Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu, çiftçi ve esnafın hükümetten umudunu kestiğini söyledi. Mumcu, tartışılan yargı bağımsızlığıyla ilgili soruya ise, “Yargı bağımsızlığının yegane etik teminatı yasamanın bağımsızlığıdır. Türkiye’de yasamayı hükümetin tavassutundan kurtarmadan yargıyı bağımsızlaştırmak mümkün değil. Yargı bağımsızlığını bugün değil, başka bir zamanda hatırlaması lazımdı hükümetin” diye yanıt verdi.
Yargı bağımsızlığının yegane etik
teminatı yasamanın bağımsızlığıdır
Güler’in meclisteki çoğunluklarına güvenerek meclis oturumu sırasında Abuşoğlu’na “Sizin konuşmaya hiç hakkınız yok, zaten siz bana göre Meclis’te de yoksunuz” şeklindeki sözü hatırlatıldığında Mumcu, “Başka sözlerinde de aşikar olduğu bir şekilde Sayın Bakanın bir terbiye sorunu olduğu açık. Sadece siyasi terbiye değil, insani nezaketten de yoksun bir tutum sergilemiştir. Enerji bakanı her şeyden önce mecliste meclis genel tutanaklarına geçecek şekilde yalan söylemekten vazgeçmeli. Enerji Bakanı da Başbakan ve maliye bakanından sonra yalan söyleyen bakanlar zincirine katıldı. Yalanı meclis tutanaklarında kayıtlıdır. Türkiye’nin toplam gaz maliyetlerini yükselten bir formül değişikliğine imza attıkları halde fiyatı düşürdükleri yönünde bir yalan beyanda bulunmuştur. Bunların hesabı kendilerinden mutlaka sorulur. Çünkü bu hesap milletin hesabı, kimsenin şahsi hesabı değil. Biz istesek bile bu hesabı görmekten vazgeçemeyiz. Çünkü hak bizim hakkımız değil milletimizin hakkı” dedi.
Bakan Güler terbiye dışı laflar etti
Enerji Bakanı Güler’in meclis oturumu sırasında azarladığı ANAP Milletvekili Ömer Abuşoğlu ise, “Bakan Güler, daha başka terbiye dışı laflar etti. Özellikle CHP grubunu muhatap alarak biz zaten orada onun cevabını da verdik. Terbiyemiz bu tür lafları tekrarlamaya dahi müsait olmadığını, bir siyasetçiye de yakışmadığını, siyasetçinin biraz da erdem sahibi edep sahibi ve hikmet sahibi olması gerektiği yönünde bir şeyler söylemiştim. Meclis başkanı da o anda bakanın söylediği o lafların tutanaktan çıkarıldığını, tutanaklara dai girilmesinde mahsur olduğunu ve tutanaklardan çıkarılacağını belirtti” diye konuştu.
Çiftçi ve esnafın hükümetten umudu kesildi
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'den son dönemlerde erken seçime ilişkin tartışmaların arttığına dikkat çekerek, "Erken seçim kararı alacak tek otorite olarak AK Parti hükümeti gözüküyor" dedi. Mumcu, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de, hükümetlerin 5 yıl için iktidara geldiklerini ifade ederken, "Uzun zamandan beri Türkiye'de işbaşına gelen hükümetlerin 5 yıllık süreyi beklemeden 4 yılda bir seçim yapmak zorunda kaldığını görüyoruz. 5 yıllık süre sağlıklı değil. Şu anda çiftçilerin durumu hiç iyi değil ve hükümetin uyguladığı ekonomik programdan umutlarını kesmiş durumdalar. Küçük esnaf ve sanatkar da umudunu kesmiş gözüküyor. Sadece, ücretliler, orta sınıf ve üst sınıftakilerin umutları devam ediyor" diye konuştu.
Eğer orta sınıf ortadan
kalkarsa terör belası ile uğraşırız
Türkiye için orta sınıfın çok önemli olduğunu dile getiren Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orta sınıf denildiği zaman ihtiyacını karşılayıp, bir miktar tasarruf yapan kesim anlaşılmalıdır. Türkiye'de nüfusun sadece yüzde10'unun bu sınıfa girdiğini görüyoruz. Bunun için ekonomide reform yapıl malı, adaletli bir vergi istemi getirilmeli. Bunlar yapılabilirse kara delikler yok olur, verimlilik artar, işsizlik azalır, orta sınıf oluşur. Eğer orta sınıf ortadan kalkarsa iller birbirini kıskanır, kimlik tartışmaları başlar, sonunda da terör belası ile uğraşırız. Türkiye'de alt kimlik, üst kimlik değil, orta direk kimliği tartışması yapılmalıdır." İşsizliğin önlenmesi ve yatırımların hızlandırılması için istihdam vergisinin sıfırlanması gerektiğine dikkati çeken Mumcu, sektörel ve bölgesel planlamalar yapılmasını önerdi.
Yasama ve yürütme kuvvetleri
birbirinden ayrı seçilmelidir
Mumcu, Türkiye'de seçim sisteminin yeniden düzenlenmesi gerektiğini, bu konuda baraj oranlarının değil, sistemin tartışılmasının gerekli olduğunu savunurken açıklamasını şöyle sürdürdü: "Seçim sistemi değiştirilerek, Türkiye'de başkanlık rejimine geçilmesi gerekir. Bu konuda, sadece baraj oranlarını değil, daha da önemli olan sistemi tartışmamız gerekir. Yasama ve yürütme, kuvvetleri birbirinden ayrı seçilmelidir. Yasama etkisiz kalıyor. Devlet başkanını iki turlu seçim ile halkın seçeceği bir sisteme geçilmeli. TBMM iki yılda bir yapılacak seçimlerle yenilenmeli, meclis hükümetin kulu, kol emekçisi olmaktan kurtarılmalı. Hükümetler, bürokratik oligarşiye teslim oluyorlar. Bu sistemle yolsuzluk, israf önlenemez, yargı bağımsız olamaz, iktidar grubunun bu gerçeği görmesi gerekir."
Biz Zeugma’nın sular altında kalmaması için mücadele ederken platform üyeleri neredeydi?
Mumcu, Zeugma Antik Kentine en fazla emek verenlerden biri olduğunu söyledi ve şöyle konuştu "Zeugma'nın su altında kalması an meselesi iken mücadeleye başladım, burada ikinci kazı ekibi görevlendirdim. Kazılar için gerekli olan kaynağın yüzde 80'nini ben temin ettim. Zeugma’nın Türk ve dünya kamuoyuna tanıtımının yapılması için yaptığım girişimler sonucunda Zeugma Konseyi kuruldu. Zeugma mozaiklerinin sergilenmesi için yapımına başlanan ek müze inşaatının finansmanını bulan da benim. Seçim zamanı mozaiklerin İstanbul’da sergilenmesi gündeme geldiği zaman bu konuda tartışma yapıldı ve mozaiklerin Gaziantep'e getirilmeyeceği öne sürüldü. 'Benim dönemimde biz bu eserlerin yerinde sergilenmesi için mücadele ettik, biz bu mücadeleyi verirken sivil toplum örgütleri neredeydi? Bunu daha önce de söyledim, şimdi de söylüyorum. Yalancı kahramanlara hiçbir zaman eyvallah etmedim."
Türkiye'de tek başına hiçbir iktidar bu hükümet kadar aciz olmadı
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'de tek başına hiçbir iktidarın bu hükümet kadar aciz olmadığını iddia ederek, "Türkiye'de hiçbir başbakan dışarıda kendisine ne yapacağını söyleyenler karşısında hürmetle eğilirken, içeriye gelip kendi vatandaşlarına heybetli bir biçimde tafra yapmadı" dedi. Mumcu, Genişletilmiş İl Divan ve halka açık toplantıdaki konuşmasında, Anavatan Partisi olarak geçmişten bugüne çağ atlatan parti olmaktan onur duyduklarını belirterek, hiçbir zaman geçmişe çakılmış bir par ti olmayacaklarını bildirdi. Mumcu, "Biz, Türkiye'nin geleceğini kurmak için siyaset yapıyoruz, dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım' diyor Hazreti Mevlana. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Şimdi geleceğe bakmak lazım" diye konuştu.
Şampiyonlar liginde koşan bir Türkiye için siyaset yapıyoruz
Dünyanın gelişmiş ülkeler liginde arka sıralarda nal toplayan bir Türkiye için değil, şampiyonlar fiğinde koşan bir Türkiye için siyaset yaptıklarını ifade eden Mumcu. Türkiye'yi dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisinden birisi yapmak istediklerini kaydetti. Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ufku, vizyonu olmayanlar bunun nasıl olacağını bilmezler. Onlar (düşmana teslim olalım) derler, (manda kuralım...) derler. Onlarda (Ya istiklal, ya ölüm) diyecek yürek yoktur. Şimdi Türkiye ne yazık ki, ekonomik istikbalini kaybetmiş bir ülkedir. Ne yazık ki, kendisine borç verenlerin boyunduruğu altında bir ülkedir. Ne yazık ki, uluslararası arenada sözünü geçiremeyen ve en tabii hakkı sayılabilecek meselelerde artık uluslararası ilişkilerin büyüklerine değil, çevredeki küçük, aşiret topluluklarına, devletlere muhatap kılınan bir ülke haline gelmiştir."
Yargıya müdahale ediliyor kimsenin gıkı çıkmıyor
Erkan Mumcu, Türkiye'nin dünyanın bütün mazlumları için söz söyleyen bir ülke olabilmesi ve sözünü yaptıran bir ülke olabilmesi için siyaset yaptıklarına işaret ederek, şu görüşleri dile getirdi: "Bugünlerde hepimiz hükümetin karşı karşıya bulunduğu meseleler karşısındaki aczini görüp üzülüyoruz. Türkiye'de hiçbir tek başına iktidar bu hükümet kadar aciz olmadı. Türkiye'de hiçbir baş bakan dışarıda kendisine ne yapacağını söyleyenler karşısında hürmetle eğilirken, içeriye gelip kendi vatandaşlarına heybetli bir biçimde tafra yapmadı. Ne yazık ki, öyle bir baş bakanımız var ki, öyle bir hükümetimiz var ki, Türkiye'nin iç politika meselelerine, hukuk meselelerine Avrupa Birliğinden talimat verili yor, başbakanın sesi çıkmıyor, gıkı çıkmıyor. Yargıya müdahale ediliyor, kimsenin gıkı çıkmıyor. Ama, Türkiye'den bir iki ses bir şey söylediği zaman başbakan, başbakanlığını unutup başsavcılığa soyunuyor."
Fakir fukaranın cebinden alıp zenginin cebine koyuyorlar
Erkan Mumcu, hükümetin politikalarını eleştirerek, "Fakir fukaranın cebinden alıyorlar, zenginin cebine koyuyorlar. Bunların adaleti bu. Millet Köroğlu diye güvendi, ama bunlar Bolu Beyi çıktılar" dedi. Mumcu, Anavatan Parti sinin Genişletilmiş İl Divan ve halka açık toplantısındaki konuşmasında, Türk sanayicisinin ve yerli sermayenin önemine değinerek başbakanın "yabancı sermayenin elini ayağını öptüğünü" ancak, "Türkiye'yi var eden milli sermeye heybetlendiğini ileri sürdü. Mumcu. "Yani yabancı sermayeye hürmetli, milli sermayeye heybetli olmadı sayın başbakan. Adil, olmak lazım" diye konuştu.
Vatandaşın satın alma gücü hızla düşüyor
Erkan Mumcu, şunları söyledi: "Bir başbakanın şunu söylemeye hakkı yok (İşsizliğe Amerika bile çare bulamamış). Kim diyor bulamamış diye? Eğer, sen işsizliğe bir çare bulamayacaktıysan orda ne işin var? Eğer Türkiye'nin dertlerini çözmeyeceksen boşuna oturuyorsun, Türkiye'ye vakit kaybettiriyorsun Türkiye’nin işsizliği çözebileceğini ifade eden Mumcu, vergi ve teşvik politikasının önemli olduğunu vurguladı. Mumcu, hükümetin böyle saçma sapan bir teşvik politikası uygulayarak ne sanayileşme ve istihdam sağlanabileceğini ne rekabeti koruyabileceğini ne de haksız rekabeti önleyebileceğini savundu. Vatandaşın satın alma gücünün hızla düştüğünü. Türkiye'nin dünyanın en yüksek ikinci reel faizini ödeyen ülke olduğunu ve faizi gariban vatandaşın ödediğini anlatan Mumcu, şunları ifade etti: "Fakir fukaranın cebinden alıyorlar, zenginin cebine koyuyorlar. Bunların adaleti bu Millet Köroğlu diye güvendi, ama bunlar Bolu Beyi çıktılar. Zenginden de almasına gerek yok, Türkiye'nin önünü açıp adaletli bir biçimde fakire fukaraya vereceklerdi fakat, fakir fukaranın bırakın cebindekini, kursağımdakini alıyorlar."