Bu yüzden üç kez cezaevine girip haksız yere hapis yatan ve halen bu konuyla ilgili bir davanın daha devam ettiğini belirten Çevik, iki kez de savcılığa ifade yerdiğini İzmir, İstanbul, Ankara ve Gaziantep arasında adeta mekik dokuyarak bu olaydan başını kurtarmaya çalıştığını söyledi.
Uzun süre İstanbul’da kalan ve tatlıcılık yaparak geçimini kazanan 27 yaşındaki Halil Çevik geçtiğimiz yıl işten çıkıp Bostancı dolmuşu ile evine giderken içerisinde telefon rehberi ve kimliklerinin de bulunduğu cüzdanı düşürdü. Gazete ilanı vermeyi akıl edemeyen Çevik, ancak durumu Bostancı Polis Karakolu’na bildirdi. Daha sonra kaybolan ehliyetinin yerine yenisini çıkaran Çevik, olaydan bir süre sonra Nizip’teki yakınlarının yanına geldi. Çevik, başına gelenleri şöyle anlattı:
“Yakınlarımızı ziyaret ederek Yeşil Kart çıkarmaya çalışıyordum. İşlerim bitti, karakoldan da bir evrak isteniyordu. Karakola gittiğimde bana ‘siz aranıyorsunuz, hakkınızda gıyabi tevkif kararı var’ diye hemen gözaltına aldılar. Ancak ne olduğunu anlayamadım. Niçin arandığımı daha sonra öğrendim. İstanbul’da kaybettiğim sürücü belgemin üzerindeki fotoğrafımın yerine tanımadığım biri kendi resmini yapıştırarak piyasayı dolandırmış. Otomobil kiraladığı yere benim sürücü belgemi bırakıp, sonra bunları götürüp satmış. Bu yüzden Nizip Cezaevi’nde 8 gün hapis yattım, sonra davanın açıldığı İzmir Buca’ya götürüldüm. Buca Cezaevi’nde de 4 gün yattım. Daha sonra dolandırıcının ben olmadığımı kanıtladık, kimliğime birinin resminin yapıştırıldığı ortaya çıktı” dedi.