Devlet okullarında 11 yıl okutulan çocukların başarısını dershaneler 6 ayda sahipleniyor
Eğitimciler, devlet okullarında yıllarca emek verilen öğrencilerin başarısının 6 -8 ay sınav tekniği öğretilen dershanelere mal edilmesinin eğitimcilere büyük haksızlık olduğunu belirtirken, Eğitim-Sen Şube Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Devlet kendi okullarını üvey evlat, dershaneleri öz evlat olarak görüyor. Dershanelerin düzenlediği törenlere katılıp, ‘dershanemiz öğrencisi’ denilen çocuklarımıza altın takıyor” dedi.
Dershane öğrencilerinin kaldığı evler ve pansiyonlar denetlenmiyor
Bozgeyik, ilimizde öğrenci kapasitesi olarak devlet okullarını geride bırakan cemaat dershaneleri olduğunu, bu dershanelerin Anadolu’nun farklı yerlerinden öğrenciler getirip bunları pansiyon ve evlerde barındırdığını, ancak bu evlerin denetlenmediğini söyleyen Bozgeyik, “Dershaneler, pansiyonlu öğrenci alıyorlar. Bunların bir kısmı pansiyonda kalıyor. Ancak önemli bir kısmı cemaat evlerinde barınıyor. Cemaat evlerinde kalan öğrenciler için devlete para ödenmiyor. Vergi, için küçük esnafın yakasına yapışan devlet, evlerde kalan öğrencileri için vergi ödenip ödenmediğini denetliyor mu? Bunlar devlete vergi ödüyorlar mı? Milli Eğitim’in işbirliğiyle bunların araştırılması gerekir” şeklinde açıklama yaptı.
Liseden çok dershane var
Bozgeyik 12 Eylül sonrası gelişen sistemin sonuçlarından biri olan dershanecilik anlayışının eğitim sistemine ve devlet okulları kalitesine önemli oranda zarar verdiğini vurgularken, “İlimizde devlet lisesinden çok dershane var. Şu anda 40’a yakın dershane eğitimin ticaretini yapıyor. Devlet eğitimin kalitesini bilinçli olarak düşürüyor. ÖSS de lise 2 ve 3’üncü sınıf müfredatından soru' çıkmaması dershanelerin işini kolaylaştırıyor. Bu siyasal yapılaşma dershaneciliği özendiriyor. Sistemin sonucu olarak dershaneler realite haline geldi. İlimizde 40’a yakın dershane var. Buraları denetlemesi gereken Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, dershanelerde düzenlenen ödül törenlerinde çocuklara altın veriyor. O tür ödüllendirmenin devlet okullarındaki öğrenci ve öğretmenlere verilmesi gerekir” diye konuştu.
Devlet yetiştiriyor özel sahipleniyor
Dershanelerin alt yapısı olan çocukları alıp, bu gençlerin başarısını kısa süreli kurslar sonunda kendi başarısı gibi göstermesinin, zor şartlar altında eğitim öğretim veren öğretmenlerin hakkını inkar etmek anlamına geldiğini hatırlatan Bozgeyik, “Dershanelerin bir çoğu devlet okulu olan Anadolu ve fen liselerine giren başarılı öğrencileri çeşitli vaatlerle alıyor. Sonra da çocuğun başarısını kendisine mal ediyor. Anadolu ve fen liselerinde zor şartlar altında eğitim veren, bir çok sosyal haktan mahrum kalan öğretmenin emeğini dershanenin başarısıymış gibi göstermek ve dershanecilere alkış tutmak büyük bir yanlışlık” diye konuştu.
Pohpohlandıkça iştahları kabarıyor
Dershanelerin bu haksız sahiplenişlerine ses çıkarılmadığı, hatta destek olunduğu gibi, dershaneciliğin her geçen gün daha da karlı bir sektör haline geldiğini söyleyen Bozgeyik, “Dershane anlayışı, 12 Eylül’den sonra 24 Ocak kararlarıyla başlayan eğitimdeki özelleştirme furyasının bir ürünüdür. Bu sektörün sürekli desteklenmesi dershaneleri çığ gibi büyüttü. Özellikle son yıllarda devlet bunlardan alınan vergi oranını düşürdü. Böyle olunca da o alanda talep çoğalıyor. Bunların dene tim altına alınması gerekiyor” şeklinde açıklama yaptı.
2 Bin öğretmen, 4 bin derslik ve bin hizmetli açığı var
Dershanelerin var olan eğitim sistemi ve YÖK sisteminden kaynaklı devlet tartından bilinçli olarak yaratıldığını yineleyen Bozgeyik, “İlimizde bu gün için 2 bin öğretmen, 4 bine yakın derslik, bin de hizmetli açığı var. Milli Eğitim sistemi bu üç önemli eğitim sorununun ortadan kaldırılmasına yönelik hiçbir çaba harcamıyor. Ancak toplumu özel sektöre özendirme konusunda ciddi bir emek harcıyorlar. Toplumu özel sektöre yönlendirip, devlet okullarını var olan bu katkısını emeğini görmezden geliyorlar” dedi.