Hisarcıklıoğlu, ülkenin üretken, vergi veren, istihdam yaratan insanlarının ve şirketlerinin sayısının azalmasının büyük bir kayıp olduğunu belirtirken, “Dünyada bizim dışımızda 25 yıldır çift haneli enflasyonla yaşayan başka bir ülke yoktur” dedi.
Ticaretin ekonominin belkemiği olduğunu, ticaret olmazsa ne üretim, ne de tüketimin gerçekleşemeyeceğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Tüccarlar ekonominin lokomotifidir. Ticaretin ve ekonomik büyümenin önündeki engellerin kaldırılması aynı anlama gelir. Ticaret sektörü, sermaye birikimini sağlayarak, sanayiye geçişin öncülüğünü üstlenmektedir” dedi.
Dünyada en pahalı enerjiyi Türkiye’nin kullandığını ifade eden ve yine de TEAŞ’ın bir milyar dolar zarar ettiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Üstelik ödemeyenin parasını da ödeyenden alıyor. En yüksek SSK primi bizde. Ama sosyal güvenlik kumrularının sadece 7 aylık açığı 6 katrilyon liraya ulaşmış ve bütçe ödeneğini neredeyse ilk 7 ayda tüketmiştir. Bu yüzden hem işsizlik, hem de kayıt dışına yönelme artıyor. 5 Milyon kişinin işi yok, bir bu kadar da kayıt dışı çalışan var. Prim ve vergi yüklerini azaltıp, bunların yarısının kayıt altına alınması ile, 3 katrilyon ilave gelir sağlanabilir ve böylece sosyal güvenlik açığı kapatılabilir” şeklinde konuştu.
Türkiye’de ‘Ben yaptım’ zihniyeti ile hareket edildiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, ekonomi gerçeklerinden uzak, siyasi çıkar amaçlı zihniyete karşı olduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “En yüksek vergi oranları bizde. Buna rağmen bütçemiz her yıl artan miktarda açık vermeye devam ediyor. Kamu kurumlan, bir dipsiz kuyu misali, ne versek yutuyor. Demek ki esas mesele, kamu harcamalarında. Kamudaki israf ve verimsizliktir.
Bunlar düzeltilmediği müddetçe, bizler ne kadar vergi verirsek verelim, kapanan kamu açıkları değil, ülkenin şirketleri olacaktır. Bakınız, beyanname düzenleyerek vergi ödeyenlerin sayısı geçen yıl 328 bin azalarak 2,3 milyona gerilemiştir. Yani vergi verenlerin sayısında yüzde 12 gerileme yaşanmıştır. Ülkenin üretken vergi veren istihdam yaratan insanlarının ve şirketlerinin sayısının azalması büyük bir kayıptır. Dünyada bizim dışımızda 25 yıldır çift haneli enflasyonla yaşayan başka bir ülke yoktur. Enflasyonun sosyal ve ekonomik bünyedeki tahribatı ortadadır. Büyüme sağlanmadan, enflasyonda, enflasyon düşmeden de büyüme de kalıcı başarı sağlanamaz. İşte son 10-15 yıl bunun kanıtıdır.”