2000 Yılı SSK istatistiklerine göre ülkemizde bir yılda 74 bin 847 iş kazası meydana gelirken, iş kazaları sonucu bin 173 çalışanın yaşamını yitirdiği, bin 818 çalışanın sürekli iş göremez hale geldiği ve 803 çalışanın da meslek hastalığına yakalandığı bildirileli. İş kazaları sonucunda toplam bir milyon 697 bin 695 gün geçici iş görmezlik oluşurken çalışanların 46 bin 75 günü hastanede getirdikleri açıkladı.
Makina Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi yönetim kurulu tarafından yapılan açıklamaya göre, ülkemizde bir yılda meydana gelen iş kazaları ve bunların sonuçlarının yalnızca sigortalı işçileri kapsadığını belirterek, kaçak işçiler ve SSK’lı olmayan çalışanlar göz önüne alındığında, bilinmeyen veya bildirilmeyen iş kazaları ile bu sayının SSK istatistiklerinin 4 katına ulaşacağı açıkladı. Bu iş kazalarının yüzde 72’sinin 50’den az işçi çalıştıran işyerlerinde, yani iş sağlığı iş güvenliği kurullarının zorunlu olarak, kurulması gerekmeyen işyerlerinde olduğunun görüldüğünü vurguladı.
TMMOB Gaziantep Şubesi yetkilileri, bu rakamların İş Sağlığı İş Güvenliği Kurullarının zorunlu olduğunu gösterdiğini belirterek, “Ülkemizde IMF ve Dünya Bankası gibi emperyalist kuramlarının istemleri doğrultusunda devletin asli görevleri olan eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanları yok edilmekte ve SSK’nın özelleştirilme çalışmaları yürütülmektedir. Ülkemizin iş kazalarında Avrupa şampiyonu ve dünya üçüncüsü olduğu göz önüne alındığında, devletin sosyal boyutundan arındırılması sürecindeki bu gelişmelerle iş kazalarının artmaması ve kayıpların çoğalmasının önüne geçilemez” dedi.
İş kazalarının bu kadar yoğun bir şekilde yaşandığı ülkemizde; Çalışma Bakanlığı nezdinde yıllardır yürüttüğümüz tüm girişimlere karşın İş Güvenliği Mühendisliği konusunda gerekli yasal ve idari düzenlemelerin gerçekleştirilemediğini ifade eden yetkililer, “İş Güvenliği Mühendisliği uygulamasında; işyerlerinde iş sağlığı ve iş güvenliğine yönelik tüm önlemlerin alınması ve eğitimlerin verilmesi yer almaktadır. Ülkemizde henüz uygulamada kabul görmemiş bu kavram, gelişmiş ülkelerde iş kazalarının en aza indirilmesinde büyük bir rol oynamaktadır. Odamız, öncelikle iş sağlığı ve iş güvenliği tüzüğündeki eksiklerin giderilmesi yönünde çalışmaların sonuçlandırılmasını ve “iş güvenliği mühendisliğinin yaşama geçirilmesini bir kez daha yetkililere duyurmaktadır” diye konuştu.
Yetkililer, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na önerdiğimiz çerçevede İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün günün koşullarına uygun biçimde tüm ilgili kesimlerin görüş ve önerileri alınarak yaşama geçirilmeli, dünyada ve ülkemizde ürkütücü boyutlara gelen çocuk işçilik konusunda, çocuk emeği sömürüsünün ortada kaldırılmasını, çocukların rehabilite edinmesini, eğitilmesini ve ailelerine kazanç sağlayıcı olanakların sağlanması gerek. Küreselleşme politikaları ile özelleştirmeler sonucunda ortaya çıkan sorunların giderilmesi için tüm çalışanlara iş güvencesinin sağlanmasını, ucuz işgücü olarak görülen kadın işçilik konusundaki tüm olumsuz uygulamalar kaldırılmalı. Kaçak işçiliğin önlenmesini ve kayıtlı hale getirip sosyal güvence altına alınmasını, tüm toplu sözleşmelerde iş sağlığı ve iş güvenliği konularına yer vermeli ve sendikalar bu konuya daha fazla sahip çıkmalı. Örgün ve yayın eğitimde iş sağlığı ve iş güvenliği konusu ciddi bir şekilde ele alınarak müfredatlara konulmalı. 30 İşçi çalıştıran işyerinde iş sağlığı ve iş güvenliği mühendisi bulundurma zorunluluğu getirilmeli” diye konuştu.