Gelişmiş ülkelerde dış ticaret hacminin yüzde 10'u Serbest Bölge faaliyetlerinden oluşurken, Türkiye'de yüzde 12-13'lere çıkıldığına dikkat çekildi. Bugüne kadar yapılan toplam ticaret hacminin 52 milyar dolar olduğu, bunun yabana atılacak bir rakam olmadığı vurgulandı. Türkiye’de Serbest Bölgelerde 3 bin 100 firma bulunduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını vurgulayan yetkililer, Serbest Bölge’nin üretim ve ihracat yapan firmalara çok büyük avantajlar sağladığına dikkat çekti.
Serbest Bölgelerin 400 yıldan beri dünyada uygulandığını ve çok iyi bir ticaret politikası enstrümanı olduğunu ifade eden Serbest Bölgeler Genel Müdürü Göktuğ Bayrı, globalleşen dünyada ticaretin yayılıp serbestçe yapılması için sadece serbest piyasa ekonomilerinin değil, kapalı ekonomilerin de uyguladığı bir yöntem olduğunu kaydetti.
Bayrı, “Tüm dünyada uygulanan Serbest Bölge politikasının ülkelerin dış ticaretlerine, üretim alanının güçlenmesine, pazarlama yönünün gelişmesine katkı sağladığı açıktır. Gelişmiş ülkelerde dış ticaret hacminin yüzde 10'u Serbest Bölge faaliyetlerinden oluşuyor. Türkiye'de ise yüzde 12- 13'lere çıkıldı. Bugüne kadar toplam ticaret hacmi 52 milyar dolar. Bu yabana atılacak bir rakam değil. Firma sayısı 3 bin 100 civarında ve yeterli değil. 1999'da Romanya'da 5 bin 500 tane kayıtlı Türk firması vardı. Demek ki biz komünist veya sosyalist rejimlerden kısa bir süre önce çıkmış, çok kapalı totaliter rejimler altında yaşamış ülkelerde yarattığımız ticari potansiyelini Serbest Bölgelerde sağlayamamışız. Bu önemli bir kayıp” dedi.
Serbest Bölgelerin vergi cenneti ve vergi kaçırılan yerler olarak algılandığını vurgulayan Göktuğ Bayrı, bu düşüncenin yanlış olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Vergi kaçırmak suç, kaçınmak ise yasaldır. Serbest Bölgeler vergiden kaçınılmasını temin etmek için oluşturulmuştur. Üretilen ürünler yurt dışına serbestçe transfer ediliyor. Serbest Bölgelerdeki firmalar yatırım konusunda Hazine Müsteşarlığından teşvik belgesi almak kaydıyla yürürlükte bulunan teşvik unsurlarından yararlanabiliyor. Ancak ihracat teşviklerinden yararlanmak söz konusu değil. Çünkü kanun gereği bu bölgelerden yurt dışına mal göndermek dış ticaret rejimine tabi değil. Dış ticaret rejimine tabi olmadığı için yatırım teşviklerinden yararlanmak mümkün olmakla birlikte, ihracat teşviklerinden yararlanılamıyor.”
Gaziantep Sanayi Odası ile Gaziantep Serbest Bölge Kurucusu ve İşleticisi A.Ş tarafından, T.C Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü ile İstanbul Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesi Kurucusu ve İşleticisi A.Ş’nin katılımları ile “Dış ticaret finansmanında serbest bölgelerin rolü” konulu seminer düzenlendi. GSO Meclis Salonu’nda dün gerçekleştirilen seminere GSO Başkanı Nejat Koçer, GASBAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Gereççi, Gaziantep Serbest Bölge Müdürü Mehmet Y. Göktürk, Serbest Bölgeler Genel Müdürü Göktuğ Bayrı, İSBİ A.Ş İletişim Depertman Direktörü Ergenekon Küçük’te kendi dallarıyla ilgili birer konuşma yaptı.
Gaziantep'te Serbest Bölge’nin çok geç kurulduğuna dikkat çeken GSO Başkanı Nejat Koçer, Serbest Bölge faaliyete geçtiği günden bu yana Türkiye’nin krizlerle boğuştuğunu söyledi. Buna rağmen Gaziantep’te çok önemli bir mesafe alındığını kaydeden Koçer, “Özellikle Gaziantep Serbest Bölgesi’nin alt yapısı ile ilgili önemli mesafeler alındı. Son bir yılda krizden etkilenen sanayicinin Serbest Bölge’yle olan ilişkilerinde biraz daralma olmakla birlikte bu yıl Gaziantep Serbest Bölgesi çok önemli rakamları ortaya çıkaracak. Özellikle ruhsat harçları veya icra konularında ülke projektörü göz önünde bulundurularak, yeni başvuran ruhsat atabilecek kişilerin ruhsat harçlarıyla ilgili bir yenilik, bir düzenleme yapılabilir mi bunun irdelenmesi gerek. GSO olarak GASBAŞ’a iş birliğiyle bu süreci yakalayacağız" dedi.