ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Devlet, bankaları denetleyemiyor

Devlet, bankaları denetleyemiyor
YAYINLAMA: 23 Şubat 2021 / 13.45
GÜNCELLEME: 23 Şubat 2021 / 13.45
Vatandaş banka batırmanın mantığını anlamıyor…

Banka operasyonlarının ticari hayatı bitirdiğini ifade eden işadamı, sanayici, esnaf ve siyasetçi, bu durumdan hükümeti sorumlu tutarken ülkede güven kalmadığından yakınıyor. Özel bankaların kaynaklarını kendi şirketlerine aktarması eleştirilirken, “İsviçre bankalarındaki 65 milyar doların oraya nasıl gittiği ve kimin olduğu açıklanmalı" deniliyor.

Coşkun Akkan (işadamı): “Ticaret hayatı bitti. Piyasada güvensizlik hakim. Bankaların battığına inanmıyoruz. Her şey bittikten sonra mı devlet farkına varıyor? Devlet esnafın KDV’sine kadar takip ederken, alınan malın fişini sorarken, bankaları denetlemekten aciz mi? Yurt dışına trilyonları kaçırdılar, devlet bunun kaç lirasını geri getirebildi? Eğer suç işleyenler gerekli cezayı alsaydı Türkiye bugün bu hale gelmezdi. Banka hortumlayan 3-5 ay yatıp çıkıyor. Yapanın yanı kâr kalıyor. Batık bankalarda parası olan vatandaşlar devletin keyfine göre 5-10 yıl sonra ancak alabiliyor. Bu açıkça halkın devlet tarafından dolandırılmasıdır.

Bankadan kredi alacağımız zaman talep ettiğimiz kredinin 2- 3 katı kadar banka teminat istiyor. Peki devlet bu bankalardan neden teminat almıyor? Bir mağazadan mal almaya kalkıştığında kefil istiyorlar. Devlet bankalar için aynı şeyi yapmıyor. Her isteyen nasıl banka kurabilir? Ben bu devlete 27 yıl prim ödedim, bana verdiği emekli aylığı 130 milyon. Üniversitede okuyan çocuğuma 150 milyon lira gönderiyorum. Diğer ihtiyaçlarının hariç. Devlet esnafına, işadamına hırsız gözü ile bakıyor. Vergi kaçırıyorlar diye sahip çıkmıyor. Böyle acizlik olur mu?”

Ragıp Geylani (İşadamı): “Türkiye'nin ve dünyanın en zenginleri arasında yer alan bir insanın sahip olduğu bankaya el konulması çok garip. Üstelik bu banka sahibinin çok sayıda şirketi ve bünyesinde istihdam edilen insan var. Bankaya el konulmasıyla sahibinden çok bu bankayla ticari ilişkisi olanlar etkilenecekler. İnsanlar tedirgin.”

Haşan Kaymaz (Trikotajcı): "Pamukbank gibi bir bankanın Fona devralması yatırmaya önemli darbe vurdu. Eğer bu banka çürükse devlet bunu önceden bilmiyor muydu? Neden şimdiye kadar çalışmasına izin verildi? Devlet önceden tedbirini niçin almadı? Bugün o bankada hesabı olan insanlar zor durumda kalacak. Ödemeleri aksayacak. Bu durum ticaret yapan insanı fazlasıyla etkileyecek. Halk ne yaparsa yapsın mantığı ile hareket ediliyor. Bu kadar olmaz. Bankalar görev zararı açıklıyor, bunu neye göre açıklıyorlar? Ne oldu da zarar ettiklerini kamuya niçin açıklamıyorlar?

BBP İl Başkanı Eşref Savaş: “Bankalara yönelik operasyon kapsamında yeni bankaların fona devredilmesi, yeni bir krizin olacağının belirtisidir. Ülkemizde büyük bir siyasi istikrarsızlık var. Bunun en büyük belirtileri de bankalardır. Bankaların kurtarılması için bankaları birleştirmeyi denediler. Bunda da başarılı olamadılar. Ülkenin en büyük bankalarını batırdılar.

Türkiye çok büyük sıkıntılarla boğuşuyor. Her batan banka milyarlarca dolara mal oluyor. Türkiye IMF’den bir milyar dolar para almak için büyük sıkıntılar içerisine girerken, son batan banka ile bu paraların nereye gittiği ortaya çıkıyor. Türkiye sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Böyle bir dönemde batan bankaların yabancı sermayeye devredilmesi endişe verici.”

EMEP İl Başkanı Mecit Bozkurt: ‘Özellikle yerli-sermaye ve işletmeler, tekellerin lehine ve uluslararası sermayenin çıkarları doğrultusunda zarar ettiği gerekçesiyle tasfiye edilip IMF'nin direktifleri yerine getiriliyor. Öbür taraftan kamuoyu teşekkülleri özelleştirilerek her birini yabancı sermayenin ve yurt içindeki işbirlikçilerinin üssü haline getiriliyor. Son dönemlerde Türkiye'de Citibank. HSCB ve benzeri yabancı bankaların hızla palazlanmasını destekleniyor.

Özellikle piyasalarda Derviş eliyle yaratılan ve spekülatif sermayeyi hızlı şekilde besleyen döviz üzerindeki oynamalar bugünkü durumun da bir göstergesidir. Önce bankaları zarara uğratıyorlar. sonra da satıyorlar. Ziraat Bankası, Halk Bankası gibi bankalar. 50 milyar dolarlık görev zararı gösteriyor, bu paraların da çiftçiye ve esnafa verildiğini açıklıyorlar. Ancak çiftçi ve esnafa ödenen para 2.5 milyar dolar. Bu bankaların hortumlanması ve yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi aynı el tarafından yapılıyor.”

Aziz Canatar (Avukat): ‘Bence BDDK görevini yapamıyor. Eğer yapmış olsa bankanın ayakta durdurup durmadığını bilir. Fakat bu kadar süre beklendikten sonra bankaya müdahale etme gereği duymasını iyi niyetle bağdaştıramıyorum. Meydana gelen açığı, hortumlanan parayı, halktan toplanan paralarla kapatmak doğru değil. Burada bazılarının kusurunun cezasını halk çekiyor. Oysa kusurlu olan cezasını çekmeli. Bu halka yazık. Ondan sonra kalkıp yeni yeni vergiler ve peş peşe zamlar yapılıyor. Hayatı çekilmez hale getiriyorlar.

Kapanan işyerleri kapanan bankalar yüzünden insanlar işsiz kalıyor. Sonuçta toplum altından kalkamayacak sosyal sorunlarla karşı karşıya geliyor. Bugün adliyelerdeki dosyaların büyük bir kısmını boşanma davaları oluşturuyor. Özel bankaların " çoğu bankalardan aldıkları parayı şirketlerine aktarıyor, sonra battık diyorlar. Devlet parayı bankadan tahsil edemiyor. Sonra halkın sırtına biniyor. basıyor vergiyi ve zammı. İsviçre'deki bankalarda Türklerin 65 milyar doları olduğu iddia ediliyor, bu para oraya nasıl gitti, kimin parası, neden bunlar araştırılmıyor? Boşaltılan bankalar konusunda halkın ne suçu var da durmadan zam yapılıyor?”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *