü tamamlamış olması gerekiyor. Emekli olarak maaş bağlanabilmesi içinde 5000 iş gününün doldurulması şartı var. Ancak haftada iki gün veya yarım gün çalışıyor gibi gösterilen işçilerin bu haklarından yararlanması için daha fazla çalışmaları gerekiyor. Böylece işçinin hakkı kaybolmuş oluyor.
İşveren tarafından normal çalıştığı süreden daha az çalışıyor gibi gösterilen işçilerin bu durumu SSK’ya şikayet ettikleri, ancak olayı incelemek için kurumun bir şey yapmadığı ifade ediliyor. İşsiz kalmak korkusuyla işçilerin olaya sessiz kaldığı ancak işyerinden ayrıldıktan sonra hizmet tespit davası yoluna gittikleri kaydediliyor. İşçinin ayrıldığı işyeri için 10 yıl süre içerisinde dava açma hakkı olduğu belirtilerek, hizmet tespit davası açılması için SSK’ya günde 5 dilekçe verildiği vurgulandı. Ayrıca bazı kişilerinde olmayan işyerlerinde çalışıyor gibi gösterilerek hizmet tespit davası açtıkları bu sayede kurumdan para aldıkları ve kurumun büyük zarara uğradığı ifade edildi.
RSS