ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Medeni Kanun Türk kadınını şeriat zincirinden kurtarmıştır

Medeni Kanun Türk kadınını şeriat zincirinden kurtarmıştır
YAYINLAMA: 20 Kasım 2025 / 15.57
GÜNCELLEME: 20 Kasım 2025 / 15.57

Türk Medeni Kanunu’nun 80. yılı nedeniyle CHP İl Kadın Kolu Başkanı Gülten Gülsu, Türk Medeni Kanunu’nun, Atatürk devrimlerinin temeli, dinsel hukuk düzeninden laik hukuk düzenine geçişin belgesi, bir hukuk ve uygarlık anıtı olarak kabul edileceğini söyledi. Atatürk’ün laikliği gerçekleştirmek için yaptığı köklü değişiklikler arasında hiç kuşkusuz en önemli değişiklik, Medeni Kanun un kabulüdür’ diyen Gülsu, “Sosyal, ekonomik, kültürel yaşantımıza çağdaşlığı getiren bu kanun, Türk kadınını medeni haklara, toplumun temeli olan aile kurumunu da gerçek niteliklerine kavuşturmuştur” dedi.

Şeriat özlemi çekenlere karşı mücadele etmeliyiz

Medeni Kanunun kabulünün eşitlik ve özgürlük yolunda atılan en önemli adımdır olduğunu hatırlatan Gülsü Laik hukuk sisteminin somut bir göstergesidir. Kadını birey ve vatandaş olarak haklarının korunduğunun belgesidir. Medeni Kanun Cumhuriyet devrimlerinin tüm niteliklerini taşımaktadır. Medeni Kanun Türk kadınını şeriat zincirinden kurtarmıştır. Ne yazık ki bugünlerde 82 yıl öncesine dönmek isteyen ve şeriat düzenine dönmenin alt yapı çalışmalarını sürdüren bir iktidarın tehditleriyle dolu günler yaşıyoruz. İktidar tarafından sürdürülen bu çalışmalar. Cumhuriyetimizi, milletimizi ve özellikle kadınları tehdit ediyor” diye konuştu. Ülke iktidarının kadınlar lehine değil, aleyhine politikalar üreten bir tavır içinde olduklarını söyleyen Gülsu “AİHM'nin türbanla ilgili kararı üzerine Başbakan yine fetva verdi. Başbakan Erdoğan'ın zihninde kavramlar çatışıyor. Bir gün şeyhlerin rüyası ile devlet politikasını yönlendirme, bir başka gün laik, demokratik bir hukuk devletinde ulema sınıfı yaratma heveslerine kapılıyor. Ülke sorunları karşısında İslami referanslar kullanma alışkanlığından vazgeçemiyor" diye konuştu.

Kadınların var olan haklan ellerinden alınmak isteniyor

“Artık eşinin soyadının yanı sıra kendi soyadını kullanma hakkına sahip olan kadının bu hakkı elinden alınmaya çalışılmıştır" diyen Gülsu, “Bu gerici zihniyet beyanatlarda kağıt üzerin de somutlaşmasını sürdürürken yaşanan olaylar bu gericiliğin artık sadece sözlere, yazıya sığmadığını maalesef uygulamaya geçtiğini gösteriyor. Konya'da karikatür krizine tepki olarak gerçekleştirilen ‘Resula Sadakat Yürüyüşü nü gazetesi adına izleyip haber yapmakla görevli olan Sabah Gazetesi Muhabiri Aliye Çetinkaya görevini yerine getirirken gözü dönmüş kalabalığın hedefi haline geldi. Meslektaşları, tarafından alandan güçlükle uzaklaştırılan kadın gazetecinin başına gelenler arasında Atatürk devrimlerinin Türk kadınına 82 yıl önce verdiği hakların birer birer geri alınmaya çalışıldığının en somut ve çarpıcı göstergesi oldu” şeklinde açıklama yaptı.

“Geriye değil ileriye gitmek istiyoruz”

Cumhuriyet kadınları olarak hedeflerinin yıllar öncesine dönmek değil, ileriye gitmek olduğunu söyleyen Gülsu “Kadınları toplumsal hayatın gerisine iten, mesleklerini ellerinden alarak ekonomik bağımsızlığım yok eden, giderek kadını bir birey olmaktan çıkarmayı hedefleyenlerin yönettiği bir Türkiye'de, kadın gazetecinin başına gelen, şaşırılmaması gereken bir olaydı. AKP zihniyetinin bu derece açık hale gelen toplumsal uygulamaları ne biz CHP'li kadınları, ne de 82 yıl önce kendisine verilen hakları sonuna kadar savunmayı ilke edinen çağdaş Türk kadınını yıldırmayacaktır. CHP Kadın Kolları olarak bu saldırıların ve bu saldırıları gerçekleştiren orta çağ zihniyetinin sonuna kadar karşısındayız" diye konuştu.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *